Yörük Efe Gazetesi ®️ | Aydın Haberler
2020-11-29 11:04:18

İNSAN BÜYÜK SIFIRLAMA 2.0

Aziz Tepe

aziztepe@hotmail.com 29 Kasım 2020, 11:04

2021 yılı itibari ile en çok konuşulacak kurgu olmasını beklediğim konu “ Büyük Sıfırlama”, olası yaşanacaklara ilişkin şimdiden okurlarım ve mümkünse ülkeme öngörüde bulunarak hazırlık yapılmasına ilişkin katkıda bulunmak isterim.
Dünya düzeninin sıfırdan tekrar kurulması olarak düşünülen komplonun 2021 itibariyle harekete geçirileceği düşünülmektedir. Mantıksal açıdan baktığımda, en basit akılla, sıfırlama yaşamın sonlandırılmasıyla başlayabileceğinden, tam bir gerçeklik sunmuyor. İnsanlık tarihince oluşturulmuş koşulların tröstlerin keyfi uygulamalarına ve isteklerine yüzde yüz hizmet edecek şekilde resetlenmesi mantıksal geçerliliğe sahip değildir. Yaşanan dehşet verici ölümler, küçülen, zorlanan bireysel yaşantılar dönemi bile bu tarz kurgunun gerçekleşmesi için net bir yol olamaz. Büyük sıfırlamanın gerçekleştirilme koşulunun, dünyanın en büyük finansörleri , kuruluşları için karlılığının korunmasına bağlı olduğu söylenebilir. Kazan kazan ilkesiyle hareket eden erklerin, sömürü altındaki halklara menfi fayda oluşturmak amacında olmayacaklardır. Mastercard'ın icra kurulu başkanı Ajay Banga açıklamasında Büyük Sıfırlama cennetine geçişin, en azından prensipte, şirketler açısından nasıl yönetilebileceğine dair açıklamasında, "Çalışması için özel sektör onu iş modelinin bir parçası haline getirmeli ”, yani ondan para kazanabilmelidir. Aksi takdirde işe yaramayacağını açıklayarak, kapitalin senaryo hakkında görüşünü açıkça belirtmiştir. Ayrıca korona ortamında dünya çapında uygulanacak Büyük Sıfırlama adına kamu ve kapital arasında güven ortamının sağlandığını düşünmeleri, günümüz yaşantısında karşılaştığımız büyük çalkantının belli bir planın parçası olabileceğine dair soru işaretleri de oluşturmaktadır. İçinde olduğumuz zaman bireyin direk varlığını tehdit eder hale gelmişken, durumdan istifade etmek isteyenler, zorunluluk haline getirilmiş bir uzlaşı yöntemi uydurmak isteyebilirler.Olağan üstü durumlarda, olağan üstü değişiklik kabiliyeti de artacaktır. Radikal değişiklikler ve kurgular adına geçerli zemini oluşturduklarına inanabilirler. Kurgunun bireyin menfaatineymiş gibi yorumlaması, dünyadaki gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerin sömürülmesine mani olmayı içermemesi, bir çeşit distopyanın hayata geçirilmeye çalışıldığı kanısını uyandırmaktadır. ABD’DE 2019’da %3.7 olarak gerçekleşen işsizlik oranı, Ağustos 2020 itibari ile %10.4 olarak gerçekleşmiştir. Çin’de 2019 işsizlik oranı %3.6 gerçekleşirken, Ağustos 2020 de %5.7 olarak gerçekleşmiştir. Dünya ekonomilerinin çoğunda covid 19 salgını nedeniyle işsizlik oranlarının arttığı görünmektedir. Dünya ekonomilerinde; ABD’nin bir önceki yılın ikinci çeyreğine göre GSYH daralması %9,1 olarak gerçekleşmiştir, en çok daralma yaşayan ülke %30,2 ile Peru olmuştur. COVID-19 salgınını Avrupa’nın önemli ekonomilerinden İspanya, Birleşik Krallık, Fransa ve İtalya’da ciddi daralmaya sebebiyet vermiştir. Dünya ekonomisin bu denli küçüldüğü, sarsıcı zamanlar içerisinde, lider konumundaki finansörlerin güçlenmeyi sürdürdüğünü, hatta buhranların fırsat koşullarını en iyi şekilde değerlendirdiklerini düşünmekteyim. Yeni kurguları, sanal para uygulamaları, endüstri 4.0 ( robot ile üretim) 5 ve hatta 6 G teknolojisi gibi ileri teknoloji uygulamaların, bireye olan ihtiyacı azaltırken, internet güvenliğinin de arttırılmasını daha önemli kılmaktadır. Robotların kontrolünde üretimi, sanal uygulamalarla belirlenen ekonomik değerleri, çılgın, bağımsız ve deha bireylerin tehdit etmesi, çomak sokması, hatta ele geçirmesi gibi riskleri barınabileceği süreci, bireyleri direkt kontrol edici yöntemler araştırmak, hatta bireyi bu kontrollere zorlayıcı senaryoları harekete geçirmek adına çalışma zaruriyeti de önem arz etmektedir. Bireysel yetenekler dışında, sanal zekanın, düşünebilir ve mukayese yapabilir boyutlarının da tartışılması, içinde bulundukları sistemin riskleri arasında görülmektedir. Daha az emekle, daha yüksek karlılıkla üretim ve finansal döngü adına kurgulanan sistemlerin, bireyin varlığını tehdit olarak görmesi kaçınılmazdır. Finans ve teknolojik üstünlüklerin sahiplerince, devletleri de içine alan zorlayıcı, yönlendirici dünya düzeninin var olduğunu düşünmekteyim.
IMF ( Uluslararası Para Fonu) fakir ülkelere yardımdan çok, lider kapitallerin sömürüsüne hizmet ettiği bir sistem haline dönüşmüştür. Dünya Bankası kendini oluşturan kapitallere ait yada onlarla çalışan şirketlere, uluslara kaynak sağlamakla yetinmektedir. Birleşmiş Milletler dahil, Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Ekonomi Formu gibi bir çok uluslararası kuruluş, dünyanın odağındaki güçlerin kontrolünde hareket etmektedir. Tüm bu güç odaklarının eşit adil yaşamı oluşturmak adına sistemler geliştirmekten ziyade, kendi istekleri ve beklentilerini daha sağlama alacak ve geliştirecek eylemler içerisinde olacaklarını düşünmekteyim. Bu nedenlerle Büyük Sıfırlama 2.0’ın insanlık yararını hedeflediğine inanmamaktayım.
Dünyanın global oluşumlarının kurgularına seyirci ve itaatkar yol izlemektense, öncelikle uyumlu ve birlikte gelişen aklı geliştirmek, sonrasında yön verici konuma geçmek durumundayız. Ülke olarak, kendi adımıza maksimum faydayı sağlamak adına, değişen dünya ve yeni kurgulara hazırlıklı olmak durumundayız. Hukuksal yapımızdan başlayarak, yaşam şeklimiz, yönetim şeklimiz, eğitimimiz ve üretim aşamalarımıza kadar en üst faydayı sağlayacak dönüşümü en kısa sürede yaşamalıyız. Siyaset ve seçim aşamasının yaşamın 5 yılında bir ana ait olduğunu bilerek, geri kalan süreçleri el birliği ile gelişmek, sağlıklı, güvenli yaşamı güçlendirmek adına kullanmalıyız. Yeterli akıl ve etkinlikle ulusal kaynaklarımıza sahip çıkma gücümüzün artacağını da belirtmek isterim. Kanun koyucular, yürütme organları, denetleme organları yeterli beceri ve etkinlik zorunluluğunu taşımalıdır.


Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.