Aydın Alevi Güç Birliği’nden CHP’deki değişim çağrılarına cevap

banner35

Aydın Alevi Güç Birliği tarafından gündemdeki bazı konulara ilişkin toplantı yapıldı. Efeler’de bulunan Çeştepe Cemevi’nde yapılan toplantının ardından kamuoyuna duyurulan sonuç bildirgesinde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunda değişim adı altında yapılan çağrıların, CHP içinde bir Alevi düşmanlığı yaratılıp Genel Başkan Kılıçdaroğlu üzerinden Alevileri siyasetin dışına itmeye çalışıldığı bir sürece evrildiğine vurgu yapıldı.

Aydın Alevi Güç Birliği’nden CHP’deki değişim çağrılarına  cevap

Aydın’daki tüm Alevi dernek ve vakıf temsilcilerinin oluşturduğu Aydın Alevi Güç Birliği, Efeler’de bulunan Çeştepe Şeyh Bedrettin Cemevi Başkanı Rıza Akdeniz’in ev sahipliğinde genişletilmiş toplantı gerçekleştirdi. Yapılan görüşme ve değerlendirmelerin ardından Aydın Alevi Güç Birliği Sözcüsü Erdal Kılınç, toplantının sonuç bildirgesini kamuoyuna duyurdu. Kılınç yaptığı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesine karşı yerel düzeydeki eğitim sendikaları ve STK’larla ortak eylemler örgütleyerek tepkilerini en üst düzeyde göstereceklerini belirtti. Yerel yönetimlerin nasıl olması gerektiğini de maddeler halinde sıralayan Kılınç, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden Alevilerin siyasetin ve sistemin dışına itmeye çalışıldığının altını çizerek uyarılarda bulundu. CHP için liderlik değişimi çağrısında bulunanların da eleştirildiği açıklamada, bu yöndeki tavır içerisine girenlerin değişim adı altında somut bir öneri getirmeyip sadece kendi gelecekleri için oluşacak bir mevkiden bahsetmekte olduklarına da dikkat çekildi.

“YERELDE ERDEMLİ ADAYLARLA BAŞARI KAÇINILMAZDIR”

‘Nasıl Bir Yerel Yönetim’ başlığı altında duyurulan bildirgede izlenmesi gereken yol haritasına ilişkin olarak, “Günümüzde demokratikleşme ideallerinin yükselen değer haline gelmesi ve yerel değerlerin ön plana çıkması yerel yönetimlerin öneminin artmasında yerel yönetimlerin demokratik yapının etkili bir faktörü ve halka doğrudan hizmet götürebilen ve halk katılımınca imkan veren birimler olarak görülmesinin etkisi büyüktür. Muhalif güçler ne yapmalı, nasıl tutum almalı, soruları üzerinde düşünmeli, Halkın iradesine sahip çıkacak donanıma ve entelektüel birikime sahip aday adayları arasında belirlenecek adaylar ve ilkeler çerçevesinde yapılacak olan ittifaklarla birlikte, inat ve umutla yürütülecek planlı, programlı bir seçim kampanyasında başarılı olmak kaçınılmaz olacaktır.

Rant için, kent talanını ret eden, kentin mali olanaklarına sahip çıkan, üniversiteler ve demokratik kitle örgütleriyle çalışmayı esas alan, somut projeleriyle yaşamı kolaylaştıran, sosyal ve kültürel etkinliklerle kentte yaşayanların sosyal ve kültürel birikimine katkı sunacak olan, sosyal belediyecilik anlayışı gereği, yoksul ailelerle dayanışmayı esas alan, toplum sağlığına önem veren, örgün ve yaygın eğitim faaliyetleri yürüten, kentin tarihi dokusuna, ekolojik ve ortak yaşam alanlarına sahip çıkacak erdemli, ahlaki ve kültürel birikime, disipline sahip adaylarla başarı kaçınılmazdır.

“YEREL HALK ETKİN BİR ŞEKİLDE YÖNETİME KATILMALIDIR”

Bu nedenledir ki günümüzde yerel yönetimler demokrasinin temel kurumları olarak görülmektedir. Yerel yönetimler halkın yönetime katılımını sağlayan ve halka endi kendilerini yönetme erdemi kazandıran en önemli kuruluşlar olmalarının yanında, demokrasinin en etkin bir şekilde hayata geçirildiği kuruluşlardır. Yerel yönetimler düzeyinde temsilciler ile seçmenler arasındaki coğrafi ve toplumsal uzaklığın, ulusal düzeye oranla daha az olmasının, demokrasi kuramının öngördüğü hem gerçek bir ölçme sürecinin hem de etkili bir halk denetiminin gerçekleşmesini sağlamaktadır.

Yerel yönetimlerin sorunlarının kaldırılabilmesi ve yerel demokrasinin tüm paydaşlarının yerel düzeyde kurumsallaştırılabilmesi için yerel halkın demokrasinin geliştirilmesi gerekmektedir. Bunun gerçekleştirilebilmesi içinde, yerel yönetimlerin merkeze olan bağımlılığının ortadan kaldırılarak özerkliğin sağlanması çağın gereklerine uygun, bir seçim sistemiyle halkın temsilcilerini sağlıklı bir şekilde belirleyebilmesi ve yerel halkın etkin bir şekilde yönetime katılımının sağlanması gerekmektedir.

“GENÇLERİMİZİ BAKANLIĞIN KAMPLARINA GÖNDERMEYECEĞİZ”

Unutulmamalıdır ki demokrasi yerel düzeyde başarılı bir şekilde yaşama geçebilir ise ulusal düzeyde de başarılı bir demokrasiden söz edilebilir. Alevi Bektaş-i Başkanlığının Kültür ve Turizm Bakanlığı ile beraber organize ettiği inancımıza ve kültürümüzden uzak olan içeriğinin belli olmadığı ve karma eğitim sistemine ters bir anlayışla kız ve erkek çocukların ayrı tutulduğu bu kamplara gençlerimizi göndermeme kararı alındı. Alevi Bektaşi Başkanlığı'nın Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak organize ettiği hiçbir etkinliğe katılmayacağız.

ÇEDES’E KARŞI TEPKİ

ÇEDES projesine karşı yerellerde eğitim sendikaları ve STK’larla ortak eylemlikler örgütlenmesi ve tepkimizi en üst düzeyde göstereceğiz. Önümüzdeki yerel seçimlerde Alevi Güç Birliği olarak yukarda açıkladığımız ilkelerimizi ve yerel belediyecilik anlayışımızı ortaya koyarak bu anlayışımızı STK ve emek ve demokraside yana siyasi partilerle paylaşarak ortak hareket edeceğimizi bizi yok sayan hiçbir anlayışla hareket etmeyeceğimizi kimsenin arka bahçesi olmayacağımızı ilkelerimizi yerellerde hayata geçirmek için bütün gücümüzle çalışacağız.

ALEVİLERE ‘İŞÇİSİN SEN İŞÇİ KAL’ DENİLİYOR

Alevi kimlikleri yok sayılan ve katliamlarla geçen Cumhuriyetin 1. yüzyılının bitip 2. yüzyılına girdiğimiz bu günlerde de bu tehlikeler artarak devam etmektedir. Bu tehlike Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunda değişim adı altında yapılan çağrıların dozajı ve açıklamaları CHP içinde de bir Alevi düşmanlığı yaratılıp Kılıçdaroğlu üzerinden Alevileri siyaseti ve sistemin dışına itmeye çalışıldığı bir sürece evrildi. Yıllardır Alevileri seçim kazanmak için seçim ekibi olarak kullananlar kendi yerel iktidarlarında asgari düzeyde Alevilere yer verenler, ses çıkaran Alevilere ‘İşçisin sen işçi kal’ diyerek zaten olan bir Alevi düşmanlığını üzerinden Alevilerin partiyi ele geçirdiği ve kontrol ettiği algısı yaratarak bir kolaycılığa kaçmaktadır.

İktidarda her tarikatın bir bakanlık veya genel müdürlükte saltanat sürdüğü her gün basında yazmasına rağmen bunun üzerine gidip siyaset üretmeyenlerin il, ilçe yönetiminde seçim çalışmalarının hamallığını yaptırıp seçimi kazandıktan Alevilerin ağzına bir parmak bal çalıp tabanda karşılığı olmayan birkaç kişiye görev verip sonra diğerlerine bir sonraki seçim dönemine kadar bay bay diyenler değişim adı altında somut bir öneri getirmeyip sadece kendi gelecekleri için oluşacak bir mevkiden bahsetmektedirler.

DEĞİŞİM TABANLA BİRLİKTE OLMALIDIR

Bugüne kadar birlikte politikalar üretip sağa yelken açan genel başkanın üstlük, samimiyet ve inandırıcılığını da kullanıp büyükşehir seçimlerini kazanırken iş cumhurbaşkanlığı seçimine gelince kazanacak aday altında bir alevinin cumhurbaşkanı olmaması için çalışmayanlar şimdi değişim istemektedirler. Alevilerin en hassas olduğu konulardan biri olan Madımak katliamında suçladıkları birinin olduğu oluşuma Alevilerden ülkenin bekası için oy vermelerini gereklilik olarak göre aydın ve entelektüeller, Sünni kesimin oy vermesi konusunda ikircikli davranarak ikna edilmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Bizler eleştirinin ve desteğin militan düzeylerde ifade edilmesine karşıyız. Bir değişim gerekiyorsa bu bir kişinin parti lideri olma hırsından çıkıp bir kitle partisi olma sorumluluğuyla tabanıyla birlikte bir program çerçevesinde olmalıdır.

“BİZ ALEVİLER OLARAK BURADAYIZ!”

Ancak biz Aleviler olarak buradayız! Cumhuriyet değerlerini, laikliği, demokrasiyi, cinsiyet eşitliği ve özgürlüğünü hedef alan, haklarımızı yok sayan, eşitsizliği derinleştirmek isteyenlerin karşısında, bulunduğumuz her alanda direneceğimizi belirtmek istiyoruz.

Alevi toplumunun kendi özgün değer ve kurallarına sahip bir inanç topluluğu olduğu ve Cem evlerinin Alevi toplumunun inançsal kutsal mekânı olduğu anayasa çerçevesinde güvence altına alınmalıdır. Eşit yurttaşlık hakkının gerektirdiği tüm haklarımızın tanınması, el konulmuş dergahlarımızın, kutsal mekanlarımızın iade edilmesi, aleyhimize düzenlenen tüm yasal düzenlemelerin cumhuriyetin 2. Yüzyılında geri çekilmesi öncelikli taleplerimizdir. Zorunlu din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması, eğitimin dinselleştirilmesinden vazgeçilmesi, AIHM kararlarının uygulanması gerekmektedir.

“ÇEDES’İN İPTALİ İÇİN MÜCADELEMİZ SÜRECEK”

ÇEDES projesi ile okullara din görevlileri atanmasını asla kabul etmeyeceğimiz bilinmelidir.  Bu tarz girişimleri laiklik karşıtı girişimler olarak görüyoruz. Bu projenin iptali için Alevi kurumlarıyla birlikte ortak mücadelemizi sürdüreceğimizi beyan ediyoruz. Eşit yurttaşlık talebimiz doğrultusunda bütün toplumsal kesimlerin kendisini yapılmalıdır. İçinde bulduğu demokratik, laik, çoğulcu, çok kültürlü ve özgürlükçü bir anayasa Biz Aleviler; laiklik ilkesinden asla vazgeçmeyeceğimizi, laikliğin Alevi toplumunun bir yaşam ilkesi olduğunu, buna yönelik her türlü girişime karşı mücadele edeceğimizi bir kez daha beyan ediyoruz”

Güncelleme Tarihi: 16 Temmuz 2023, 22:38

Selva Demirci

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER