TÜM YEREL SEN AYDIN ŞUBE’DEN KILIÇDAROĞLU’NA MEKTUP

banner35

Tüm Yerel Sen Aydın Şube Başkanı Ertuğrul Temel ve yönetimi itfaiye emekçilerinin sorunlarını ve çözüm önerilerini içeren mektubu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na iletilmesi üzere CHP Aydın İl Başkanı Ali Çankır’a takdim ettiler.

TÜM YEREL SEN AYDIN ŞUBE’DEN KILIÇDAROĞLU’NA MEKTUP
Tüm Yerel Sen Aydın Şube Başkanı Ertuğrul Temel ve yönetimi itfaiye emekçilerinin sorunlarını ve çözüm önerilerini içeren mektubu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na iletilmesi üzere CHP Aydın İl Başkanı Ali Çankır’a takdim ettiler. Mektupta;
İTFAİYE ÇALIŞANLARININ SORUNLARI
Kökleri 15. Yüzyıla dayanan itfaiye teşkilatı  III. Murat’ın yayınlamış olduğu ferman ile başlamış olup; 1715’te ilk yangın tulumbasının 1718 yılında Tophane ve Tüfekhanede çıkan yangın sonucu test edilerek, büyük yarar görülmesinin ardından Damat İbrahim Paşa tarafından verilen emirle 1720 yılında Yeniçeri Ocağına bağlı olarak, Tulumbacılar Ocağı olarak kurulmuş ve modern itfaiyeciliğin temelleri böylelikle atılmıştır.
Günümüzde daha ileri seviyelere taşınarak ‘‘ Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Meslek Okulları ’’  kurulmuş fakat kanayan bir yara olarak henüz bir meslek sınıfı olarak kabul edilmemiştir.
Bizler ;    

1-İtfaiye Hizmetleri Sınıfı’nın Oluşturulmasını İstiyoruz.

Mevcut yasada Genel İdari Hizmetler Sınıfında bulunmaktayız. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda Genel İdari Hizmetler Sınıfı: “Büro ve benzeri işleri yapar.” olarak tanımlanmıştır. Görevlerimizin Genel İdari Hizmetler Sınıfıyla hiç alakası olmamasına rağmen İtfaiye çalışanlarının Genel İdari Hizmetler Sınıfında bulunması kanunun tanımına aykırıdır. Bizler yangına, trafik kazasına, su baskınına ve deprem gibi her türlü doğal afete   intihara teşebbüse…. kısacası her türlü insan ya da hayvan fark etmeksizin arama-kurtarma faaliyetine cebimizde kalem, önümüzde klavye ile gitmiyoruz. Biz büro memuru değiliz, itfaiyeciyiz. Neden kanunlar önünde büro memuru gibi Genel İdari Hizmetler Sınıfında yer alıyoruz. Görevlerimiz bakımından en çok benzerlik gösteren Teknik Hizmetler Sınıfına ya da yeni oluşturulabilecek İtfaiye Hizmetleri Sınıfına geçmek istiyoruz.

2-Yıpranma Tazminatı-Süresi İstiyoruz.

Yangınlarda zehir yutuyoruz; ömrümüzden ömür veriyoruz. Vücudumuz dumandan, pis sulardan dolayı hastalık kapıyor. Sırılsıklam ıslanarak uykusuz kaldığımız geceler hiç bitmiyor. Yanan insanlar, hayvanlar…., yaralanan insanlar hayvanlar… ve ölenler… İnsanın psikolojisinin bozulmaması elde değil. Hem bedenen hem de ruhen yıpranıyoruz. Bir itfaiyecinin ortalama ömrü 55-60 yıldır. Buna rağmen asker, polis, gazeteci, İl Afet Müdürlüklerinde çalışan arama-kurtarma görevlileri gibi yıpranma hakkı alamıyoruz.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 40’ıncı maddesinde ‘Fiili Hizmet Süresi Zammı’ başlığı altında düzenlenen ve madde kapsamında belirlenen işlerde çalışanlara, her yıl 60 ile 180 gün üzerinden verilen ek hizmet süresinden itfaiyeciler, alt sınır olan 60 gün olarak yararlanmaktayız. Bize verilen yılda 60 günlük yıpranma hakkımız SGK’nın genelgesi ile adeta ortadan kaldırılmıştır. Mevcut tazminat hesaplama yöntemine göre bırakın yılda 60 gün tazminat hak etmeyi, çalışma hayatı boyunca 60 günü almamız neredeyse imkânsız. Çünkü yıpranma tazminatı gün ya da ay esasına göre değil, saniye ve dakika esasına göre hesaplanıyor. Yangınla mücadele kapsamında yapılan mesai kaç dakika ya da kaç saat sürmüşse onun üzerinden yıpranma tazminatı alıyoruz. Diyelim ki ayda 3 saat yangınla mücadele ettik. Bu durumda alacağımız yıpranma payı, yaklaşık 30 dakika civarında. ‘Ne kadar yangın o kadar yıpranma’ anlayışı var. Ve en önemlisi sadece yangın olayları yıpranma kapsamında. Doğal afetler, trafik kazaları, intihara teşebbüsleri gibi olaylar yıpranma kapsamına alınmıyor. Fakat milletvekili, polis, gazeteci, jandarma iseniz bu durumda unvanınız esas alınıyor ve yıllık azami süre üzerinden yıpranma tazminatından faydalanabiliyorsunuz. Bir tarafta işin yapılma süresi üzerinden, diğer tarafta ise unvan üzerinden yıpranma tazminatı ödeniyor. Devlet sanatçıları, balerinler, polisler ve askerler, böyle bir kritere tabi olmaksızın her yıl 90 günlük ‘fiili hizmet süresi zammından yararlanırken, itfaiyecilerin karşılaştığı muamele hukukun eşitlik ilkesine aykırıdır.
 
SGK’nın 27 Eylül 2008 tarihli ve 27010 sayılı resmi gazetede yayınlanan ilgili YÖNETMELİK ile 5/6/ 2009 tarih ve “Fiili Hizmet Süresi Zammı Uygulaması” konulu 2009/79 sayılı GENELGE’sindeki maddeler 5510 sayılı Kanunun 40. maddesindeki T.B.M.M’ ne 2005 yılında sevk edilen tasarı gerekçesine uygun düşmediği gibi, 1982 Anayasasının 2. ve 13. maddelerinde ki ölçülülük ilkesine, 5. maddesindeki kişilerin hak ve hürriyetlerine, sosyal Hukuk Devleti ve Adalet ilkelerine, 10.maddesinde ki herkesin Kanun önündeki eşitlik ilkesine, 60.maddesinde ki Sosyal Güvenlik hakkından yaralanma ilkesine, 102 numaralı İLO sözleşmesinde ki sosyal güvenlik ve asgari normların standartları ilkesine, 111 numaralı İLO sözleşmesinin iş ve meslek çeşitleri bakımından kişiye  ayrımcılık  yapılmaması  ilkesine,  118  numaralı  İLO  sözleşmesindeki  sosyal   güvenlik haklarındaki eşit uygulama ve ayrımcılık yapılmaması ilkesine, İnsan Hakları Evrensel bildirisinin 2 ve 23 üncü maddelerinde ki ayrımcılık yapılmadan eşit uygulama ilkelerine aykırıdır.

3-Görevi başında yaralananların GAZİ, hayatını kaybedenlerin ŞEHİT sayılmasını istiyoruz.

 4-Personel Sıkıntısı Yaşamak İstemiyoruz.

Gelişmiş ülkelerde 1500 kişiye 1 itfaiyeci düşerken Türkiye’de, özelliklede Büyükşehir Belediyelerimizde 9000-10.000 kişiye 1 itfaiyeci düşmektedir. Personel alımını gerekli ve zorunlu kılan bir kanun değişikliğine ihtiyacımız var. 5-6 itfaiyecinin yapacağı bir işi 1 itfaiyeci yapmaktadır. Bu durum itfaiyecileri bedenen ve ruhen çok ama çok yıpratmaktadır. Bu durumun İtfaiye çalışanlarına zararı olduğu gibi devletimize de zararı olmaktadır. Olaylara müdahale zamanında ve etkin olarak yapılamamakta, kısa sürede vakanın olumsuzluğu sona erdirilememektedir. Bir olaya yeteri kadar itfaiyeci müdahale ederse, İtfaiye çalışanları görevlerinde zorlanmazlar, müdahalede verimlilik daha çok olur. Nüfusa göre personel alımını zorunlu kılacak kanun değişikliğinin yapılmasını istiyoruz.

5- Olası Depremler Sonrası Anında Sahaya Çıkarak Müdahale Edecek Ekipler Hazırlanmasını İstiyoruz

Olası deprem sonrası için, gerek Devlet yetkilileri tarafından gerek Büyükşehir Belediyeleri tarafından gerekse özel kurumlar tarafından çeşitli senaryolar ve istatistiki bilgiler yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir. Bu senaryoların en iyimserine göre binlerce bina yıkılacak ve akabinde yüzlerce yangın başlayacak, yolların birçoğu kullanılamaz hale gelecek, iletişim kopma noktasında kesilecek... Ve maalesef acil durum birimlerinin en erken müdahale süresi 24 saat olarak hesaplanmaktadır.  İtfaiye personeli sayısı az Avrupa standartlarına göre eksikken, olabilecek büyük çapta bir olayda müdahale gecikecek ve yetersiz kalacaktır. Her insan gibi deprem anında görevde bulunan personeller ailelerinden haber alamadıkları için önce oraya ulaşmaya çalışacak.

 
İtfaiye ve yeterli sayıda Sağlık personelinin bu süreçte aileleri ile birlikte yaşamlarını sürdürebileceği AFET MÜDAHALE MAHALLESİ kurulmasını istiyoruz. Personel lojmanı şeklinde yapılacak bu konutlar, depreme dayanıklı olacağından Afet anında geridekileri düşünmeden vardiyada olsun olmasın en hızlı şekilde sahaya çıkılacak şekilde dizayn edilmelidir. Bu sosyal konutlarda ikamet edecek personellere hatta ailelerine belirli sürelerde eğitimler verilerek afete sürekli hazır halde bulundurulmalıdır. Mahalle içerisine yapılacak SOSYAL TESİSLER ve benzeri yapılar afet sonrasında vatandaşların sığınabileceği birer liman olacaktır.
Belediyelerimiz iştirakleri ve/veya hayırsever vatandaşlar, kurumlar eliyle yapılacak AFET MÜDAHALE MAHALLESİNİN mülkü yine Belediyede olacağından, İstanbul halkına deprem sonrası için yapılmış bir yatırım olacak. Dünyada eşi benzeri olmayan AFET MÜDAHALE MAHALLESİ projesi büyük ses getirecektir.

6-Çalışan Personel İçindeki Sınıf Ayrımı

İtfaiye içindeki Sözleşmeli İşçi, Kadrolu İşçi ve Memur personel sorunları (Yönetmelik gereği memur personelden oluşturulması gerekmektedir) Aynı işi yapmalarına rağmen, ücret farklılıkları ve diğer memur personeller gibi ( Çavuş, Amir ve Müdür ) kadrolarında bulunan personelin vekâlet ücreti alamamaları. 

7-Hastalık ve Tedavi

Çalışan itfaiye personelinin, yakalandığı hastalığın bulunduğu yere en yakın Meslek Hastalıkları Hastanesin den alınacak  ‘‘Meslek Hastalığı’’ olarak kanıtlanmış rapora istinaden çalışanın tedavisi kendisinin ya da 1. Dereceden yakınının uygun gördüğü bir kurumda uzman hastane ve hekimler tarafından tedavisinin yapılması ve bu süreçteki tedavi giderlerinin bağlı bulunduğu kurum tarafından karşılanması

8-Toplu Taşıma Kartı

  Polis, jandarma, sağlık görevlileri ve zabıtalar gibi nöbet görev yerlerine ulaşılmasından kullanılmak üzere itfaiye personelinin de ücretsiz ulaşım kartından faydalandırılması için ilgili 4736 sayılı kanuna değişiklik teklifi sunulması

 

9-İş kazası

Yine çalışan İtfaiye personellerimizin olay anında iş kazası geçirmesi (Yanık ve Omurga Sakatlanmaları vs.) gibi ciddi sakatlanmalarda kendisinin yada 1. Dereceden yakınının uygun gördüğü bir kurumda uzman hastane ve hekimler tarafından tedavisinin yapılması ve bu süreçteki tedavi giderlerinin bağlı bulunduğu kurum tarafından karşılanması 

 
Bu itibarla; ciddi bir sorun yumağı haline dönen bu problemlerin parti programına alınarak itfaiye emekçileri adına daha güçlü, daha demokratik bir gelecek için ivedilikle çözüme kavuşmasını arz ediyoruz.


Güncelleme Tarihi: 12 Şubat 2021, 17:51

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER