TAŞINMAZ ZİLYETLİĞİNE YAPILAN TECAVÜZLERİN ÖNLENMESİ -8-

Bugünkü yazımızın konusu 3091 sayılı kanunun uygulanmasında soruşturma konusuna ilişkin geçen hafta kaldığımız yerden devam etmekteyiz.

Zilyedin taşınmazdan tahliye talepli başvurusu üzerine soruşturma için görevlendirilen memur, tanıkların ve gerekli görülen bilirkişilerin ifadelerini tek tek alır. İfadeler alınırken usul olarak hazır bulunan diğer tanıklar ve bilirkişiler, beyanda bulunan tanığın söylediklerini duyamayacak şekilde uzaklaştırılır. Bunda amaç tanık ve bilirkişilerin rahatça kendilerini ifade etmelerini sağlamak, tarafsız beyanlarına ulaşmaktır.

İfade alınmasına başlanmadan önce beyanların alınan tanıklara, tarafları tanıyıp tanımadıkları ve anlaşmazlık konusu hakkında bilgileri olup olmadığı sorularak gerekli başvuru konusuna ilişkin açıklamalarda bulunulur. Soruşturmanın amacının zilyedi belirlemek olduğu, başta mülkiyet ilişkin anlaşmazlıklar olmak üzere diğer uyuşmazlıkların soruşturmanın kapsamı dışında kaldığı anlatılır.

Başvuru sahibinin ve mütecavizin ifadeleri yeminsiz olarak alınır. Tanık ifadeleri ile bilirkişilerin görüşleri 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre yeminli olarak alınır. Tanıklar ayrı ayrı ve tanıklıktan önce yemin ederler. Tanıklarca yemin metni okunarak "Bir şey saklamaksızın ve bir şey katmaksızın kimseden korkmayarak, bir tesire kapılmayarak bildiğimi namusum ve vicdanım üzerine dosdoğru söyleyeceğime yemin ederim" şeklinde yapılır. Bilirkişiler görüşlerini söylemeden veya raporunu vermeden önce; "Tarafsız ve tamamen ilim ve fenne uygun olarak görüşünü açıklayacağına vicdanı üzerine yemin ederim.” şeklinde yemin ederler.

Soruşturma süreci başlamadan daha önce taraflara tanık ve diğer delilleri ile birlikte soruşturma yapılacak yerde hazır bulunmaları hususu tebliğ edilmiş olduğundan, ilgililerin tanıklıklarını getiremedikleri ve sonradan dinletmek istedikleri yolundaki istek ve iddiaları kabul edilmez.

Mahallinde soruşturmanın başlamasından karar verilinceye kadar geçen süre içinde tarafların aralarında anlaşmaları halinde, buna ilişkin ifadelerin bulunduğu bir anlaşma tutanağı düzenlenir. Tutanakta anlaşmanın hangi şekil ve şartlarda yapıldığına ilişkin konulara değinilmez.

Anlaşma tutanağı dosyasına bağlanarak herhangi bir karar verilmeksizin yetkili makamın onayı ile dosya işlemden kaldırılır ve maliye veznesine yatırılıp da sarf edilmeyen paralar başvuru sahibine geri verilir.

Kamu idareleri, kamu kurumları, kamu kuruluşları ile köye ait taşınmaz mallara yapılan tecavüz veya müdahalelerde tarafların anlaşması söz konusu olamaz. Çünkü böyle durumlarda kişisel değil kamusal yarar öndedir.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.