Yörük Efe Gazetesi ®️ | Aydın Haberler
2020-10-17 17:40:51

İNSAN! UYANIŞ 2!

Aziz Tepe

aziztepe@hotmail.com 17 Ekim 2020, 17:40

Uyanmak kapladığında, nedense geri dönüşler olur öze doğru, özlemler kaplar ruhu ve kalmış fotoğraflardan büyük izler çıkmıştır. Batının eski mabetleri, dalan yaprakların kırıklarına batırılmış sütlerden izler yapıp, nesneden bedene akışla yaşanmışları aktarırken ruha, sürtünmekten ve kaşınmaktan o taneleri yudumladığımız eşsiz lezzete geçiş anında asılı kalırız, dalın kolunda. Sonra hikayelerin ortakları belirir, netlik yoktur, izlerden ve ruhlardan sesler vardır. Bir sesleniş türküyle karıştığında, renkli elbisenin altından gülücük yakalayıp, gıdıklayarak bedeni, hazzın öğretisinden duygunun varlığına ilk köprüler atılmıştır habersiz. Sonrası bakışmalar arasında gizli kavgalar, yer beğenmek ve alan oluşturmak hevesi, ve tutuluşu sahiplenme dürtüsü içinde, kıskançlık hezeyanları. Birey oluşun ilk verileri ruha yüklenmektedir, öyleyse demem o ki, sevmek ve aidiyet duygusu kazanıldığında başlıyor farkındalık. Onca evliya, şair, aşık dememiş boşuna sevgiye dair sır. Sosyal alan, koku kavgaları, açlık oyunları eşliğinde sınanır. Çoğuna ve istenene aidiyet yüklerken çatışma anları ve çoğul sevdalar, Asur topraklarından, Afrodisyas’a geçişimizle beraber Ninos ve Semiramis‘in öğretilerinden Afrodit’e ruh verişine tanıklık ediyorduk. Mezopotamya ve Anadolu yine doğurgandı ve birbirlerine aşık. Yine bir keşif anı çattı, özde bakınca kuruluşlarda sevda var, uğruna adanmışlık ve yırtınırcasına mücadele. Kalp hükümranlığı yeni alan ve yeni hikayeler, eril ve dişil kocaman büyük mermer sütunlar eşliğinde diziliyor ardı ardına. Ritüellere ev sahipliği yapmış Zoilos’un mabedi, işçilerin alın terlerinden akan kan, evlerinde sıcak çorbaları hazırlayan kadınlar ve geleceğin mirasçıları çocuklar bir elden Afrodit’in o aşk şarkılarında yıkadıkları ruhlarıyla temizlenip uykuya daldıkları gibi, uzandık mermerin üstüne ve uyku halinde gerçekmiş gibi büyük geçmişin mirasında yonttuk çıkıntı hallerimizi. Helenistik zamandan Afrodit’e, Anadolu’ya Ege’ye, Aydın’a hatta Karacasu’ya kadar duygu geçişleri içinde uyanıp buz gibi mermerin üzerinden bakıştığımız an, çıktığım sahnelerde içimi doyuran hikayelerin aşka dönüşmüş halini içime soluyordum. Elimden tutup anfi tiyatro içinde evrene seslenircesine bağırarak söylediğin şarkı, ayaklarımı kesmiş ve gezintiye çıkarmıştı beni;
begonvil boy vermiştir şimdi...
yasemen basmıştır şimdi bodrumu...
kokusu geldi rüzgarın...
bir kelebek öptü boynumu..!
İçime işleyen sözlerin tınısında bir anda kendimden soyutlanmış, ulu bir varlığın himayesinde konuşmaya başlamıştım. Ben savaş, şiddet, erkeklik tanrısı Ares, deniz’den gelen büyüsün sen, kalbimi fetheden Afrodit’sin, varlığını Ege’yi aşkla kutsayarak kutluyorum, tarih sonsuza kadar Ege’de yeşerecek aşkların takipçisi olacaktır. Ares, tiyatral anları gök gürültüsü ve ani sağanakla sonsuza kadar kutsadığında, içimize işleyen ıslaklık uyandırdı bizi. Oradan hızlıca Karacasu yaylalarında küçük heykeller ve muhteşem şarabıyla gönülleri fetheden bir ozanın sunağında, aşkın nameleri içinde, şöminede odun ateşine teslim ederek kendimizi kuruladık. Aşk ve sarhoşluğun buluştuğu gecede, dolunay ve yıldızlar tüm ruhları semada dansa çıkardığında ilk tohumu attık geleceğe. Kötülüklere karşı duracak, aklı ve bilimi ulvi amaçlarla kutsayacak, varlığın devamını ve adaleti önde tutacak yeni başlangıcın meyvesi filizleniyordu.
Bu topraklar tarihin en büyük ve önemli hikayelerinin sunağı olmuştur. Tarih tekerrürden ibarettir, ayrılanlar elbet tekrar birleşecektir! Dirayetli, azimli, akıllı olmak zorundayız. Her koşulda bir arada tek yumruk olmayı başarmış topluluklar yuvası medeniyetleri tekrar canlandıracağız!


Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.