Federasyonlar, Konfederasyonlar, Basın İlan Kurumu ve birlikte dönen çark!
Cağaloğlu’ndan yükselen değer Gazetecilik!
Sözde dördüncü güç ve yandaş medya ordusu!
1 Nisan kararları ve içi doldurulamayan mukavva kutu; sosyal medya savurganlığı!
“Al eline bir telefon, aç bir site ve adını sen koy” GAZETECİLİK!
Hadi gelin bu dördüncü güce GAZETECİLİK diyelim! İçiniz rahatladı mı!
Düne kadar FUTBOL teknik direktörlüğü yapanlar mı dersin, meraktan resim çekip sonradan katılanlar mı, cafe çalıştırıp sonradan bu işte ekmek yok diyenler mi dersin, ağzı laf yapan dedikodu düşkünleri mi dersin, v.s… v.s… ipini koparanlar dersek genellemiş oluruz ki bu şahıslar, emekçi gazetecilerin hem ekmeğini, hem sınıfını, hem de basın kartını da elinden alanlar! Kalite yoksunluğunu dibe vurmakta hiç utanmadan kalemşörlüğe devam edenlerden ortaya çıkan bir utanç tablosuna, gazeteciler ve gazeteci deniyorsa…..lafın sonunu yazmayı size bırakıyorum!
Türkiye’de basın yasası yok! Ne önemi var ki, gidin Ticaret Odasına; incik, boncuk satanların odasına kayıt olun , alın işte isminize yeni bir misyon!
Yetti mi yetmedi; Mevkude beyannemesi? O, olmadan BİKE ve Bankalara, Vergi dairesine, ticari kişilik kazanamıyorsunuz! Ayrıca kazancınızın %15’i kendi bulduğunuz işlerden bile BİK’e kesinti yapmadan paranızı alamıyorsunuz!
STATÜ; O, ne demek ki? BASIN YASASI; hadi canım sende! İşte bunlar olmadan bir ayağınız hapishanelerde diğer ayağınız ötelenmekten kurtulamaz! Meydan boş; at koşturan kalamşörlükler çok! Bunlara verilen mamalar bol miktarda ama onur ve gurur rast gele!
Cemaatler; Vakıflar adı altında olmayan yollardan yürüye dursunlar, her türlü desteği ilk elden alsınlar, kalemşörlerle kendilerine çelikten mevzii yapsınlar ne güzel dünya!
Sen emekçi gazeteci kardeşim; SGK’na pirimim yattı mı, ay başında maaşım yatacak mı, kiramı verebilecek miyim, gazete sahipleri bu gemi nasıl yürütülür hesaplarıyla boğuşa dursunlar ama yasa masa, Statü filan kimsenin, hiçbir hükumetin döneminde ele alınmadığı gibi sakın ha konusunu bile yapmayın dercesine baskının ve korku politikalarının alasını görürüsünüz!
Öyle; federasyon delegesiyim, konfedersyon genel başkan yardımcısıyım, BİK genel müdürüyüm, cemiyet başkanıyım demek, BASIN YASASINI kazandırmıyor! Hangi cemiyet ve saydıklarım bir gün olsun üyeleriyle, şubeleriyle Türkiye çapında gazetecilerin durumu ve Statü için meydanlara inip basın açıklaması yaptılar? SES verin Ağlar SES verin ve cevap verin! Bu devran nereye kadar böyle sürecek! Kulağınızın üstüne daha ne kadar yatacaksınız!
Gazetecilik yok oluyor! Yerel gazetecilik yok oluyor! Bakın PAPA İzmit’te karşılanırken, yerel basın bariyerlerin neresinde kaldı!
Gazeteciliğin geri gelmesi zorunludur! Demokrasi onlarla yürür! Halkın haber alma özgürlüğü onlarla mümkündür! Gazetecilik yaşatılmazsa hayat durur! Unutmayın BASIN DÖRDÜNCÜ GÜÇ DEĞİL ARTIK! YOK SAYILIYOR!
