Yörük Efe Gazetesi ®️ | Aydın Haberler
2020-04-26 12:36:34

ANLAYAMADIKLARIM

Salih Demir

salihdemir@hotmail.com 26 Nisan 2020, 12:36

Bir kadına sokak ortasında saldırı olsa, bir hırsız gün ortası bir kadının çantasını kapıp kaçmaya kalksa, yahut bir tarikat yurdunda bir çocuk tecavüze uğrasa halk tepki gösterir...
Aynı halk uyuşturucu işine karışan ve adı silah kaçakçılığına çıkan kimselere de hoş görüyle bakmaz.
Yine okuyan, düşünen, düş kuran, sanat ve edebiyatla ilgilenen kişilere birebir ilşkilerinde herkes sempati duyar...Hatta çocuklarına örnek göstermeye kalkar.
Buraya kadar normal! Olması gereken bu...İnsanı, insanlığa çıkaracak yol da böyle bir tutum almaktan geçer.
Bunları anlayabiliyorum, kafam da bu yönde işliyor.
Fakat aynı halk; çocuk tecavüzcüleri, hırsızlar, ihaleye yolsuzluk karıştıranlar, yağmacılar, uyuşturucu tacirleri özel afla dışarı çıkarılırken; okuyan, düşünen, düş kuran aydınlar, haberi haber yapan gazeteciler; doğayı, kurdun kuşun hakkını koruyan yaşam savunucuları, kimsesizlere arka çıkan ve daha güzel bir dünya için mücadele veren siyaset ve bilim insanları, hukukçular, üniversite öğrencileri vb. cezaevlerinde tutulurken ve cezaevleri adeta bir toplama kampına dönüştürülürken ses çıkarmaz...Bırakın ses çıkarmayı akıl almaz biçimde örgütlü kötülüğün arkasında durur.
Örneğin geçtiğimiz günlerde koronavirüs salgınını önleme gerekçesiyle, halka ihtiyaçlarını giderme şansı tanımaksızın sokağa çıkma yasağı uygulayan bir mantık ve bu mantığın figürleri on binlerce insanın kendiliğinden sokağa dökülmesine neden oldukları ve salgının yayılmasına zemin hazırladıkları halde nasıl olur da bu olayın ardından siyaseten daha güçlü çıkarlar...??? Halkın celladına aşık olma hali nasıl izah edilebilir?
Salt şu maske meselesi bile birilerinin maskesini düşürmedi, şaşıyorum açıkçası. Hükümetin yapması gerekenleri yapmak yerine, muhalefetin ve belediyelerin halkın kısmi ihtiyaçlarını sağlamaya dönük çabalarını engellemesine ciddi bir itiraz görmedi her nedense. Salgın nedeniyle başka ülkelerde halkın iş, aş ve yaşam hakkı ciddiye alınıp bunun gerekleri yerine getirilirken, bizde bütçenin yakınlara dağıtıldığı, hazinenin tam takır kuru bakır hale geldiği, halkın vergileri israfa ve abuk sabuk harcamalara kullanıldığı ortadayken de çok ciddi bir itiraz yok. Takkenin düşüp kelin görünmesi sanki kimsenin umurunda değil. Diyeceğim bunları anlayamıyorum.
Medyayı mı? Yalan makinelerinden iktidarın ellerine tutuşturduğu lafları savurup duran kadrolu profesörlerin bilim adamlıklarının kendilerine ve ülkeye neye mal olduğunu hesaplamıyor değilim...Fakat işin içinden çıkamıyorum.
Muhalefet mi? İktidar ne kadar yönetme krizi içindeyse, muhalefet de muhalefet edememe krizi içinde...
Bataklığın içinde olsak iyi...
Didim'in ne halde olduğuna bu yazımda girmeyeceğim.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.