MUHALEFETİ YOK SAYMAK DEMOKRASİYİ İNKAR ETMEKTİR

Demokrasi çoklu ve katılımcı bir anlayışın ve yönetimin  teminatıdır! Parlamento bu yüzden var olmalı ve kanunları parlamento yapmalıdır! Yani halkın iradesi, milli irade ve temsili sistemden bahsediyorsak, muhalefeti yok saymak, tekli hakimiyetin mutlak kalmasını ve kabul görmesi için, muhalefeti yok etmeye çalışmak, türlü akıl almaz yolları denemek, olsa, olsa bu ulusu uçurumun kenarına taşımaktan başka bir şey değildir!
1947'i seneler, rahmetli İnönü demokrasi sivilleşmeli anlayışı ile örtüşen bir kararla çoklu partili dönem geçişi sağlamış, olması gereken muhalefetli siyasi hayatla, Türkiye’yi buluşturan bir sayfayı tarihe açmayı sağlamış! Bunun anlamı şudur; tekli yönetim ve muhalefetsiz siyasi yaşam; Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin önünü kesecek, vesayet altında büyüyen bir milletin, fikir beyan edemeyecek bir toplum yapısına bürünmesinin tehlikesini ortadan kaldırmaktır! Biz bu toplum yapısına ümmetçi toplum, istemede Ütopyacı anlayış deriz! Çünkü İki partili sistemin demokrasiyi genişletmek ve ilkelerini yaygınlaştırmak, denetimli demokrasi anlayışını, önce sisteme, sonrada kavram ve kurumlara kadar teneffüs ettirmek asıl amaçtır.
Ancak milletin inanç anlayışında ki Ütopyacılığı, sürekli geriye dönüş penceresini açık bırakmak, bu yoldan da, sistemden faydalanacakların elini güçlendirmektir asıl amaç! Unutulmayan bir ‘söz’ dönemin ikili siyasi partili sürecinde; iktidar partisi liderinin “gerekirse hilafeti geri getiririz” söylemiyle, düşünen ve muhalefet yaparak demokrasiyi yurttaş olma kimliği ile güçlendirme anlayışını, o zamandan bugüne kabullenmeyen bir yapının savunuculuğunu yapanların amacı, bir tarafın sürekli iktidar kalmasını sağlamaktır! Türkiye ‘mütedeyyin’ bir toplum anlayışı ile demokrasiyi ve onun ilkelerini kucaklayacak bir hamleyi asla yapamamamıştır! Yapmaya kalkışanlara da çeşitli siyasi suçlamalarla, millet ile karşı karşıya bırakılacak hamleler yapılarak ve anında topluma nifak sokularak engellenmiştir!
Bugün, yirmi birinci asra giriş döneminin, çoklu partili sistemin üst çıtalara yükseldiği bugünlere baktığımızda; demokrasi ne kadar sindirilmiş, askeri vesayet dönemi bitirilmiş, sivilleşmenin önü açılmış mı, fikirler ne kadar özgürce paylaşılabiliniyor, muhalefetle ile iktidar bağları ne kadar paylaşıma açık, özgürleşen toplum anlayışı, eğitim devrimiyle ilme giden yol ne kadar güçlendirilmiş diye çoğalttığımızda,  bugünün muhalefet anlayışının nerelere konduğunu ve ne kadar önemsendiğini irdelemek istiyorum. Zaten konu başlığımızda budur!
Türkiye; hala Ütopyacı anlayış, ümmet toplumu ve şükürcü kişi yapısıyla demokrasiyi 2023 taşımaya çalışırken, anlatılan ve algı yapılarak kabullendirilmek istenen sistemin, muhalefeti kabullenmeyen tekli anlayıştan uzaklaşmadığını görüyoruz. Eğer demokrasi ve hatta ileri demokrasi diyorsak; konuşturulmayan yâ da her konuştuğu suç kabul edilen muhalefetin varlığını kabullenmeyen bir anlayış ile yaşamaya devam edilmemesi gerektiğini, bu anlayıştan biran evvel uzaklaşılmasının gerektiğini düşünmeliyiz. 
Muhalefet yaptıklarınızı eleştirmesin diye farklı konular gündeme getirilerek engelleniyorsa, muhalefetin varlığının, demokrasinin kılcal damarları olarak görmüyor, konuştuğu her şeyin suç olduğu topluma empoze edilmeye çalışılıyorsa, Anayasanın ve adaletin varlığının temel ilkelerine sahip çıkılmadan, yönlendirici ve yaptırımcı bir anlayış ile sağlıklı zeminden, sıkıntılı sürece çekilmeye çalışılıyorsa, muhalefetsiz sistemin adına, demokrasi diyemezsiniz!
Ülkenin birlik, beraberlik ve bütünlüğü için çıkarılacak kanunlara muhalefetten destek alıp, bunu millet ve memleket meselesi için yaptık diyorsanız, bu kanundan elde edilen gücü, iktidarınızın ikbali için kullanmayacaksınız. Kullanıyorsanız da adına demokrasi demeyeceksiniz!
Bugün sistemin ve milletimizin, muhalefetin desteğine ve eleştirilerine en çok ihtiyaç duyduğu ve desteğini görmek istediği gündür! Muhalefet bu desteği ve fikirleri millet ve memleket adına yapmalıdır, ,iktidar ise, yapılacak her önemli işleri muhalefet ile danışıp, başarıp, sonucunu birlikte paylaşmalıdır.
Bugünün, yarına giden sürecinde; hatalardan uzaklaşıp, her şey demokrasi için diyorsak eğer, muhalefetin önemini  yarınlara, millet ve memleket için, sistemin içinde yaşatmalıyız. Muhalefetin yok sayıldığı sistemi değil, varlığını yaşatan sistemi yaşatmalı ve adına da geleceğin ileri demokrasisi diyebilmeliyiz!
Her alanda iktidar ve muhalefet çelişki ve zıtlaşmalarının gideceği yer, bu ülkenin birlik ve beraberliğini bir türlü yıkamayanların, iktidar üzerinden milleti sokağa dökmeye çalışan dış mihrakların ve hainlerin çomağını içimize sokmaya yarayacaktır!
Ama bilinmelidir ki bu ucuz oyunların artık millet üzerinden yapılamayacağı, milletin artık kül yutmadığını, önünü görerek yürüdüğü her yanlışa meyilli olanların dikkat edeceği husus olmalı artık!
Millet huzur ve asayiş, bütünlük ve barış, yansız ve iri, diri, iktidar ve muhalefeti kol kola, omuz omuza görmek istiyor! Bu millet bir daha hiçbir kışkırtmaya ve profakasyona gelmeyecek kadar bilinçli ve yurt severdir!
Alışıla gelmiş akıl ile oynama ve algı yaratma politikalarının Ülkeyi düşünemeyen, konuşamayan , muhalefet yapamayan bir anlayışla nerelere geldiğimiz görülmelidir daha fazla gecikmeden. Dibe doğru gidişi güllük ve gülistanlık göstermek, altından kalkılamayacak tahrifatlara yol açmaktadır.
Muhalefet olmadan bu ülkeyi yönetmek realist siyaset ve politik anlayışın dışında kaldığını kabul etmeliyiz. Fikirlerin ve görüşlerin fırtınaya dönüşmesine ve özgürlük ile taçlandırılmasına  ne kadarda çok ihtiyacımızın olduğunu görün ne olursunuz artık!


 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.