BAŞKAN ÖNAL”KOOPERATİFİM TÜM BELEDİYELER İLE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRDIR

banner35

Bir ülkenin ekonomik anlamda kalkınması ve bu kalkınmanın artılarının toplumun yaşam standartlarına yansıması koşulu farkında olmadığımız ve kavrayamadığımız kooperatifçilikten geçer. Ege’de bu fayda edilimini en güzel şekli ile yerine getiren Ör-koop başarılı çalışmaları ile üreticinin yanında olmayı başarmıştır.

BAŞKAN ÖNAL”KOOPERATİFİM TÜM BELEDİYELER İLE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRDIR

ERDAL DEMİR: Burası bir kooperatif ve buranın bir tüzel kişiliği var tabi ki. Biz hem tüzel kişiliği sizin ağzınızdan dinleyelim hem de kendinizi bu ara da kendinizi de birleştirerek anlatırsanız okurlarımızı da bilgilendirmiş oluruz.

ÜNAL ÖNAL: Örkoop Kooperatifimiz 1163 sayılı kanuna tabi, Tarım Bakanlığı’na bağlı çalışan zamanı 1979 yılında sütünü satamayan ,artı günlerde tatil yapan firmaların sütleri bazı gün alıyor bazı gün almıyor. Bayramlarda sütler satılamıyor. Bu sebeple sütleri daha iyi satabilmek için bu bölgedeki çiftçilerimizden 7 tanesi birleşmişler; böyle bir kooperatif kurmuşlar. İlk ismi örnek kooperatif hayvancılık tedarik ve pazarlama kooperatifi. Daha sonra artık devletimizin tek çatı altında tarımsal kalkınma kooperatifleri bizim gibi. Köylerimizde kurumlar var ilçe bazlı var. Biz biraz daha Nazilli çevresi ve ibaresiyle beraber Aydın’da hemen hemen tüm ilçelerde süt alma potansiyelimiz var. Şu anda 17 ilçenin 8 ilçesinde süt alıyoruz. Buharkent’ten başlıyor ve Koçarlı’ya kadar. Şu an itibariyle üç bin yirmi bir ortağımız var. Kooperatifin 4 bin yüz faal üreticisi var. Kooperatifimizin kendisine ait Türkiye’de tek yem fabrikamız var. Soğuk hava tesisimiz var ve içinde organik  paketleme tesisi var. Kendine ait 55 aracı var. 24 adet de ilave gelecek kooperatife. Araç sayımız 80 e yakın olmuş olacak. Ürün dağıtım, toplama araçları, tankerler  de  var içinde.  Farklı firmalara sattığımız taşımada kullandığımız bir de köyde mahalle aralarında kullandığımız süt toplama araçlarımız var. Ocak sonuna kadar TKD projemiz oldu. Araçların alımı kaldı o da koronavirüs nedeniyle araçlar bir iki ay geç kaldı ama Ocak 30’da bitmiş olacak projemiz.

“MARKALAŞMA YOLUNA GİTMEYE ÖNEM VERDİM”

Son yıllarda biz ürün çeşitlendirmesine de gittik. Çünkü artık kooperatifler köylülerden topladığı sütü sanayici firmalara satmakla ayakta durmakta zorlanıyorlar. Çünkü etrafta bir çok müteahhitler de var, süt toplayan özel şahıslar ve şirketler de var. Onlar da bizim bölgede kooperatiflerle rekabet halinde. Yer yer çiftçilere avans ödemeleri yaparak, yer yer süt fiyatlarında kooperatiften fazla ödeyeceğiz diyerek rekabet içindeyiz. Bu yüzden çok yüksek bir karlılık oranımız hiçbir zaman yok. Zaten sonuçta bir kooperatif ve çiftçilere ait olan bir yer. Markalaşma yoluna gitmeye önem verdim. Son 3 yıl üzerinde özellikle. Şu an süt ve süt ürünlerini değil, örneğin bir incirde marka yaptık. Zeytinyağında yaptık. Bal. Tahin, reçel, pekmez, sucukta yaptık. Bir çok bölgemizde özellikle kestane şekerinde yaptık. Biz sonuçta Tarımsal Kalkınma Kooperatifiyiz. Çiftçilerimizin ürünlerine dönük verimliliği arttırıcı her türlü faaliyeti yapabiliriz. Bizim faaliyet durumumuz çiftçilerimizin ürünleridir. Bitkisel, hayvansal, seracılıkla ilgili vb. bütün ürünlerde çalışma yapabiliriz. Önümüzdeki aylarda ve yıllarda  mutlaka biz özellikle çiftçilerimizin süt harici faaliyeti genişletmek istiyoruz. Bölgemizdeki kestaneden, zeytinden, çilekten, kirazdan farklı sektörlerden kooperatif mutlaka iş yapmak istiyor. Çünkü bizim çiftçi ortaklarımızın hayvanları ve tarlası var. Tarlasının bir kısmı ova arazimizde özellikle hayvan yiyeceği dediğimiz mısır, buğday, arpa gibi ürünler ekerek hayvanını besliyor, hayvanını sarıp sütünü satıp para kazanmak istiyor. Faaliyetini yapıyor, bir kısım dağlık bölgelerde araziler var. İncir olan, zeytin olan, kestanesi olan var ve bunlarda Örkoop’un çiftçileri. Biz bu çiftçilerin nasıl sütünü arayıp değerlendirebiliyorsak, paralarını ödüyorsak aynı şekilde incirini, kestanesini, zeytinin de pazarlamak istiyoruz. Zaten ülkemizde ve dünyada kooperatiflerin temel amacı bu çiftçilerimizin birlik beraberlik sağlayıp aynı çatı altında bir güven sağlayıp toplamaktır.

ERDAL DEMİR: Bu bir rekabet alanı yaratıyor mu?

ÜNAL ÖNAL: Her zaman alıcıların fazla olması bizim gibi kooperatif ve birliklerin bu işe girmesi çiftçimizin menfaatine olur. Örneğin biz bu sütte bu bölgede bir güven unsuruyuz. Bütün müteahhitler veya diğer süt alıcıları istediği şekilde hareket edemez bizim bölgemizde. Biz 2021 yılında zor bir yıl yaşadık süt sektörü için. Her türlü olumsuzluklar oldu. Kapanma olayı çıktığı andan itibaren sütlerimizi satamadık. Biz ve bizim gibi bütün birlikler, müteahhit ve sanayici sütünü pazarlayamayınca, süt ve süt ürünleri pazarı bu yıl biraz daralınca tüketici bir kilo peynir alacağına yarım kilo peynir aldı. Onlara belki de alım gücünden dolayı pahalı geldi bizim ürünler. İşte özellikle Şubat ayı ve Ağustos sonuna kadar pazarlamalarda sıkıntılar çektik. Tabi sanayicinin çektiği sıkıntı bizlere ve üreticilere yansıyor. Kooperatif ay sonunda para ödeyince bütün müteahhitler para ödemek zorunda kalıyor. Kooperatif bir süt fiyatı açıkladığında diğer rekabet ettiğimiz tüccarlar, müteahhitler bir üstünü vermek zorunda kalıyor.

Çiftçilerimiz her zaman biz süt yaparız süt üretiriz” Nasıl olsa bizim sütümüzü Örkoop alır” Düşüncesi oluştu. Bu da zaten kooperatifçiliğin temeli. İnsanların birlik ve beraberlik olabilmeleri için karşılıklı güven, iletişim ve yardımlaşma gerekiyor. Biz de Yönetim Kurulu ile beraber bunları en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. İlerleyen günlerde de farklı sektörlerde çalışmak istiyoruz. Kooperatif ve kooperatifçiliğin kapsadığı tüm konularda ve bizim faaliyet kolumuzu genişletmemiz gerekiyor. Bunun bir sebebi de süt hayvancılığın son 20 yıldır biraz daha küçük ev işletmelerinden, büyük çiftliklere dönmesi. Bu her yerde aynı şekilde gidiyor. Zamanında 295 üreticimizden süt aldığımız bir Pamukören Mahallemiz vardı. Şu an ise 43 üreticiden süt alabiliyoruz. Bir çoğu hayvancılık faaliyetine son verdi. Başka işlere yöneldi.

ERDAL DEMİR: Türkiye’de 783 bin 562 km karelik alan var. Coğrafi yapı çok verimli bir yapıya sahip. Köylü yaşamı ve nüfus oranı çok kabarık. Bunun da nedeni yapmış oldukları babadan gelen bir ekonomik döngüdür. Biz tarımı, hayvancılığı, ziraatı iyi biliriz. Özellikle Ege ve İç Anadolu Bölgesi’nde köklü bir sektör. Ama son 4-5 yılda, tarımla uğraşanların bir dar boğaza girdiğini, hayvancılık ile uğraşanların dar boğaza girdiğini ve bu işten vazgeçtiğini görüyoruz ve Türkiye’yi belli bir çıkmaza götüren hem tarımda hem de hayvancılıkta bir sıkıntı var. Bu köylünün bu kaçışının nedenlerini ve çözümlerini bize söyler misiniz?

“BİZ HEP KÜÇÜK ÇİFTÇİNİN YANINDAYIZ”

ÜNAL ÖNAL: Haklısınız. Özellikle son yıllarda aile işletmeleri çok azaldı ve azalmaya devam ediyor. Çünkü aile artık hesap ettiğinde kazancının olmadığını ve rutin faaliyetine devam etmek zorunda çiftçi. Bir ineği de olsa on da olsa yüz de olsa… Çiftçimiz bunu hesap ediyor ve diyor ki ben bu kadar gayret ediyorum ama işte süt fiyatı, yem fiyatı, kazanç maalesef eski yıllara oranla özellikle 1990-2000’li yıllarda ben yine Örkoop’ta çalışıyordum. İnsanlar bir inekle çocuklarını okutuyordu. Bir inekle geçimlerini sağlayabiliyorlardı. Ama şimdi üç beş inekle kazanmadıklarını ve bu yüzden de satıp kurtulduklarını söylüyorlar. Bu git gide büyüyen bir sosyal sıkıntı. Biz üç beş yıldır tarım şuralarında görüşülen ilk madde budur. Devletimizde bunun biraz farkına vardı fakat geç oldu. Özellikle 2010 yıllarında 2012-2013 yıllarında çiftçilere çok büyük destekler verildi. Örneğin bölgemizde Malatya’dan, Ankara’dan, Sivas’tan farklı illerden gelip çiftlik kuranlar oldu. Bir kısmını hibe aldılar ve büyük çiftlikler kurdular. Şu an bu çiftliklerin bir çoğu çalışmıyor. Biz hep küçük çiftçinin yanındayız. Kooperatif olarak da hedef kitlemiz veya bizi asıl sahiplenen ve kooperatifinde sahiplendiği asıl küçük çiftçilerdir. Nazilli, Kuyucak ve Karacasu’yun bir çok köyünde 10’ar 20’şer kiloluk sütleri gelip burada pazarlayan bir kooperatif burası. Biz de bu çiftçilerimizin çoğalmasını isteyen ve faaliyetlerinin, yaşamlarının da devam etmesini isteyen bir kooperatif birliğiyiz. Onlar büyüdükçe biz büyüyecektik fakat biz görüyoruz ki her gün büyük çiftlikler oluşuyor fakat küçükler yok oluyor. Devletimizin buna mutlaka engel olması gerektiğini tarım şuralarında bunlar dile getiriliyor. Bizim çözüm önerilerimizden bir tanesi çiftçi ben beş tane inek aldığımda örneğin aylık on bin lira para kazanacağım bir hesap yapıp iyi para kazandığını görebilse ve bunun devamlılığını görebilse kısacası devamı olması gerektiğini bilmesi gerekiyor  ve bu işini başlayıp devam ettirmesi gerekiyor. Bizim ülkemizde diğer ülkelerden biraz farkı maliyetler, her türlü ürünün fiyatları çok değişken ve bu seferde üretici bıkıyor.

ERDAL DEMİR: Bunu neye bağlıyorsunuz başkanım?

ÜNAL ÖNAL: Bazı şeyler bizim elimizde değil. Daha büyük şeyler yani Türk lirasının şu anda değer kaybetmesi bütün ekonomimizi allak bullak etti. Tabi ki devletimize burada işler düşüyor. Bu istikrarı sağlayabilecek olan yine de devletimizdir. Bu çiftçiye paraya süt inekçiliğe para kazandıra bilirliğine uygun bir düzen oluşturabilirse bir çok insanı mutlu edebiliriz. Ben burada kooperatiflere de bir yetki verilmesini istiyorum. Burada kooperatifler çiftçilere en yakın olan kuruluşlar. Çünkü çiftçilerin oratk olduğu ve içinde olduğu bir yer kooperatifler. Şu an devletimiz krediler veriyor. Örneğin Ziraat Bankası kararı ile. Fakat bu Ziraat Bankası kredisini, üreticilerimiz kullanmaya gittiğinde bir çoğu ipotek vb şartlar oluşunca bir çok küçük çiftçimiz zaten kullanamıyor. Bu sefer bunlar gene büyük çiftçilerimiz kullanabiliyor. Biz bu küçük çiftçiye madem çok dağınık çok parçalı biz bunları kooperatif olarak hepsini birden biz sağlayalım. Devletimiz bize bir yetki vermeli. Çünkü siz memursunuz ben kooperatif çalışanıyım. Benim kullanamadığım, sizin hiçbir şekilde kullanamadığınız oranda devletimizin bir kredisi var çiftçilerimize. Faizin yarını karşılıyor. Yedi yıla kadar kalan bir vade var. Fakat küçük çiftçilerimiz bunu kullanamıyor. Bu ve bunun gibi. Bizim bunu mutlaka oluşturmamız gerekiyor. Burada kooperatifleri bakanlığımız ve devletimiz kullanabilir.

ERDAL DEMİR: Burada Tarım Kredi ve il Müdürlükleri var. Bu tür ilişkileri nasıl kurabiliyorsunuz* Devlet olan ilişkileri İl müdürlüğünün üzerinden mi yürütüyorsunuz? Yürütüyorsanız eksik olan nelerdir ve bunları nasıl dillendiriyorsunuz?

ÜNAL ÖNAL: Tarım Kredi Kooperatifleri farklı bir tüzel kişiliğe sahip. Bizden biraz daha farklılar. Direkt devletimize bağlı. Biz biraz daha bağımsız. Bizi Tarım Bakanlığımız denetler. Bizim gibi kooperatifler Tarım Kredi Kooperatifleri devletimizin kurduğu yerlerde çalışmalı. Ben şu anda onlarla geçen yıla varıncaya kadar sütle çalıştım. Bu yıl da incir veriyorum. Ama bu kredilendirme çiftçileri desteklendirme siteminde biz onalar veya başlarına bağlı değil de şunu yapmalı devletimiz; Gelip kooperatiflere bir bakmalı. Bunlar ne iş yapar, kaç üreticisi var, cirosu ne, satışları ne, ürünleri ne, mal varlığı ne ona göre demeli ki kooperatiflere; senin bu kadar çiftçin var, bölgede hakimsin sana bu kredimden ciromun yüzde beşi, yüzde onu, yüzde yirmisi; bu kadar hak veriyorum çiftçileri kullandır, kefilsin…. Biz kefil olmaya da razıyız. Şu an bizim kooperatifin belini büken bir işte, ay sonlarında hesap kestiğimizde bu kooperatifin şu an 21 milyon alacağı var çiftçisinden. Bu gibi rakamlar bizim belimizi büküyor. Serbest bir ekonomide boğuşuyoruz ve bizi koruma yok.

ERDAL DEMİR: Kooperatifçilik; devlet tarafından tahsis edilmiş, önemli bir kavramdır. Kooperatifçilik maliyet analizinde en düşük rakamları yakalayıp kendine ait olan üyelerin sosyal yaşam refahını yükseltmektir. Üretime destek vermektir. Bu devletin tanımlanması peki devlet bunu tanımlarken kooperatifler için bir uygulama bir kanun nezdinde bir uygulama koymaması sizin ne tür tepkiler verdiniz ve ne tür çalışmalar yaptınız bu konuda?

“ÜRETİCİLERİMİZDEN SÜT ALABİLMEK İÇİN YERİ GELİYOR AVANS VERİYORUZ”

ÜNAL ÖNAL: Bizim gibi kooperatiflerin büyüyememesinin sebebi bu. Örneğin Ör-koop şu anda şirket olsaydı aynı şekilde çalışıyor olacaktık. Biz şirketle aynı durumdayız. O yüzden biz de üreticilerimizden süt alabilmek için yeri geliyor avans veriyoruz. Çünkü aynı statüdeyiz. Bu şartlarda bizim büyümemiz çok zor. Bizim mutlaka sonuç elde etmemiz lazım.

Bu kooperatif sadece süt kısmında 151 tane personel çalıştırıyor. 38 tane yem fabrikamızda, 22 tane de soğuk hava ve paketleme tesisimizde işçi çalışıyor. Bunların bir çoğu bölgemizdeki üreticilerin çocukları.

ERDAL DEMİR: 3 bin tane üyeniz var. Bu inanılmaz bir sayı ve sizi gerçekten kutlamak lazım. Bu ilişkinizin sosyal anlama çekilip köylünün içine girmeniz  bunları anlatmanız buradaki gayeleri, amaçları anlatmanız acaba sizi bu bölgeye hakim kılabilir mi?

ÜNAL ÖNAL: Bir çok çiftçimiz bizimle iç içe. Süt satarken de bizim yanımda, çay içerken de bizimle birlikte oturuyor. Konuşmamızı hep beraber yapıyoruz. Çiftçilerimiz Ör-koop’a güvenir ve sever. 1979 yılından beri devam etmesinin sebebi onlardan aldığı emaneti sütü onların geçimini sağlaması ,yeri gelip faydalı olmasıdır.

ERDAL DEMİR: Türkiye’de hayvancılık sektörü bir kavram. Tarım ve ziraatta aynı şekilde. Ama son yıllarda özellikle şu günlerde süt üreten hayvanların satıldığını görüyoruz. Bu durum kooperatiflere sıkıntı yarattığı gibi üyelere de sıkıntı yaratacak. Bu örgütlük içerisinde bu kopmaları engelleyebilecek ne tür çareler üretebilirsiniz devletin dışında?

ÜNAL ÖNAL: Biz kooperatif olarak kendi bölgemizde, köy ve mahallelerimizde çiftçiliği ve hayvancılığı geliştirebiliriz. Fakat burada devletimizin bir desteği gerekiyor. Bize bir yetki verilmesi gerekiyor. Örneğin; Esnaf Kefalet Kooperatifleri var. Halk Bankası buraya belli bir para veriyor, çağırıyor berberi, terziyi ve kredi açıyorlar. O adam işini devam ettirip, büyütüyor. Biz de aynı bu şekilde olmasını istiyoruz.

Son beş yılda soğuk hava, paketleme ve yem fabrikası yaptık. 30-40 dönüme yakın arazi aldık. Devletimizin desteği olmuş olsa ben de Esnaf Kefalet Kooperatifi gibi çiftçimize krediyi açabilirdim.

ERDAL DEMİR: Siz ürün çeşitlemesinde de bahsettiniz tabi ki bu gerekli neden gerekli; bu bölgede ürün çeşidi çok zengin ve şanslı bir bölgede yaşıyoruz.

“ÖR-KOOP’UN SATIŞ NOKTALARININ BÖLGEDE ÇOĞALMASINI İSTİYORUM”

ÜNAL ÖNAL: Bizim ürün çeşitlememize girmemizin bir nedeni; ben Ör-koop’un satış noktalarının bölgede çoğalmasını istiyorum. Biz geç kalmışız. Geçen gün Kuşadası’na kurduk. Geçenlerde Denizli’de kurduk ve şu an Koçarlı’da satış noktamız var. Keşke 4-5 değil de 100-200 tane olsa. Çünkü kooperatifçiliğin asıl amacı tüketiciye ve çiftçiden aldığı ürüne katma değer yaratıp tüketiciye satmak. Biz büyüklerin(Migros,a101, bim) eseriyiz şu an. Çünkü bizim süt verdiğimiz sanayici onları esiri.

ERDAL DEMİR: Son zamanlarda belediyelerin kendi kurmuş oldukları satış noktaları örneğin; Germencik İnya Mağazaları. Oraya girdiğiniz zaman bu bölgenin ürün çeşitlerinden farklı farklı şeylerle karşılaşıyorsunuz. İnya çok kısa sürede isim yaptı. Sizin belediyelerle görüşüp bunların kendi başına bu işleri yapmasından ziyade, kooperatifçiliği desteklemek ve bu bölgeye hakim kılmak amacıyla, ortak bir proje ile bütün belediyelerin sizin markanızla açacakları satış zincirlerini düşünür müsünüz, bu faydalı olur mu? Ayrıca çok haklısınız kendi ürünlerinizi kendi mamulünüzü üretmezseniz, sütünüzü ve diğer ürün çeşitlerinizi birilerine vermek zorunda kalırsanız ve bu bölge köylüsüyle beraber bir yere teslim olmuş olur. Siz bu kendi adınıza olacak satış marketlerini hedeflerken, bu ürünlerden dolayı halkın alım gücüne göre halkı da korumayı az karmajla düşünüyor musunuz?

“EFELER BELEDİYEMİZLE SÜT PROJEMİZ VAR”

“BİR BELEDİYENİN 4-4,5 LİRA İLE İNSANLARA YAPABİLECEĞİ EN GÜZEL İYİLİKTİR”

ÜNAL ÖNAL: Kooperatifim tüm belediyeler ile iş birliğine hazırdır. Bizim geçen yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bir çalışmamız oldu fakat orada İstanbul Damızlık Birliği aldı o işi. Bizim kooperatifimiz tabi ki belediyelerle, sanayici ile mutlaka iş yapar. Biz buna çok açığız. Şu anda zaten Efeler Belediyemizle süt projemiz var. Şu an günlük yaklaşık 1500 adet birer kiloluk şişe süt buradan ben gönderiyorum. Aydın’da Efeler Belediyemizin 3 tane aracı var. Araçlar gidip belirledikleri kişilere dağıtıyorlar. Bakın bir belediyenin 4-4,5 lira ile insanlara yapabileceği en güzel iyiliktir diyorum.

“ŞU AN 1500 ADET SÜT, EFELERDE İKAMET EDEN ÇOCUKLU AİLELERE, FAKİR AİLELERE HER GÜN TESLİM EDİLİYOR.”

Biz Efeler Belediyesi Başkanı Sayın Fatih Atay ile biz bunu yaptık. Şimdi tekrar başladık. Şu an 1500 adet süt, Efelerde ikamet eden çocuklu ailelere, fakir ailelere her gün teslim ediliyor. Bu çok güzel bir sosyal proje idi. Bu sosyal projenin ortaklarından biri belediyemiz bir tanesi biz. Biz parayı pulu karı düşünmeyiz ve burada kooperatifim sosyal faydayı düşünür. 4-4,5 liraya bir belediye insanlara bu kadar büyük fayda sağlayabilir. Ben bu yüzden Efeler Belediyemizi tebrik ediyorum. Biz her belediye ile proje yapabiliriz.

Ayrıca tabi ki üreticiden tüketiciye ulaştırmaya en yakın zincir oluşturabilecek yerlerden biri biziz. Bizim gibi çok büyük kooperatiflere ihtiyaç var. Bakanlığımız bunu Tarım Kredi Kooperatifleri üzerinden yürütmeye çalışıyor. Ama direkt çiftçinin sahip olduğu kooperatiflere bu yetkiyi vermeli. Şu anda 120’ye yakın kooperatif var ama 54 tanesi faal. Onlar bile kendi yağında kavrulmaya çalışıyor.

ERDAL DEMİR: Bu günü milat alalım. Gelecek sizin kooperatifçilik açısından baktığınızda özündeki şeylerle, kurumsal yapısıyla. Gelecek nasıl görünüyor, nasıl görüyorsunuz geleceği ziraat adına, hayvancılık adına, tarım adına?

 “BU YIL ÇOK KÖTÜ BİR YIL YAŞADIK”

ÜNAL ÖNAL: Benim 27. Yılım. İyi kötü badireler atlattık. Şu an bu yıl ki kadar ben görmedim. Sütümüzü satamadık. Geçen yıl bugün 27-28 lira olan krema, şu an 24-26 lira. Süt sektörü çok farklı şeyler yaşadı. Bu yıl çok kötü bir yıl yaşadık. Ama bizim sektör 2002-2008-2014 de de bir kriz yaşadı ve hep bunları gördü. Mutlaka iyi gitmesi gereken bir sektördür. Ben sektörümüzün iyi gideceğine inanıyorum ve bizim yapmamız gereken köylerimizdeki gençlerimize çiftçilik yaptırmak. Bizim insanlarımızın önce bir kazancı görmesi gerekiyor.

Devletimiz mutlaka hibelerle, hayvan alarak veya farklı bir kazanç yolları açarak çiftçimizin geleceğini açabilir.

RÖPORTAJ: ERDAL DEMİR

HABER DİTÖRÜ: SELVA DEMİRCİ

Güncelleme Tarihi: 23 Kasım 2021, 15:06

Selva Demirci

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER