Çok şey yazdılar, çizdiler! Orta yerde yangın var diye çığırtkanlık yapanlar, bir gün siyasetin böyle olmadığını, çarkın düşünüldüğü gibi dönmediğini, yurtta, vatan için, yaşadığınız yerelde, halk için yapılan siyasetin, mutfakta yangın var çığırtkanlığının gazına gelip, Aydın’ı yakmaya gelmeyeceğinin hesabını yapamadılar!
Daha çiçeği burnunda, yıllarca millet adına siyaset yapmış, üstelik sosyal demokrat bir partinin ideolojik yapısına talip olmuş, SİYASETTE ki profilini seçmenine sevdirmiş, ispatlamış bir şahsiyetin; büyük şehir meclisinde yaşanan bir meseleyi, şahsi meselesi haline çevirip; Aydın’a hizmette mal olacak kötü sonuçlara yol açabilecek bir sığ düşünceye mağlup olacağını düşünemeyenler; gördüler ki sosyal belediyeciliği şiir gibi işleyen, kendi yıldızının değil, marka kent anlayışında bayrağı azimle taşıyan, kepçe, kepçe KATMA DEĞER KOYAN BİR BAŞKANIN, bu konulara kolay pabuç bırakmamağını bilemediler ama sonuçta gördüler! Ogün mutfakta yangın var, siyasette deprem var diyenler, bugün kalemlerini ters çevirip yazmalarının zamanı geldiğini anlayacaklar ama kendileri için bir kere kel görünmüş, örtülmesi mümkün değil.
Bu meselenin gündemi, flaş haberlerle meşgul edildiği günlerde, köşe yazısı yazdığım gazete “Yörük efe” de ses, seda yok! Tek kelime gazetenin hiçbir sayfasında yok! Aldığım cevap şöyle oldu; bu konuya girme zamanı değil, beklemek, hem de uzun solukluda olabilir bu bekleyiş denildi! İşte tüm mesele buydu gazetecilikte! Satır aralığını iyi okumaktı mesele! Siyasetin her gün bir başka sayfada seyri ve gündeminin olabileceği meselesiydi! Söz konusu iki başkanın kendi aralarında ki uyum meselesinin, Aydın Şehri ve halkı adına yapılacak hizmetlerin öncelik kazanmasıydı. Oysa bir damla suda fırtına koparılması; Aydın halkının kayıpları ve kendilerinin makamları ile siyasetlerinin tartışma götürmeksizin yok olup gitmesi kaçınılmaz sonucu olurdu! Siyaset yerelde bir uyum meselesidir, genelde de öyle! Bütün şehir belediyecilik yasası açık ve sairdir! Kişisel duygu ve düşüncelerin yer almadığı, hizmet adına alınan görevin yapılması, gerçek ve sosyal belediyeciliğin özüdür! Dedikodu değil, öze dönüş penceresinden bakarak, kenti yönetenlere ışık olmak ve gerekirse, uyarmak konusunda, kalemlerin birleşmesidir! Bir kere daha görüldü ki; sonuçta siyasiler, siyaseti gerektiği şekilde, zamanı geldiğinde yerine göre yönlendirir!
Yen köyde açılışı yapılan “Kadınlar parkı” vesile olduğu; mecliste yaşananları, olayı ve siyaseti iyi okuyamayanlara, kıssadan hisse nemalarını bekleyenlere ve yaptıkları iş bir türlü kafalarını önlerine koyup, düşünüp, taşınıp öyle yapmaları gerektiğine dikkat etmeyenlere kocaman inen bir tokat olmuştur!
Tüm Türkiye’de ve Aydın’da da bilinmelidir ki; yerel yönetimler, halkın aldığı nefes, ısındığı öz be öz yuvalarıdır! Kimsenin bu yuvayı soğutmaya ve halka kapılarını kapatmaya hakkı yoktur! Cadı kazanını kaynatmaya çalışanlara iyi bir ders verilmiştir, aynı yolda yürüyen iki belediyenin engin siyasi bilgiye ve alt yapıya sahip başkanları ve kadroları tarafında iyi bir ders verilmiş, iyi bir ikaz olmuştur!
