ÖZLEMLER VE HAYALLER

Yazı işleri müdürümüz Selva Hanım "yazarlarımızdan bu haftaki yazılarını perşembe gününe kadar bekliyoruz arkadaşlar" dediğinde ne yazsam diye düşündüm.Bu hafta yine korona,pandemi,karantina konularını yazmak istemiyordum.Artık haftalardır basında,sosyal medyada,internette,medyada tek gündem olan korona'dan daha farklı şeyleri de konuşmak,düşünmek istiyordum.
        65 yaş üzerine sokağa çıkma yasağı geldiği günden beri,günlerdir evinden çıkmayan, Tüm Emekli-Sen Çine temsilcisi Sebahat Hanımı yoldan geçerken evinin balkonunda gördüm tesadüfen.Artık hareketsizlikten birara kalp ritminde çarpıntılar yaşamıştı.Ona "evdeyken internetten neyi okumak istersin" diye sordum."Güzel şeyleri okumak isterim"dedi gülümseyerek."Ama hep evlerdeyiz,güzel olan birçok şeyden mahrumuz" dedim."Hayal et" dedi tebessümle.."Hayalleri yaz" dedi.Her zamanki gibi güleryüzlü pozitifti.Sanki günlerdir eve hapsolan onlar değilmiş gibi..İşte bu haftaki yazımı haftalardır dört duvar arasında olan,artık hareketsizlikten rahatsızlanacak boyuta gelen 65 yaş ve üstü için yazıyorum.
        Ne çok özledik..Tüm sevdiklerimizle,uzaktakiler de dahil,çoluk çocuk aynı masa etrafında toplanıp aynı kaptan yemek yemeyi.Her ne kadar kural tanımayan bazılarımız bu süreçte pek dikkat etmeseler de biz kurallara riayet edenler,dostlarımızla,arkadaşlarımızla virüs endişesi olmadan güle oynaya muhabbetler eşliğinde hep birarada oturmayı çok özledik."Haydi kızlar bugün bende toplanalım,çıkın gelin" demeyi..Aile boyu,cümbür cemaat elimizde toplar,kilimler,bilcümle poşet poşet nevaleyle şöyle misler gibi tüttüre tüttüre mangal keyiflerini..Yemyeşil kırlarda maaile piknik yapmayı..
      Ne çok özledik.Şöyle salına salına,baştan aşağı giyinip süslenip çakkada çakkada çıkıp orta yerde cümbür cemaat oynadığımız çalgılı çengili düğünlerimizi ne çok özledik.Plajlara çoluk çocuk doluşup güneşin altında özgürce kumsalda uzanmayı özledik.Akşam güneşiyle beraber sahile vuran dalgalarda yalın ayak yürümeyi özledik.Şöyle güzel bir sabahın erken saatlerinde güneşin ilk ışıklarıyla birlikte denize nazır temiz havada dolaşmayı özledik.
      Ah en çok da şöyle kurula süzüle aynanın karşısında koltuğa oturup kuaförde saçlarımızı boyatmayı..Her saç teline varana kadar avuç avuç saçlarımızı yıkayan,manikürümüzü,pedikürümüzü
yapan sevgili kuaförlerimizi özledik.Canım kuaförümün gözlerimde tüteceği hiç aklıma gelmezdi.Keza beyler de şöyle berber koltuğuna oturup aynanın karşısında bol köpüklü,sinek kaydı traşları çok özlediler.Bu gidişle nüfusumuzun yarısı 0 numara traş olmuş,tarak ihtiyacı olmayan beylerle dolup taşacak.
      Ben en çok da 9-6lık roman havalarında eğlenmeyi,coşmayı çok özledim.Şu an bulunduğum Çine'de sağolsun müzisyen Armoni Cihan Gültekin akşamları o nadide orglarıyla ve kendine münhasır tişörtleriyle canlı yayın yaparak izleyenlerin isteklerini çalıyor.Ne de güzel bir şey yapıyor.Kapalı kaldığımız ev ortamlarında,evrensel olan müziğin diliyle bizleri eğlendiriyor.Ben de izliyorum evden onun o keyifli canlı yayınlarını.Orhan Baba'dan dinliyoruz.İstanbul Sokakları diyoruz.Bazen de Veda Busesi bazen de Aydın Zeybeği diyoruz.Zeybek müziklerimiz olmadan hiç eğlence olur mu?Sağol Armoni Cihan hepimize iyi gelen bir güzellik yaptığın için.İşin doğrusu düğünleri özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi.Hımm ne giymiş kimlerle gitmiş?Kız evi ne almış,oğlan evi ne takmış? Bir sürü sorunun cevap beklediği,kulaktan kulağa fısır fısır fısıldaşılıp durulan meşhur düğünlerimizi özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi.Bir sürü küsün,birbiriyle konuşmayanın orta yere çıkıp çakkada çakkada birbirlerine nispet ettiği "şekerim hahayttt bak ben de burdayım" havalarında oynanılan oyunları özledik."Ohh çatla"Şöyle yandan yandan şıkıdım şıkıdım eğlenmeyi,coşmayı özellikle çok özledik.Biliyorsunuz Aydın yöresinde kazan kazan düğün yemeklerimiz meşhur.O bereketli kalabalık düğün sofralarını özledik.Yaz akşamları parklarda,cafelerde konu komşu hepbirlikte oturmayı özledik.''Hadi toplanın bu hafta sonu İzmir'e gidiyoruz'' demeyi özledik ya da arabaya atlayıp Marmaris'e,Bodrum'a çıkıp gitmeyi özledik.
      Sabahın 5'inde kalkıp sırt çantamı hazırladığım,daha güneş doğmadan yola çıktığım doğa gruplarını özledim en çok.Hem de nasıl?Dağlarda elimizde batonlar,sırtımızda erzaklarımızla tek sıra yaptığımız doğa yürüyüşlerini o kadar çok özledim ki.Ah o uçsuz bucaksız tepeler..Başımızın üstünde masmavi gökyüzü..Ne kadar çok özledik.
       Sabır biraz daha sabır..Az kaldı.İnşallah o günler de gelecek ve özlediğimiz herşeyi tek tek gerçekleştireceğiz.Karantina günleri ve sağlığımız için alınan tüm tedbirlerin,yasakların aşama aşama sona ereceği günler de gelecek.Veriler,yayılmadaki düşüşler ve iyileşme oranlarındaki artış buna işaret ediyor.
       En çok da şöyle denize karşı gün batımında oturup yüzümü serinleten akşam rüzgarında uçsuz bucaksız maviliklere bakmayı özledim.Bir de yalınayak kumsalda yürümeyi.Yasaklar sona erdiğinde atlayıp bir deniz kenarına gideceğim.Martıları dinleyeceğim.İyot kokulu denizi koklayacağım. Unutmayın hayalleriniz kadar özgürsünüz.
       Nihayet benim bu yazıyı hazırladığım saatlerde Cumhurbaşkanımız tarafından normalleşme sürecine dair,esnetilen ve kaldırılan yasaklar da açıklandı. Hepimize hayırlı olsun.Hoşçakalın.Neşe ve sevinçle kalın.
 


Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.