8/9 Mayıs tarihlerinde okul sporları satranç turnuvası Atatürk Kapalı Spor salonunda gerçekleştirildi.

 Turnuvaya okulları adına katılan sporcular iki gün boyunca mücadele etti.İki günün sonunda Minikler A Genel kategoride Özel Lider okulları takımı, il birincisi, Nazilli Cumhuriyet İlkokulu takımı il ikincisi ve Efeler Ticaret Odası ilkokulu takımı il üçüncüsü oldu. Öğretmen Nebahat Alpan ilkokulu il dördüncüsü oldu. Tören sonunda madalya ve kupalar il temsilciliği tarafından öğrencilere takdim edildi. Satranç Koçu Yaşar Madak ise tespitlerini ifade etti. Koç Madak;

SATRANÇTA PSİKOLOJİK DERİNLİK "Satrançta en güçlü taş vezirdir, ama oyunun kaderini genellikle piyonlar belirler. Tıpkı hayatta olduğu gibi, küçük görünen şeyler büyük sonuçlar doğurabilir." Satranç tahtası, dışarıdan bakıldığında yalnızca siyah beyaz karelerden ve taşlardan ibaret gibi görünür. Ancak bu sade zemin üzerinde, insan zihninin en derin stratejileri, en ince hesapları ve en karmaşık duyguları sahne alır. Her hamle, oyuncunun karakterinden izler taşır; sabrını, cesaretini, öngörüsünü ve hatta korkularını ortaya serer. Vezir, gücün ve hükmetmenin simgesidir. Neredeyse sınırsız hareket kabiliyetiyle oyun boyunca tehditkâr bir gölge gibi dolaşır. Onun varlığı, rakibin düşünce dengesini bozar, planları yeniden kurdurur. Ancak satrancı yalnızca vezirin üzerinden okumak, oyunun derinliğini ıskalamaktır. Çünkü tahtanın en mütevazı taşı olan piyon, yavaş ama kararlı adımlarla ilerler ve çoğu zaman oyunun sessiz kahramanı olur. Piyon, büyük bir gücün potansiyelini taşır içinde. Tek başına bir tehdit değildir belki ama doğru stratejiyle desteklendiğinde, rakibin en güçlü taşlarını saf dışı bırakabilir. Sekiz karelik bir yolculuğun sonunda, tahtanın son sırasına ulaştığında ise, vezire dönüşerek adeta bir kimlik değiştirir. Bu dönüşüm, satrancın en şiirsel anlarından biridir. Güçlü doğmak değil, güçlü hâle gelmek esas olan budur. Hayatta da böyledir aslında. Göz ardı edilen fikirler, küçük görülen insanlar ya da önemsiz sanılan anlar, zamanla büyük sonuçların tohumlarını atar. Başarı, çoğu zaman ışıltılı başlangıçların değil, kararlılıkla atılan küçük adımların ürünüdür. Satranç, sadece zeka ile değil; sabırla, içgörüyle ve derin bir farkındalıkla oynanır. Tıpkı yaşam gibi... Her taşın bir rolü, her hamlenin bir bedeli vardır. Ve en zayıf görünenin, bir gün tahtın kaderini belirleyeceği asla unutulmamalıdır" dedi.