YOKSULLUK VE İŞSİZLİK ARTIYOR, HALKTAN KOPMUŞ İKTİDAR SEYREDİYOR

   

     Memlekette   tam anlamıyla, ekonomik ve  siyasi bir kriz yaşanıyor. Her gelen gün, geçen  günlerden  daha  çok  zorluklar getiriyor. Umut verici, sorunları çözücü bir gelişme yok. Döviz ve dövize  bağlanmış   fiyatlar, her saat başı kontrolsüz biçimde  füze gibi yükseliyor. AKP-Saray iktidarının muktedirleri ve yandaş sermaye grupları,iktidara bağlı  çıkar odaklı soyguncular hariç, milyonlarca toplum kesimleri, her gün biraz daha yoksullaşıyor, sefalete itiliyor. Her eğitim düzeyinden Milyonlarca işsiz,  iş arıyor, ama iş yok. Açlığa mahkumlar. İktidar yanlısı hırsız, soyguncu ve memleketin  kaynaklarını yağmalayıp, servetlerine  servet katıp ve servetini yurtdışına ,vergi cennetlerine kaçıran, bir avuç tefeci  dışında,  halinden memnun  olan kimse yok. Milyonlarca insan  yoksulluk ve sefalete terk edildi.

        19 yıldır tek başına ve çoğunluk olarak iktidarda olan, Cumhuriyet ve Laiklik  karşıtı, cemaatler koalisyonu olan AKP-saray iktidarı, halktan kopmuş, ülkenin batışını seyrediyor. Halkla dalga geçercesine , ekonomi uçuyor, işsizlik azalıyor, fiyatlar düşüyor, istikrar sağlanıyor algısını yaratmaya çalışıyor. Çünkü AKP iktidarının bu gidişi,  durdurmaya, olaylara el atmaya, krizi yönlendirmeye, niyeti de yok, iradesi de yok, topluma sunacağı bir projesi de yok. İktidarın tek amacı, Laik Cumhuriyet rejimini yıkarak kurduğu, yeni tek adama dayalı İslamcı istibdat rejiminin, ekonomik, siyası ve sosyal temelini güçlendirmek için ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmaktır. Devlet içinde, kendinden olmayanların tümünü  tasfiye ederek, yerlerine,vakıf ve  cemaatlerdeki dinci/şeriatçı kadroları doldurmaktır, Her yolu kullanarak, muhalif tüm kesimleri susturmaktır. Memleket kaynaklarını, yandaşlarına ve  yerli yabancı emperyalist  sermaye gruplarına peşkeş çekmektir.. Yap-işlet   adı  altında,  başta  beşli çete olmak üzere, bunlara yıllarca milyarlarca kaynak aktarıp bölüşmeyi planlamaktır. Torunlarımızın bile,  geleceğine ipotek koyacak kadar yüksek faizli döviz borçlanması yapıyorlar. Yoksul geldikleri 19 yıllık iktidarları sürecinde, dünyanın sayılı zenginleri arasına giriyorlar. İktidar ve yandaşlar zenginleşirken, milyonlarca halk yoksullaşıyor

     AKP iktidara geldiği günden itibaren,  gizli dinci/şeriatçı planlarını devreye  soktu. Çeşitli kesimleri de  yedekleyerek, rejimi değiştirdi. Başta siyasi alan olmak üzere, her alanda  tekel kurdu. Demokrasiyi,  Hukuku ve Anayasal hak ve özgürlükleri, tam bir darbe rejimi gibi, askıya aldı. Hukukun yerini zorbalık aldı. Kuvvetler ayrılığını yok edip, Yargı,Yasama ve Yürütme gücünü, tek elde topladı. Bu gün, imtiyazlı 5 firma  siyasetteki ‘ tekelciliğin’ sonucudur. Tek adam rejiminin sonucudur. Ülkede demokrasi olmayınca, ülke ekonomisinin getirisi, halkın büyük çoğunluğu için değil, küçük azınlıkların servetlerine akıtılır. Çoğunluğun fakirliği ve sefaleti başlar. Demokrasiden uzaklaşıldığı ölçüde, ’güç fiilen bende, ülke ve halkın zararına da olsa istediğimi yaparım’  noktasına gelinir. Bu gün, Türkiye’de  olan tam da budur. AKP iktidarı, Türkiye’yi borç batağına soktu. Torunlarımızın  bile geleceğini ipotek altına alındı. Ülkenin  450 dolardan fazla borcu var.. Doların bir kuruş artması, ülke borcuna, 4.5 milyar tl. yük getiriyor. AKP başkanı  ülke ve toplum gerçekliğinden o kadar kopmuş ki, para, enflasyon, faiz ve M Bankası konusunda, her ağzını  açtığında, döviz fırlıyor. Fiyatlar yükseliyor, halk daha da yoksullaşıyor. Çünkü iktidara güven kalmamış. Kendi maaşına  zam yapıp, 100bin liranın üzerine çıkaran tek adam, açlık sınırındaki milyonları düşünmüyor.

    İktidar, yeni tartışma ve gerilim konularını ortaya  atarak, tehdit, baskı ve şantaj politikası uygulayarak,  milyonlarca insanımızın, açlık ve sefalete sürüklendiği gerçeğini gizlemek için,  gündem değiştirmek istiyor. Seçimler yaklaştıkça da, hak gasplarına, hukuksuzluklara,  tertip ve tuzaklara  devam edecek.  Bu yüzden, yaklaşan seçim, sadece  bir hükümet değişikliği değil, Cumhuriyeti, Laikliği ve Demokrasiyi, kazanma  mücadelesidir. İktidarın yasakladığı haklarımız için,  çağdaş hukukun yerleşmesi için, memleketimizde  adaletin  sağlanması için, birlikte mücadele etmeliyiz. Başka yol yoktur. 23.10.2021

         

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.