NEREYE GİDİYORUZ ALLAH ESİRGESİN BU ÜLKEYİ

TÜRKİYE ORGANİZE BİR YAĞMA ÇETESİNİN ELİNDE REHİNEDİR! Bu sözler Türkiye Demokrat parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’dan AK Parti iktidarına sarf edilen sözler!

Bir siyasetçi bu sözlerden ne çıkarır?

-Türkiye bu çetenin kıskancında tükenişe götürülüyor!

-Önce Türkiye vatan severliğinin yok sayıldığı, bu çetenin devletten daha güçlü kılınması yolunda tutulan bir yoldan bahsediliyor!

-Tüm yapılan bilinçli hataların, Türkiye’yi bilinçli bir şekilde 2001 öncesi ekonomik krize taşıyarak son vuruşu yapıp, yeni bir sistemin kendisine gidişin hesaplarının yapıldığı anlamında yorumlanır!

-Emperyalistlerin Türkiye’yi ortadan kaldırmak ya da bölmek için görevlendirdiği çetenin iş başında olduğu anlamında yorumlana bilinir!

-Bile bile fakirin daha fazla fukara, zenginin daha fazla zengin siyasetinin uygulanarak, toplumun infial haline getirilmesi olarak yorumlana bilinir!

-Anlaşılmaz bir tavırla Merkez Bankasının kuşatmaya alınması, üç yılda bir değişen Merkez Bankası Başkanlığının, değişen kur gibi neredeyse aylık periyotlarda değişmeye başlaması, merkez bankasının faiz ve döviz lobisine hizmet edercesine, ekonominin gerçeklerini yok sayması, çeteye yol açma anlamında yorumlana bilinir!

-2001 Öncesi ekonomiye doğru gidiyoruz diyen Eski ANAP hükumetinin bakanlarından Işın Çelebi’nin verdiği mesaja benzer gelişmenin buna yorumlana bilinir kılınmasına benzeş bir ortak yorum olarak da bakabiliriz!

Fakirlik ve Fukaralık ekonomisine doğru giden Türkiye’de bir AK Parti Millet Vekilinin kalkıp Allah aşkına herkesin kapısının önünde iki araba var demek, o ülkede pazarın artıklarını toplayıp evine aş olarak götüren fakirin verdiği fotoğrafı değiştiriyor mu?

Ucuz kredilerle insanların çokça zaruri ihtiyaçlarını alıp, uzun süreye dayalı borçlanmaları sonucunda aldıklarının bugün lüks olarak kabul edilip aslında millette çok para var diyerek, ekonominin saatlik fiyat ayarlamalarıyla etiket değiştirmelerinin yılgınlığından, esnafı satmaktan ve yerine koyma endişesini ve korkusunu yaşamasını yok etmiyor!

Türkiye bile bile faiz indirimleriyle, aynı zamanlamayla dolar artışının altında ezilmesini nasıl kabul ede bilir! Dolar artarken bu çetenin bundan nemalanmasını, fakirin artık yaşayamayacağı, tarımın artık canlanmayacağı, hayvancılığın artık bir daha ayağa kalmayacağı, Ziraatçının çiti, çubuğu ve sapanı bırakıp işsiz güçsüz fukara yaşamına mahkûm olma gerçeğini göstermiyor mu?

Gazetecilerin özellikle yerel gazetecilerin yok olması anlamına gelen kamu tasarruf tedbirleri eşliğinde, kurumların kapısını gazetecilere kapatması yetmiyormuş gibi daha on ikinci ay dolmadan bugün gelen habere göre yüzde elli matbaa zammıyla, yüzlerce gazete ve çalışanları açlığa, yoksulluğa, sefilliğe ve gözünüz aydın artık konuşamamaya ve yazamamaya mahkûm edildi şimdiden!

Türkiye dolara mahkûm bir yaşam şekline izlenen yanlış politikalarla gelmedi mi? Yarın hastalarımız kapı kapı ilaç arar duruma düştüğünde, maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz sözü, kayıplara karışmış bir bakanını sözünü çağrıştırmayacak mı belleğimizde!

Nereye gidiyoruz, nasıl bir görünen sona ekonomik karasızlıklarımızla, belki de denildiği gibiyse bizi mahkûm edildiğimiz çeteye doğru yok olma yarışına koşuyoruz! Allah sonumuzu hayır ede, esirgeye, kolaya, daha fazla fırsat vermeye demekten kendimizi alamayacak bir sonun içinde bulmadan akıl ve nizamın galip geldiği günlere doğru selametle diyelim!

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.