Yörük Efe Gazetesi ®️ | Aydın Haberler
2020-11-09 10:56:14

İNSAN

Aziz Tepe

aziztepe@hotmail.com 09 Kasım 2020, 10:56

Dünya Nasıl Değişti? İnsanoğlu Gider, Cyborg çağı başlar mı?!
İnsan olarak var oluşumuzla ilgili kanıtlar, uzayda her hangi boşluğa ait bilgimiz kadar soyut aslında. Dünyanın varlığına dair çıkarımlar söz konusu olduğunda, gezegenin oluşumundan kısa süre sonrasına dair varsayımda bile, Rocky Dağları'nın Kanada kısmında yer alan mikrofosillerin 4.28 milyar yıl yaşında olduğu göz önüne alınırsa, zaman yolculuğunda şaşkınlıkla baktığımız teknolojik gelişmeler ve komplo teorileri çokta öneme sahip olamıyor.
İnsan varlığına dair en eski işaretleri göz önüne alacak olursak; Çin'de bulunan taş aletler, ilk insanlardan veya onların yakın bir akrabaları tarafından yaklaşık 2 milyon 120 bin yıl önce yapılmış. Afrika'da bulunan en eski insan fosili Etiyopya'da 2,8 milyon yıl önceye, en eski taş alet ise Kenya'da 3,3 milyon yıl önceye ait. Buluntuların insana ait olması da nesnel bir gerçekliği işaret etmiyor. Soruyla bakacak olursak, başka bir tür yada varoluşun izlerini sahipleniyor da olabiliriz. Mantıksal olarak netlik, çıkarımlarca var olamayacak kadar nesnel. Geçmişi geri getirebilir miyiz, belki daha nesnel bir sonuca ulaşmak üzere geçmişe gidebilir miyiz. O an içerisindeki tasvir bile aynı anda gerçekliği nesnel açıdan değerlendirmek ve gerçekliğin tüm akışına hakimiyetin olanaksızlığı nedeniyle kısmi veriler sunarken, olmuş olana dair savlar farazi. Farazi olduğu kesin olsa da, her algı bir nesnelliğin farklı anlarından oluşmuş çıkarımlardır gerçesine sığınıyorum. Sığındığım yerden akışın farklı anlarından zihne işleyen, mı acaba tadında, belki de ütopik varsayımlardan bahsetmek anın çılgın akışına belki su serpecektir.
Sağında, Oropus ve solunda Asopus nehri içinde, dünyanın en verimli topraklarına sahip Atlantis’in quantum fiziğini kullanabilecek kadar gelişmiş olduğundan bahsediliyor. Sıfır yerçekimiyle hareket edebilme özellikleri, kablosuz elektrik kullanmaları gibi teknolojileri milattan önce dokuz bin beş yüz yıl önce olduğu söylenmektedir. Maya uygarlığının teknolojisinin Atlantis’ten miras kaldığı söylenmektedir. Günümüzdeki bir çok inanış Şamanlık, Bektaşilik, Buda inancı Atlantis uygarlığından esinlendiği ve Eski Mısır ve Peru Mitolojisi, Atlantis’in asıl dini olan Güneş dininin kalıntıları olduğu düşünülmektedir. Atlantis’in kralları, kraliçeleri ve kahramanları Antik Yunan’ın tanrı ve tanrıçalarıydı. Aden cennet bahçesi Atlantis’in bir parçasıydı ve Atlantis’de mutlak barış hüküm sürdü.
Dünyadaki savaş ve çatışma belki de eski Mısırdaki firavunların ortaya çıkmasıyla başladı. Mısır'ın Sudan sınırına yakın bölgesinde Nil nehrinde yapılan arkeolojik kazılarda, yedi bin yıl öncesine ait çok sayıda mezar bulunmuştur. İskeletlerin içine ok başları girmesi belki de tarihin bilinen en eski savaşına işarettir. Firavunlar Atlantis Uygarlığından çaldıkları bilgilerle, tekno kentler yaratıp, varlıklarını ebedileştirmek için Piramitler yapıyorlar. Güneşin bağrında, kavrulan bedenleri aç susuz, kırbaçlanarak çalıştırılan köleler, dünya tarihinin en acımasız örneklerinden belki de. Bir kısım inanışa göre, Mu kıtasının (Atlantis Uygarlığı) , Mısır Firavunlarının katliamları ardından ve Atlantis’den çaldıkları bilgiler ve teknolojileri kullanarak oluşturdukları büyük patlamalar nedeniyle battığı düşünülmektedir. Atlantis’in savaşçıları yeraltına çekilirler, Agarta’yı inşa edip hızla eski gücüne ulaşırlar. Barışın halkları ve Ateşin halkları arasında mücadele belki de bu şekilde başladı ve yüzyıllardır devam etmekte. Firavunlar dünyayı köleleştirmek ve insanları egemenliklerinin, güçlerinin hizmetkarı yapmak için yüzyıllardır baskı uygulamaktadır. Kurulan şehir devletleri ve kendi tayin ettikleri yöneticilerle oluşturdukları sistem bireylerin yaşantılarını dizayn etmek ve emeklerini sömürmek üzere kurgulanmıştır. Zamanla büyüyen şehir devletlerinden İmparatorluklar oluşur. İmparatorluklar, devletler arasında savaşlar, anlaşmalar, ticaretler kültürlerin, inanışların yaygınlaşmasını sağlamıştır. İyi ve kötü arasındaki mücadele, savaş ve barış arasındaki tercih, adalet ve diktatörlük arasındaki kavga, eşitlik ve sömürü arasındaki kavga hiç bitmemek üzere günümüze kadar devam etmiştir. Kutsal emanetler bahanesiyle haçlı savaşları, demokrasi adına Ortadoğu savaşları, bitmeyen savaşlar. Ya enerji kaynakları, ya ticaret yolları, ya tarihi eserler ve önemli bilgiler, ya verimli topraklar ve tohumlar, yada insanın aç gözlülüğüne dair bitmeyen bahaneler. Medeniyetler, İmparatorluklar, devletler geldi geçti tarihten, aç ve sefil savaş bezirganları hiç bitmedi. İnsanın insanla ve insanlıkla kavgasını kullanan Nemrudun, Firavunun, kan bezirganlarının aç nefesleri sadece insanlığı değil, tüm canlılığı ve doğayı tehdit etmekte. Güç savaşları, yaşam alışkanlıklarından, düşünüş şekillerine, dile, hukukuna musallat olurken, artık soluduğumuz havayı yapay müdahaleleriyle değiştiriyor, üstünde oturduğumuz toprağı yerinden oynatıyor, bütün mahremimizi dikizliyor oldular. Şimdi hep beraber tepişen güçlerin iktidar savaşında çıkan sonuca odaklanmış, acaba hangisi ülkemize, bireysel hayatımıza nasıl müdahale edecek diye düşünmek yerine, takım tutar gibi taraftar oluyor, alkış tutuyor yada küfrediyoruz. Sürü halinde bir yere aidiyet beslememiz için kurulmuş tv ve internet ortamının yayıcılarını takip ederken, yarın ne yiyeceğimizi, hangi faturayı nasıl ödeyeceğimizi unutarak, o an adına bizi tüm bu tuzakların içine sürükleyenlerin kurduğu sistemin içerisinde Amerikan başkanlık seçiminde dua ederek taraf oluyoruz. Bütün dünya ve insanlık sanal düşünüşle zihnini doldurup, gerçekliği kurgudan ibaret değerlere karşılık, tapularını değerli madenlerini, kültürlerini, alışkanlıklarını ve geleceğini büyük bir hızla teslim ediyor. Bankalarından, para birimlerine kadar, sanal tüm olasılıklara kadar belli merkezlerde toplanmış oluşumların oyuncağı oldu tüm dünya. Ülkelerin varlıkları dahi eskiye rağmen daha sanal ve ne kadar sürdürülebilir soru işareti. Z kuşağının son nesil olduğu iddiaları mevcut. İstersen silkelen, istersen sonrasından bize ne, sen bilirsin insanoğlu!?


Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.