CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman
Bülbül, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na TBMM tarafından belirlenecek üyelerin
seçimine ilişkin yapılan Karma Komisyon toplantısında ülkede can, mal ve hukuk
güvenliğinin olmadığını belirterek iktidar milletvekillerine, “İktidar milletvekillerinden,
‘Acaba ters bir şey yaparsam Maliye mi baskın yapacak, işyerime mi çökecekler, yoksa
dokunulmazlığımı mı kaldıracaklar?’ diye kaygı duymayan bir milletvekili var mı? Yok
arkadaş, yok. Memleketin geldiği nokta bu. 23 yılın sonunda ulaşılan yerde ne can
güvenliği kaldı ne de hukuk güvenliği” diye seslendi. 
CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül,
Hakimler ve Savcılar Kurulu’na TBMM tarafından belirlenecek üyelerin seçimiyle ilgili
Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden oluşan Karma Komisyon toplantısında konuştu.
“Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı” ve “hakimlik teminatı” noktasında HSK’nın ne
yaptığını soran CHP’li Bülbül, HSK’nın işleyişine ilişkin örnekleri sıralayarak şunları
söyledi:
“Cumhurbaşkanı Adayımız ve İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı haksız
hukuksuz ‘Ahmak’ davasında hakim Hüseyin Zengin Samsun’a sürüldü. Yerine getirilen
hakimin mahkumiyet kararı vermeden önce ‘Bu ahmak sözcüğünün YSK’ya değil, Süleyman
Soylu’ya söylendiğini ben biliyorum’ şeklindeki açıklamasını duruşmada bizzat ben duydum. 
“HSK, Yüksel Kocaman hakkında ne yaptı”
Ayhan Bora Kaplan’ın 8 soruşturmadan 7’sini takipsizlikle kapatan, delilleri sümenaltı eden,
Kaplan’ın örgüt liderliği iddiasıyla yargılandığı dosyada örgüt liderinden hesabına paralar
aldığı tespit edilen Yüksel Kocaman, HSK’ya Yargıtay kontenjanından başvuru yapmış.
Halen Yargıtay üyesi olan Yüksel Kocaman hakkında HSK ne yaptı?
“HSK, ‘somut delil yok’ diyerek dosyayı kapattı”
Sezgin Baran Korkmaz’ın yurtdışına çıkış yasağının ve malları üzerindeki tedbirin
kaldırılması talebinde bulunan Hasan Yılmaz, önce Adalet Bakan Yardımcılığına oradan da
Yargıtay üyeliğine terfi ettirildi. HSK’ya şikayet ettiğim İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimi Yasin
Karaca hakkında ve bunu talep eden Hasan Yılmaz hakkında HSK ne işlem yaptı? Tarafıma
yazıyı gönderdi. İtiraz ettim yine reddetti. HSK ‘somut delil yok’ diyerek dosyayı kapattı.
AYM’nin Can Atalay hakkında verdiği karara uymayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı
Muhsin Şentürk, ödül olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na atandı.
“Endişe duymayan milletvekili var mı”
CHP’li Bülbül, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun hakimlerin verdiği siyasi kararlara karşı
sessiz kaldığını belirterek, ülkede can, mal ve hukuk güvenliğinin olmadığını söyledi:
“HSK bütün bunlara gözünü kapattı. Nerede yargı bağımsızlığı, nerede yargının tarafsızlığı?
Yahu, şu anda, milletvekilleri dâhil, başımıza bir iş gelecek kaygısı taşımayan muhalif
milletvekili var mı? İktidar milletvekillerinden de, ‘Acaba ters bir şey yaparsam Maliye mi
gelecek basacak, iş yerime mi çökecekler, yoksa dokunulmazlığımı mı kaldıracaklar?’ diye

kuşku duymayan, endişe duymayan bir milletvekili var mı? Yok arkadaş, yok. Memlekette
gelinen nokta bu. 23 yıldan sonra can güvenliği de hukuk güvenliği de yok. 
“HSK hakim ve savcıların vicdanına göre değil, iktidarın gözüne bakarak karar
vermesine yarayan bir yapı haline geldi”
Bizden’ dediklerinizi alıyorsunuz, Yargıtay üyesi yapıyorsunuz. Suç işleyenleri
getiriyorsunuz, HSK'den gidip de Anayasa Mahkemesi üyeliğine terfi ettiriyorsunuz. Buradan
yola çıkalım. HSK bütün usulsüzlüklere gözünü kapattı, suspus oldu, yukarıdan gelen
talimatları yerine getirdi, hâkimlerin ve yargıçların siyasi vesayetine teslim olmasına neden
oldu. Şimdi ‘Vesayeti kaldırdık, vesayeti kaldırdık’ ‘Askeri vesayeti kaldırdık’ diyorsunuz,
‘Hukuki vesayeti kaldırdık, siyasi vesayeti kaldırdık’ diyorsunuz. Neyi kaldırdınız arkadaşlar?
HSK üzerinden siz hakim ve savcılar üzerinde açıkça siyasi vesayet koymadınız mı? Bu tablo
bize göstermektedir ki arkadaşlar, hâkim ve savcıların atama, terfi, görevde yükselme, yer
değişikliği gibi tüm özlük işlerini yürüten ve hemen hemen tüm kararlarına karşı yargı yolu
kapalı olan HSK ne yazık ki hâkim ve savcıların vicdanına göre değil, kişilere özgü, iktidarın
gözüne bakarak karar vermesine yarayan bir yapı hâline geldi.”