Yeni yıl yeni umut olsun!

29 Ekim 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından kurulmuştu. Emperyalistlere karşı “Kurtuluş Savaşı” veren ve “Parlamenter Demokrasiyle” 2018 yılına kadar yönetilen Cumhuriyet, dünya ailesi içinde itibarlı saygın bir ülke olarak yol kat etti. 16 Nisan 2017’de hile, yasadışılık, pervasızlık, hırsızlık ve usulsüzlükle yapılan referandumla Türkiye Cumhuriyeti’nin Rejimi, eşi olmayan bir ucube sisteme dönüştürüldü. Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023’e bu ucube sistemle girildi! Yasama, yargı ve yürütmenin tek adamda toplandığı amorf düzen, 5 yıl sürecinde ülke ekonomisini, sosyal yaşantısını, yurttaşına ve onun emeğine gösterilen saygıyı ve ahlaki değerleri yok etti.

Demokrasi, insan hakları, bağımsız ve tarafsız yargı askıya alındı! Ve en önemli gerileşme ise “laik demokratik sosyal hukuk devletinden” vazgeçilmesiyle yaşandı. Laiklik reddedilince, özgürce düşünme ve ifade etme hakkı da yok sayıldı. Din tacirlerinin dini kuralları dayatması, yönetimin bilim ve çağdaşlıktan uzaklaşmasını getirdi. Hilafet talebi zorlanmaya başlandı. Anasınıfına varıncaya kadar eğitim dini kurallara göre verilmeye başlandı. Yani siyasal İslamcılar modern Türkiye’yi cahiliye dönemine taşımaya çalıştı. Kalıcı fakirlik, emek sömürüsü, ülke kaynaklarının emperyalistlere peşkeş çekilmesi sonucunda hak, özgürlük, adalet ve ekonomide iflas etmiş bir Türkiye oluştu. AKP, dünyada ilkeleri ve duruşuyla saygın olan Türkiye Cumhuriyeti’nden böylece rövanş almaya çalıştı. TBMM’ye AKP sayesinde giren HÜDAPAR, “kadınları sahiplendirmenin” yanı sıra Sevr’in tekrar uygulanmasına varıncaya kadar Cumhuriyet’in yıkılmasını arzu eden bir tavır içinde. 2023 yılına yani Cumhuriyet’imizin 100. yılına böyle girdik! Ülkeye ihanet içinde olan bir anlayışla 100. yılın coşkusu çatıştı. Ülkelerin 100 yılları büyük önem ve heyecan taşır. Anlamına ve tarihi heyecanına uygun kutlanır.

AKP göz göre göre bu niteliğe sırtını döndü. Suudi Arabistan Kralı ölünce 3 gün yas ilan eden iktidar, ‘teröristlerin katlettiği şehitlerimiz için yas kelimesini ağzına dahi almadı’. Askerlerimizi bilinçli ölüme sürükleyen AKP’nin yıllardır yaptığını tekrarladı. Seçim arifesinde şehit kanları üzerinden parti propagandası yapmak!

∗∗∗

Rahmetli anneannem “İşbaşına gelen kötüler topluma da uğursuzluk getirirler” derdi.

AKP ile 2023 kötü geçti! 2023’ün ilk kötü gündemi, 6 Şubat’ta Maraş merkezli 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem oldu… Yaklaşık 15 milyon kişinin yaşadığı Maraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Antep, Kilis, Adana, Malatya ve Elâzığ’da etkili olan depremlerde 50 bin 783 kişi hayatını kaybetti. AKP’nin vurdumduymazlığı, iş bilmezliği, acizliği ve bu yörelere karşı art düşüncesi nedeniyle günlerce felaket bölgesine devlet eli değmedi. Enkaz altında insanlar bağırarak öldüler. Sağ kalanlara hâlâ barınacak yer sağlanmadı. Seçim yatırımı için atılan hamasi nutuklar ve yalanlarla avutulmaya çalışıldı. Bu vesile sınır kapılarını açtılar Suriye’den yeni sığınmacılar aldılar. Hatay, Adana ve Mersin’e bu sığınmacıları yerleştirerek seçim yatırımı yaptılar. Deprem bölgesinde 80 bin bina çöktü. Her binadan bir yurttaşımızı kaybetmiş olsak, kaybımız 80 bin kişi olur. Enkaz altında kalanları aramadan kaldıran bir anlayışın insanlıkla ilişkisini tartışmak gerekir.

∗∗∗

İkinci önemli gündem TBMM ve Cumhurbaşkanı seçimiydi. 14 Mayıs’ta bir skandalla seçim başladı. Erdoğan 2 kez Cumhurbaşkanlığı yapmıştı. Anayasa’ya göre 3. kez Cumhurbaşkanı olamazdı. Ama Yüksek Seçim Kurulu tıpkı 16 Nisan 2017 referandumunda olduğu gibi hem de Anayasa’ya rağmen adaylık kararı verdi. Hukuksuzluğa devam etti, kamu görevlisi olan bakanlar aday olmadan önce takvime göre istifa etmeleri gerekirken hem bakanlıklarını yürüttüler hem de aday oldular. Muhalefet 6’lı Masa’da toplandı. Bu hukuksuzluğa ses çıkarmadı. Urfa adayı, Adalet Bakanı’ydı. Bakanlığın tüm üst düzey yetkilisi il ve ilçe seçim kurulları başkanlarını hukuk dışı davranmaya zorladıkları iddiaları Urfa’nın kalesinde yankılandı. Seçim, hile ve usulsüzlüklerle geçti. Erdoğan cumhurbaşkanı oldu. Seçimin en önemli başarısı tüm muhalefetin yani sağda ve solda bulunan partiler ile STK’lerin ilk kez CHP adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında birleşmiş olmaları. Ama devletin “deriniyle görüneniyle” var olan gücü, hileler ve muhalefet adayının yaptığı yanlışlar sayesinde AKP adayı kazandı. Hukuk skandalı devam etti. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, TİP’ten milletvekili seçilen Gezi davası sanığı Can Atalay’ın bireysel başvurusunda ihlal kararı verdi, Atalay’ın tahliyesine ve yeniden yargılanmasına hükmetti. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararına uyulmamasına ve bu kararı alan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin skandal kararı da kasımda yargı ve siyasette uzun süre tartışıldı. Sol için en önemli kararsa, CHP 38. Olağan Kurultayı’nda, 13 yıldır genel başkanlık görevinde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine Özgür Özel’in seçilmesi oldu.

Umarım 2024 böyle geçmez! Özgür Özel söz verdiği gibi adaylarını ön seçimle belirler. CHP tüm büyükşehir belediyelerini kazanır.

Türkiye kötü gidişatını durdurur.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.