ÖZGÜRLÜK NİÇİN İADE EDİLMEK İSTENİR

94 yıl önce bugün Türk Medeni Kanunu TBMM’de kabul edildi ve aynı yılın  04 Ekim’inde yürürlüğe girdi.2002 yılında geliştirilerek yenisi kanunlaştı.1926 tarihli kanun kapsamına göre:
      -Ailede kadın-erkek eşitliği sağlandı.
      -Evlilikte resmî nikâh zorunluluğu getirildi.
      -Tek eşle evlilik esası getirildi.
     -Kadınlara, istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanındı.
     -Mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek eşit hale    getirildi.
     -Patrikhanelerin, din işleri dışındaki yetkileri kaldırıldı.
       Bu devrimi o tarihte bir tek kişi yapabiilirdi: Mustafa Kemal (henüz Atatürk soyadı yoktu)
       Şöyle bir tarihe bakıp bir de günümüzdeki manzaraya  bakınca “nereye gidiyoruz?” sorusu  duyarlı ve akliselim her insanın  aklına geliyordur.100 yıla yakın bir süre önce nasıl başladık şimdi sosyolojik yasalar nasıl işliyor? Bu toplum neyin kafasını yaşıyor?
        Köle bir insana köleliğinin kader olmadığını, her yurttaş gibi haklara sahip olduğunu, bu düzenin sahiplerinin sömürücü sınıf olduğunu söylerseniz ve uykusundan uyandırırsanız huzursuz olacaktır.Ruhsal dengesi bozulacak,kader diye kabul ettiğ inançlarından vazgeçmek zorunda kalacak ve bu durum mutsuzluk verecektir.Bu süreçten sonra onuruyla tanışacak ve mücadele etmeye başlayacaktır.Mücadele zordur ve emek ister,bedel ister.Bunlara katlanmak istemeyen köle ruhlu birey özgürlüğünü ve kararlarını bir lidere ya da bir partiye teslim ederek kolayı olanı seçer.O’nun adına düşünsün ve karar versin ister.
        Bazı modern görünümlü kadınların,yukarıda sayılan devrimleri karşı devrimle yok etmeye çalışan kitleye prim vermesi ve desteklemesi akıl alır şey değildir.Falanca mollanın bilmem kaçıncı cariyesi olma olasılığı gün gibi ortadayken, nasıl olur da özgürlüğünden vazgeçmek ister?Neden kazanılmış haklarını teslim eder? Bunu aklımız idrak etmiyor.
        Arap toplumu özentisi hiç bugünkü kadar güçlü değildi.Kendi özgürlüğüne ihanet hiç bu kadar ayyuka çıkmamıştı.Uygulamalar Türk toplumunu tamamen uygar dünyanın en geri kalmış toplumlarına dönüştürmek için sistematik bir şekilde hayata geçiriliyor.Bunu görmemek için kör olmak lazım. Kadını sadece meta gören,evinde hizmetçi ve zevk objesi gören zihniyet toplum yaşamının tümüne hakim olmaya başladı.Bu modern yaşama,kadın haklarına ve özgürlüklere organize bir saldırıdır ve tedbir almak öncelikle kadınların görevidir.Özgürlüğün değeri kaybedilince anlaşılır ve iş işten geçmiş olur.
        Ege coğrafyasında çağdaş yaşam daha hakimdir ve kadınlarımız iş hayatında,sosyal hayatında daha özgürdür.Özgürlüğünün kıymetini bilirler.Peki niye?Bu coğrafyada Cumhuriyet Halk Partisi fikirleri hakimdir de ondan.Gidin Anadolu’nun ücra ve kırsal köylerine.Sosyal hayat nasıl yaşanıyor? Acaba  ilkokulda kız çocuklarının kapanmaya zorlanmasını nasıl karşılayacaksınız.Ege’de bunları fazla göremeyiz,ancak tehlike kapımızda…..
       


Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.