Zaman çok garip

Bir garip zamandan geçiyoruz…

10 Ekim’de verilecek Nobel Barış Ödülü’ne sayılı günler kala ABD’nin “kazanmak için savaşmadığından" şikayet ederek Savunma Bakanlığının ismini Savaş Bakanlığı olarak değiştiren Trump barış ödülü almaya hazırlanıyor!


Trump’ın hazırlığı öyle böyle de değil. Aralarında Azerbaycan, Ermenistan, Pakistan ve tabii İsrail’in olduğu birçok ülke aylar öncesinden Trump’ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdi.

Trump barış ödülünü almak için birçok ülke ve kişiyi devreye sokmasının ötesinde "Bu ödül şahsen benim için değil, Amerika için verilmelidir. Eğer Nobel Barış Ödülü bana verilmezse, bu Amerika Birleşik Devletleri için bir hakaret olacaktır" demekten imtina etmediği gibi “Benim adım Obama olsaydı, ödülü 10 saniyede alırdım” da diyebiliyor.

Bunları dediği sırada bir yandan Venezuela’ya neredeyse savaş ilan etmek üzere, diğer yandan da küresel Sumud Filosu’na operasyon yapıldığı sırada Gazze için bitiş planını överek yerlere göklere sığdıramadığı gibi “yedi bitmez savaşı bitirdiğini ve milyonlarca hayat kurtardığını” da her fırsatta hatırlatmayı unutmuyor!

Bir garip zamandan geçiyoruz…

Küresel Sumud Filosu’na müdahaleyi Erdoğan “haydutluk”, iktidar kurmayları “barbarlık” ve “çağdaş faşizm” gibi sert ifadelerle kınarken, bu açıklamaların İsrail soykırımı için sonuca etki etmeyeceğini bildiklerinden olsa gerek, CHP’nin katılmadığı meclis açılışında Erdoğan muhalefet parti liderleriyle çok samimi fotoğrafları paylaşıyor. Erdoğan, CHP’nin olmadığı bir ortamda DEM’lilerin, Dervişoğlu’nun, Davutoğlu’nun ve Babacan’ın ilgisinden fazlasıyla memnun. Görüntülerden ve açıklamalardan anlaşılıyor ki, “muhalif liderler” de bu durumdan çok memnunlar. Belki de bu yüzden yüzler gülerken bu görüntülerden yeni bir siyasi kurgu, yeni bir seçim ittifakı gündeme düşüyor!

Erdoğan meclisin açılışında özellikle “muhalif partilerle” verdiği “samimi” fotoğraflardan hemen sonra AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda 30 Ekim 2024’ten bu yana devreye soktuğu asıl niyetini bir kez daha açıklıyor. CHP’ye yönelik operasyonların devam edeceğini “CHP en büyük saygısızlığı bize değil, bizden daha ziyade dillerinden düşürmedikleri milli iradeye ve gazi meclise karşı sergilemişlerdir” dedikten sonra asıl hedefi ekliyor:

Elinizi nereye atsanız oradan yolsuzluk fışkırıyor… Muhalefetin yolsuzluklarını perdelemesine izin vermeyin" diye açıkça ilan ediyor!

Bir garip zamandan geçiyoruz…

İsrail ve Netanyahu iktidar tarafından şiddetle kınansa da Trump ile Netanyahu’nun birlikte hazırladıkları 20 maddelik Barış Planı, “Gazze’de akan kanın durması ve ateşkesin sağlanması için ABD Başkanı Sayın Trump’ın gösterdiği çabayı ve liderliği takdir ediyorum” diyen Erdoğan dahil 9 İslam ülkesinin lideri tarafından açıkça destekleniyor…


Daha da ilginci 1994 ile 2007 arasında İngiliz İşçi Partisi Genel Başkanlığı ve İngiltere Başbakanlığı yapmış 2003 Irak işgalinin önemli aktörü “sosyal demokrat, üçüncü yolcu” Tony Blair bir “sömürge valisi” gibi bu planın yürütücüsü olarak atanıyor!

“En kötü barış savaştan iyidir” desek de bu planın Gazze’yi sınırları giderek belirsizleşen “Filistin Devleti”nden tümüyle koparacağı açıkça görülüyor.

Bunu halk görüyor ama halka rağmen iktidar bildiğini okuyor:
Nitekim GÜNDEMAR Araştırma’nın geçen hafta yaptığı bir araştırmaya göre 10 kişiden 9’u İsrail’in Gazze saldırılarını haksız bulurken, hükümetin açıklamaları hangi sertlikte olursa olsun 4 kişiden 3’ü Türkiye’nin Gazze’deki gelişmelere yönelik iktidarın tepkisini etkisiz ve yetersiz buluyor. Tepkileri güçlü ve tutarlı bulanların oranı yalnızca yüzde 23.

Araştırmaya katılanların yüzde 52’si dış politika yönetimi konusunda hükümeti başarısız bulurken, MHP seçmeninin yüzde 73’ü, AK Partili seçmenin yüzde 71’i hükümeti başarılı bulmaya devam ediyor. Muhalefet seçmenlerinde ise, İYİ Partili seçmenin yüzde 19’u, DEM parti seçmeninin yüzde 17’si ve CHP seçmeninin yüzde 16’sı hükümeti dış politikada başarılı buluyor!

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.