banner61

DEVA PARTİSİ AYDIN İL BAŞKANI MELTEM GÜRLER” DEVA PARTİSİ OLARAK BUGÜN YAPAMAYACAĞIMIZI SÖYLEMEMEYİ KENDİMİZE DÜSTUR EDİNDİK”

banner35

Deva Partisi Aydın İl Başkanı Meltem Gürler İle gündeme dair Yörük Efe Gazetesi olarak Yerel Siyasetin Yükselen Sesleri röportajımızı gerçekleştirdik.

DEVA PARTİSİ AYDIN İL BAŞKANI MELTEM GÜRLER” DEVA PARTİSİ OLARAK BUGÜN YAPAMAYACAĞIMIZI SÖYLEMEMEYİ KENDİMİZE DÜSTUR EDİNDİK”
banner66

ERDAL DEMİR: Başkanım öncelikle hoş geldiniz gazetemize. Sizi ağırlamak bizim için bir onurdur. Bize kendinizi izah ederseniz; yaptıklarınızı, geldiğiniz noktayı, siyasetteki yerinizi, amaçlarınızı, il için neler yapmak istediklerinizi sizin ağzınızdan alalım.

“DEVA PARTİSİ OLARAK PROGRAMINA PARİTEYİ KOYAN İLK SİYASİ PARTİ OLDUK”

MELTEM GÜRLER: Meltem Gürler benim adım.  1966 yılında Aydın’da doğdum. Aydınlıyım ve Aydın’da Cumhuriyet İlkokulu’nda okudum. Daha sonra yatılı okulda Bursa Anadolu Lisesi’nde orta öğretimime devam ettim. Ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde psikoloji eğitimi aldım. Kendimi reklam sektöründe buldum. Bizim zamanımızda iletişim fakülteleri de yoktu. Sosyoloji, psikoloji okuyanlar işletme ve ekonomi mezunları Türkiye’nin o 80’li yıllardaki yeni serbest ekonomiye geçiş döneminde pazarlama dünyasının dinamikleriyle hep sektöre davet ediliyorlardı. Uzun yıllarda kaldığım bir sektör oldu. Yerli yabancı bir çok marka ile ekibimizle çalışmalarımız oldu. Ulusal ve uluslararası ödüller aldık. 25. Yılda da jübilemi yaptım. Hakikaten reklam sektörü zor bir sektördür. İnsanı biraz yorar. Dolayısıyla ben de büyük bir iletişim gurubuna devrettim ve sektörden ayrıldım. Danışmanlık olarak yoluma devam ettim. Eski müşterilerimin bazılarının yönetim kurulunda görev yaptım. Bu arada da eş zamanlı olarak psikolojiye geri döndüm. 50 yaşından sonra klinik psikoloji yüksek lisansımı tamamladım. İletişim ve psikolojinin kesiştiği alanlarda eğitimler verdim. Hem sivil toplumda ve iş hayatının içerisinde bu şekilde yürüdüm. Derken Deva sayfası açıldı. Deva Partisi’nin kuruluş aşamasında programı yazılırken davet edildim. Orada özellikle bu parite meselesi benim açımdan uzun senelerdir üzerinde çalıştığımız bir konuydu. Siyasette kadınların varlığının artması ve seslerinin fazla duyulması gerektiğini düşündüğümüz için burada bir parite zorunluluğunun olduğunu söyledik. Parite, eşitlik demek yüzde 50 yüzde 50. İlk Fransa kanunlarına koyup hedefledi. Biz de Deva Partisi olarak programına pariteyi koyan ilk siyasi parti olduk. Bunula da yetinmedik ve tüzüğümüze kota koyduk. Hedefimiz programımızda parite, ama bunun bir de zorunluluğu var; tüzükte yüzde 35 kota. Biz cinsiyet kotası diyoruz. Partinin programını yazarken orada bulunmanın sonuca etki ettiğini görmek beni çok motive etti. Dolayısıyla Ali Bey’in de kurucular arasında olmamı teklifinde demek ki burada olursak bir şeyleri değiştirme şansımız var gerçekten diye düşünerek kuruculardan birisi oldum. 90 kişi kurduk biz bu partiyi ve o günden bugüne hızla yapılanmamızı tamamlamaya çalışıyoruz. İlk 9 ayda ki pandemi ile birlikte kurulan bir parti olduk. Pandeminin ilk vakası biz lansmanımızı yaptığımız güne çıktı. Hepimiz bu dönemde zoom üzerinden bütün Türkiye’de görüşmeler yaparak bize baş vuruları değerlendirdik. Şu çok önemli zor bir şey yapıyoruz.

 “DEVA PARTİSİ BİR MİRASIN ÜZERİNE KONMADI”

Biz gerçekten sıfırda kurulan bir siyasi parti olduğumuz için bu ana kaynağımız bize internetten gelen başvurulardı. Bunu da çok kıymetli buluyoruz. Hakikaten daha önce hiç siyaset yapmamış pek çok insan gönüllü olarak baş vuruda bulundu ve biz o havuzu değerlendirerek kendi teşkilatlarımızı oluşturduk. Bunun ilk aşamasını da şöyle yaptık. 90 kurucumuz Türkiye’yi bölüştük. Ben İstanbul’dan sorumlu ekipteydim. Bu pandemi sürecinde tek tek elden geçirdik. Önce kağıt üzerinde eledik. Sizinle çalışmak istiyoruz diyenleri tek tek aradık. Aynı şekilde Aydın’ın da içinde olduğu 5 6 şehri yine 6 kişiden kurucular kurulu komisyonumuz ele aldı. Çok hızlı bir şekilde Türkiye’nin 41 ilinde üçte bir ilçelerinin de kongrelerini yaparak örgütlenmeyi başardık peşinden 29 Aralık 2020’de 1. Büyük kongremizi gerçekleştirerek organik biçimde kendimizi seçim pusulasına yazdırmayı başardık. Bu Türkiye’de ilk defa kısa sürede gerçekleşmiştir. Ardından da hiç kimseye minnet etmeden seçimlere girebiliyor hale geldik. Arkasından diğer illerimizi tamamlama süreci devam ediyor. Kongresini yapan iller 50’yi geçti ama ataması gerçekleşenler 81.  Bütün illerimizde il başkanlarımız görevinin başında. Ayrıca 500’e yakın ilçemiz kongresini gerçekleştirmiş durumda. Aydın bu konuda geride kalan illerimizden. Ama hızlanacağız. Bozdoğan ve İncirliova kongrelerimizi yaptık. Didim, Kuşadası ve Nazilli Aydın’da kongrelerini yapmış üç ilçemiz. Biz tüm hızla diğer ilçelerimizi tamamlamak üzere her tarafa tabelalarımızı asmak istiyoruz.

ERDAL DEMİR: Aydın basını bir şeyler yazıyor. Sizin başkanlığınızın söylemde değil, yazılı basında okuduğumu söylüyorum. Deva’ya deva olmadığınız konusunda bir başlık atmışlar ve o başlıktan içeriğe baktım. Siz geldiğinizde basına karşı duruşunuz ve tavrınız ne şekilde olacak?

MELTEM GÜRLER: İletişimciyim. 25 sene reklam sektöründe çalıştım. Eş zamanlı olarak pier ajans kurmuştum. Çok etle tırnak gibidir bu sektörler biliyorsunuz. O yüzden elbette basının hem öneminin he basınla kurulacak şeffaf ilişkinin bizi de ne kadar geliştireceğinin farkındayım. Benim basınla ilişkim her zaman çok açık olacak. Sıklıkla bir araya gelmeyi de düşünüyorum. İlk yapacağımız da yeni yönetimle bir basın toplantısıyla arkadaşlarımız ve yerel basınla bir araya gelmiş olmak olacak. Biraz önce söylediğinizi şöyle netleştirmek istiyorum. Bizim biliyorsunuz bir önceki başkanımız Hakan Başkan istifa etti ve kendisine teşekkür ediyorum ben. Şüphesiz katkıları olmuştur. Her zaman kimin bu yolda en ufak bir emeği varsa buna teşekkür etmekle kendimi mükellef sayarım. Hakan Bey’in istifasından sonra genel merkez, yönetimi görevden aldı ki yeni atanan il başkanı kendisi düzenlemeyi rahat yapsın diye. Bu istifa eden arkadaşlarımızın istifa etmeleri aslında anlamlı değildi. Çünkü görevden alındıkları için zaten istifa edebilecekleri bir pozisyonda değillerdi. O yüzden kasıtlı bir haber olmuş o. Deva’ya deva olmadığım yönündeki başlıkta beni kırdı açıkçası. Durun daha yeni başlıyoruz. İki günde neyin devası olmamı bekliyorlardı bilemedim. Aslında genel merkez bütün basına da bunu geçti. Başkanımız istifa etti, yönetim kurulu görevden alındı.

ERDAL DEMİR: Aydın Bölgesi bayanlarla beraber siyaset yapmayı öğrendi. Bayanlarla beraber ticaret yapmayı öğrendi. Burada emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.

MELTEM GÜRLER: Ben Aydın’da şunu gördüm. Bir kadının güçlü rol modelleri olduğunu görmek bana güç verdi.

ERDAL DEMİR: Bu bölgede kadın lider olmak biraz yarışa döndü bilginiz olsun. Aydın da sizi gözetleyecek şimdi. Bundan çok emin olduğum için bu konuyu size getiriyorum. Başarılarınızın kantarını kuracaklar. Peki bu topluma daha üst düzeyde ve çizgide siyaseti nasıl yapmayı düşünüyorsunuz?

MELTEM GÜRLER: İlk söyleyeceğim şey samimi olacağız. Samimi olmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yeni dilde otantik olmak. Genel başkanımız her konuşmasında ifade eder. Bir söz veriyorsanız tutacaksınız, eğer veremeyecekseniz hiç o sözün altına girmeyeceksiniz. İnsanlara bu vesile ile güven vereceksiniz. Güven vermezseniz yürüyemezsiniz. Güven ortamım olmadığı için Türkiye’nin ekonomisi bu halde zaten. Ben insanlara dokunduğumuzda bizim bu samimiyetimizin ve verdiğimiz sözlerin arkasında duracağımız hissinin geçeceğini düşünüyorum. Bugün yapamayacağımızı söylememeyi kendimize düstur edindiğimizi söylemek istiyorum.

ERDAL DEMİR: Sizi bekleyen zorluklar  var mı il bazında?

MELTEM GÜRLER: Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Ben Aydın il başkanlığına yeni atandım ama Deva’ya yeni katılmadım. O her yerde yaşadığımız zorlukları çok iyi biliyorum. Denizli, Muğla, Isparta, Burdur’un yapılanmasında çalıştım. Hepsinde yaşanan sorunların Aydın’da yaşandığını tahmin ediyorum. İnsanlar iktidar nedeniyle ama işleri var ama çocuklarının ataması var, vergiyle ilgili meseleleri var. Devletle ilişkili her illerinin sekteye uğramasından dolayı bir korku içerisindeler. Ayrıca yerel iktidarın muhalefet partilerinde olduğu illerde de bir de o giriyor işin içine. Bir taraftan devletten çekiniyorlar bir taraftan da belediye ile işleri var.

ERDAL DEMİR: Görev süresi içerisinde ne tür bir siyasal zeminde Özlem Çerçioğlu ile ilişkilerinizi sürdüreceksiniz?

“ÖZLEM BAŞKANA BİR KADIN OLARAK TEŞEKKÜR EDİYORUM”

MELTEM GÜRLER: Kadınlar meselesinde geldiğim yolculuğa bakarsanız eğer hakikaten birlikte yol almayı çok önemseyen bir insanım. Burada Özlem Başkan’ın varlığını ve üç dönemdir başkanlık yapıyor olmasını burada insanların algılarında bir dönüşüme sebebiyet vermiş olmasını çok kıymetli buluyorum. Bir kadın olarak kendisine teşekkür ediyorum. Bütün bunları yapabildiği için. Aslında bizimde yolumuzu açtığını düşünüyorum bu anlamda. Başka kadın siyasetçilerin yolunu açtığını düşünüyorum. İlçeleri gezdiğimde şunu gördüm ve dedim ki sağ olun Özlem Başkan iyi ki var olan o ön yargıları yıkmışsınız diyorum ve bunu çok kıymetli buluyorum. Benim de yapmak istediğim zaten bu. Daha fazla rol modeli öne çıkarma. Daha farklı arka planlardan gelen insanların da siyasette güçlü figürler haline gelmesine vesile olmak. Benim hakikaten kişisel hırslarım yok. Bütün yapmaya çalıştığım bir değerler kümesinde oraya doğru başka insanları buraya kanalize etmeyi başarmak ve benim siyasetteki işim bu. Aydın İl Başkanlığını partim bana tevdide ederken kafamdaki motivasyon buydu. Eğer ben burada daha fazla kadının siyasete girmesine vesile olursam kendimi başarılı sayacağım. Kendime koyduğum kriter bu.

ERDAL DEMİR: Liyakat esaslı bir anlayış var. Konuşmalar ve kadrolaşmalar ki gelişmeler de bunu gösteriyor. Bu şuraya gider. Demokratik ilkelerin esas alındığı, demokrasinin temel tutulduğu ve parlamenter sistemin yeniden filizleneceği bir günü çağrışmaya benzer bu. Ben Deva Partisi’nin temel esaslara yönelik çalışma yaptığını görerek konuşuyorum. Peki bu konuşmalar bu bir millet ittifakının içinde olan düşünceleri paylaşmaya götürmüyor mu? Şunu söyleyebilir misiniz? Eğer bir ittifak olacaksa Deva Partisi millet ittifakının içinde olacaktır. Bunu rahatlıkla söyleyebilir misiniz?

MELTEM GÜRLER: Söyleyemeyiz; çünkü genel başkanımız da söylemiyor. Engel gördüğümüz şey şudur. Bir kere biz yeni bir partiyiz. Deva baktığınız zaman diğer partilerin hepsinde daha sonra kurulmuş bir parti ve kendi DNA’sını bir biçimde ortaya koyabilmek zorunda ki insanların bize dair fikirleri oluşsun. Eğer biz kendimizi birden bir ittifakın içerisine atarsak zaten DEVA olarak insanların kafasında bir şey şekillenmeyecek. Bizim kişiliğimiz ortaya konmadan, neye benzediğimizi insanlar anlamadan bizim bir boyanın içerisine girmemiz lazım. Eğer erken seçim olursa zaten o seçim alanına girdiğimizde oturulacak ve bütün bunlar paylaşılacak. Burada halkın muhalefet partilerinin nasıl bir birliktelik ile kendilerinde oy istediğini görmek istediğini de görüyorum. Henüz bir ittifak hali yok ortada. Biz birlikte bir güçlenmiş parlamenter sistem nasıl olmalı ve o geçiş sürecini nasıl planlamalıyız onu konuşuyoruz.

ERDAL DEMİR: İttifakın takip etmeye çalıştığı şey, demokratik ilkeler doğrultusunda sivil bir yönetimin hakim olduğu parlamenter sisteme dönüş bu netletmiş. Bu da demokrasinin güçlendirilmiş şeklidir. Altı partinin masaya ellerini üst üste koyup da birlikte tek ses olmanın zamanı mı değil mi[AP1] [AP2] [AP3] ?

MELTEM GÜRLER: O kadar sıcak günlerden geçiyoruz ki suyun kaynama derecesi arttıkça bu süreçlerde zaten hızlanmak durumunda kalacak ve bence Ankara zaten çok hareketli bizim genel merkezimiz de sürekli istişare halinde. Dolayısıyla bu gündem seçime doğru döndükçe pek çok şeyin şekillenmesi çok daha önemli olacak.

ERDAL DEMİR: Türkiye genelinde Kemikleşmiş bir kesim var. Genel Başkan ile ilgili önceki partiyle ilgili konuşmalar ve soru işaretleri halen devam ediyor. Bunu nasıl önleyip nasıl bir yapılanma içine girebilirsiniz?

MELTEM GÜRLER: Anlatarak. Benim yakın çevremde dahi sürekli bu şekilde konuşan insanlar vardı ve ben anlattığımda ikna oldular. Demek ki televizyondan genel başkanımızı dinlemek yeterli gelmiyor. Şurası kesin ki Ali Bey’in ekonominin ve bir dönem dış işlerinin başında olduğu dönemlerde Türkiye’nin karnesi ortada. Biz bunu iyi anlattığımızı düşünüyoruz ama kanallarımız kısıtlı. Televizyonda neredeyse yokuz. Sosyal medya üzerinden dağ köylerine bu erişim kolay değil. Teşkilatlar bunun için çok önem taşıyor. Ben bıkmadan anlatıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı diyor ya” nereye sen hazırladın, imzaları  ben attım” Biz de söylüyoruz kendisine” marifet imzadaysa bugün de atın lütfen” Siz ortak aklı ortadan kaldırırsanız sonuç böyle oluyor. Sayın genel başkanımız her zaman şunu söyler” İçeride olduğu sürece bir şeyleri etkileme ve değiştirme her zaman daha fazladır” Buna ben de inanırım. Genel başkanımız içeride olduğu sürece pek çok şeyi de engellemiştir.

ERDAL DEMİR: Geliyor gelmekte olan diye bir slogan gelişti Türkiye’de. Herkes buna inanmaya başladı. Diyelim ki geliyor gelmekte olan geldi ve hükümeti kurdular. Deva Partisi bu hükümetin içinde ekonomi bakanlığı teklifi ile karşı karşıya kaldı. Böyle bir görevi kabul eder mi Deva Partisi?

MELTEM GÜRLER: İçinde bulunulan denklem o kadar önemli ki. Onun yanıtını bugünden verebilmek imkansız. Ekonomi sadece ekonomi politikaları ile düzenlenebilecek bir alan değil. Siz bugün hukuku adaleti, dış politikayı istikrara kavuşturmazsanız orada bir güven ortamı sağlayamazsınız. Bu süreç konular birbirinden tamamen ayrıştırılarak yönetime verilecek konular olmadığını düşünüyorum. Bu denklemi o gün ne ile karşı karşıya olduğumuzu görerek değerlendirmek gerekir.

ERDAL DEMİR: Teşkilatlanma konusunda sahaya inecek misiniz?

MELTEM GÜRLER: İnmez olur muyuz; hepsini birlikte yapacağız. Merkez de olmak çok önemli ama, Aydın özelinde şehrin periferi köyler siyasette çok belirleyici role sahiptir. Eğer biz zaten her yere dokunamazsak hiçbir şey yapamayız. Biz hep sahada olacağız.

ERDAL DEMİR: Siz bu görevden belli bir süre sonra meclise ve belediyeye taşımaya kendinizi diye bir düşüncenin içine girer misiniz?

MELTEM GÜRLER: Bu çok erken bir soru. İlerleyen zamanlarda ne olur bilemem fakat tüm samimiyetimle söylüyorum bu benim için çok erken bir soru.

 

Selva Demirci

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER