Peker’in ifşaları ve İstanbul Arkeoloji Müzesi!

Bugüne kadar hiçbir parti genel başkanının açıklamaları 100 milyon kişi tarafından takip edilmedi!

Sedat Peker’in AKP iktidarında yapılanları ifşaa eden videoları dünyada rekor kıran bir noktaya geldi…

“Devlet görevlileri ve siyasetçilerin mafyayla oluşturdukları çeteler” aracılığıyla uyuşturucudan silaha, teröristi beslemekten adam öldürmeye, Suriye ticaretinden kumar organizasyonuna kadar sarayın da işin içinde olduğu iddialarını, milyonlarca kişi tüyleri ürpererek izledi…

İnandı, inanmadı! Ama içine bir kurt düştü…

Hele 128 milyar doların akıbetini bir türlü öğrenemezken, bir de ayda Peker’den 10 bin dolar alan siyasetçinin isminin saklanması, AKP iktidarına olan güveni iyice yok etti!

Uzun zamandır Marmara Denizi kirleniyor. Çare var ama iktidarın ilgisi yok!

O, “Kanal İstanbul’u halkın inadına yapacağım” diyor...

Yani, Marmara Denizi’ni hepten yok etmenin adımını atmak için pervasızca bilime ve yurttaşa karşı duruyor!

Çevre ve doğa bilincine sahip çıkan aktivist Nebahat Tüysüzoğlu bu duruma sessiz kalmıyor, tüm STK’lere bir çağrıda bulunuyor. “Gelin Marmara’nın etrafındaki tüm ağaçlara beyaz kurdele bağlayalım. İktidarı uyandıralım!” diyor…

Doğa duyarlılığı olan herkes bu eyleme katılmalı!

Kanal İstanbul’un Marmara Denizi’ni tamamen yok edeceğini bilmesine rağmen İktidar, Kanal’ın açılması için gün sayıyor! Çünkü, “ailenin mal varlığı ve Halk Bankası davaları” korkusuyla ABD ile arasını düzeltmek istiyor…

Ayrıca Katarlılara İstanbul’u peşkeş çekme hevesi de çabası!

İktidar küçük bir güruhun çıkarı için; Möntrö’yü askıya almayı, Putin’le kavga etmeyi ve Biden’in boyunduruğuna girmeyi göze alıyor!

Üstelik, çağın en vahim doğa katliamını gerçekleştiren bir kişi olarak tarihe geçecek olmasından da korkmuyor!

Kısaca, Türkiye adına utanç duyulacak bir gidişata birlikte tepkisizce bakıyoruz!

Tam bunları düşünürken, arkeoloji yaşamımıza büyük hizmetler veren dostum Dr. Alpay Pasinli’nin mektubu yeni bir yolsuzlukla karşı karşıya olduğumuzu fark ettirdi!

Mektubu paylaşmak isterim;

Sayın Bakanım, son günlerde basından İstanbul Arkeoloji Müzeleri depolarının taşınacağını öğreniyorum. Bu haberlerden derin üzüntü duyuyorum.

Gerek İstanbul Arkeoloji Müzeleri eski müdürü, gerekse Anıtlar ve Müzeler eski genel müdürü olarak, haberle ilgili görüşlerimi bildirmemin bir görev olduğunu düşündüm.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri dünyanın en büyük ve en saygın müzelerinden biridir. Müze 1 milyondan fazla esere sahiptir. Eserlerin ancak yüzde 10 kadarı sergilenmektedir. Gerisi ise depolara sistematik olarak yerleştirilmiş ve muhafaza edilmektedir. Tüm dünyada da böyledir…

Zaten bütün eserlerin sergilenmesi söz konusu değildir, doğru bir uygulama da olamaz...

Düşünün ki, depolarda birbirinden ayırt edemediğimiz kıymette 600 bin sikke, 70 bin Hitit tableti, on binlerce seramik, cam, altın, gümüş, madeni ve taş eser var. Bunlardan ancak belirli, makul sayıda ve dönemini temsil edecek şekilde eser seçilerek dönüşümlü sergiler yapılabilir!

Birbirine benzeyen yüzlerce, binlerce eser aynı anda sergilenemez. Ayrıca depolarda korunan eserler kendi haline bırakılamaz. Periyodik bakımları dikkatle yapılır ve sergilenmeye hazır tutulur! Üzerinde çalışılır yeni bilgi ve makaleler üretilir! Yani depo olmadan müze olmaz...

Ve depolar; müzelerin yani teşhir yerlerinin hemen ulaşılacağı bir konumda olmalıdır. Evet, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin depo ihtiyacı vardır. Ama çözümü Atatürk Havalimanı’nda depo oluşturmak değildir.

Planlandığı gibi müzenin hemen karşısındaki eski darphane binalarının arkeoloji müzesine tahsis edilmesidir… Sonuç olarak; İstanbul Arkeoloji Müzeleri depolarının 20 kilometre kadar uzaklıktaki Atatürk Havalimanı’na taşınması son derece sakıncalıdır. Eserler hem müzeden ve çalışma ortamından koparılmış olacak, hem de gittiği yerde tarihi eserlerin güvenliği ortadan kalkacaktır…

Yönetimin bu vahim hatadan döneceği ümidiyle “depoların taşınması” kararını yanlışlığını bilginize sunuyorum. Saygılarımla A.Pasinli

Şunu çok iyi biliyorum;

Dünya’nın en karlı borsası yatırım ve prestij bakımından kültür varlıkları borsasıdır.

Almanya ve İngiltere’de yoğunlaşan tarihi eser piyasasının en bilinen müşterileri ABD’lilerdir…

Tarihi eser daha çok hava yoluyla kaçırılır! Korkarım ki; bundan sonra AKP’lilerle ilgili bilinmeyenleri ifşa eden yeraltı çeteleri, Arkeoloji müzesinin nasıl talan edildiğini anlatacaklar! AKP’ye uyarım; Böyle bir şaibeye şimdiden yol açmayın!

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.