Dün akşam sosyal medya hesabımdan bir paylaşım yaptım. Tek cümleydi fakat içeriği derindi aslında. Düşünceli bir fotoğrafımın eşliğinde” Düşünüyoruz; o halde var mıyız bilemiyorum” dedim ve gündemi yorumladım diyebilirim.
Düşünmek ve düşündüğünü ifade edebilmek, demokrasinin var olduğu yönetimlerde topluma verilen değeri anlatış biçimidir. İdeoloji bazında baktığımızda güncel yönetim anlayışındaki aksaklıklara, toplumu rahatsız eden ve toplumu huzursuzluğa, gerginliğe doğru sürükleyen durumlarda tepki göstermek, demokrasi ile yönetilen ülkelerde olması gerekendir. İnsanları tepkilerinden ötürü ya da sözde çıkarlara aykırı olarak nitelendirilen düşüncelerini dile getirmesinden kaynaklı, cezalandırmanın yorumunu size bırakıyorum. Mutlak ki ifade biçiminin de bir haddi olmalı asla aksini tasvip etmiyorum fakat eleştirel seslere kulak vermek demokrasinin gereğidir. Toplumun refah içinde yaşaması her şeyin üstündedir. Halkın sesini kısarsanız; sonraki süreçlerde geri dönüşlerde sıkıntı yaşayabilirsiniz. Hak, hukuk ve adaletin işleyişindeki düzen, toplumu güvenli ve mutlu kılar. Aksi takdirde yaptırımı yüksek tutulan kısıtlanmış düşünceler, umudu ve güveni yaralar.
Uzun lafın kısası Descartes tarafından söylenmiş olan düşünüyorum o halde varım sözünün ne denli mühim bir cümle olduğunu günümüze yorumladıkça daha da net anlıyorum. Var olmanın şifresi düşünme gücünden geçer…

