Katliam sanıkları!

2002 seçimlerinde AKP yüzde 34,3 oyla iktidar olduktan sonra, Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu çağdaş, laik demokratik sosyal ve hukuk devletinden rövanş almak için kolları sıvadı.

Önce işbirliği yaptığı tarikatlar koalisyonunu gizleyerek, sanki yüzü Batı’ya dönükmüş gibi davranıp AB’ye girme adımlarını attı.

Bu adımlardaki esas anlayışı, AB’nin temel ilkesi olan düşünce ifade özgürlüğünden yararlanarak “siyasal İslam olgusunu” ülkede rahatlıkla uygulama hedefiydi…

“Asker ve sivil vesayet yıkılıyor, gerçek demokrasiye dönülüyor!” kandırmacasıyla, devletin kurumlarını teker teker yok etti…

***

“Keşke Yunan kazansaydı” diyenlerle anlaşıp, bilimsel eğitim, evrensel hukuk ve modern yaşam biçimine karşı ciddi duruş sergileyerek, toplumun yaşam biçimine müdahale eden bir pervasızlığa girişti…

Emeği yok saydı, sendikalar, sivil toplum örgütleri, barolar, tabipler, mimar ve mühendisler odaları birliklerinin üzerine baskı kurdu…

Askıya alınan demokrasi ve bağımlı hale getirilen yasa tanımaz yargı ile keyfince yönetilen Türkiye, sonunda ekonomik iflasın eşiğine getirildi!

***

“Kindar ve dindar gençlik yetiştireceğim” diyerek, toplumda kin ve nefreti çoğalttı!

İnsanları bölen, ayıran, dışlayan bir anlayış sergiledi.

Anayasal düzeni yok etti.

Her sorunu şiddete dayalı usulsüz kararlarla çözdü.

Ülkenin yeraltı, yerüstü ve insan kaynaklarını yandaşlara ve dış güçlere pervasızca peşkeş çekmekten geri durmadı…

Sonuç; AKP 18 yılda 4 trilyon 317 milyar dolar para topladı.

4 trilyon 577milyar dolar harcadı. Yoksul ve mutsuz bir Türkiye yarattı.

79 yılda toplananların kat ve kat fazlası olan bu para, yolsuzluk iddialarına neden oldu!

AKP’nin yaptığı borçların üstüne, yıllarca yandaşa ödenecek hastane, köprü ve havaalanları kiraları da eklenince, torunlarımızın geleceğinin de ipotek altına alındığı görülür…

20 yıllık AKP iktidarı zamanında tarihimizin en büyük üç katliamı yapıldı!

1-Halkının yaşam biçimine, kültürüne ve doğasına sahip çıktığı için AKP’nin talimatıyla uygulanan orantısız devlet gücü kullanımı yani “Gezi Katliamı!”

2- Seçimi kaybettiği 7 Haziran / 1Kasım 2015 arasında patlatılan bombalar ve tarihimizin en büyük faciası olan “Kanlı Gar Katliamı”.

3- Devletin kaynaklarını paylaşamadıkları için kan davasına dönüşen düşmanlığın sonucu “Hain FETÖ Kalkışması!”

***

Geçtiğimiz günlerde AKP, 4. Katliamı da yanlı ve bağımlı yargıyla yaptı.

“Gezi Davasında” hukuk adına müthiş bir cinayet işlendi.

25 Nisan’da tamamlanan davada, Osman Kavala’ya daha önce beraat ettiği dosyadan ağırlaştırılmış müebbet hapis, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verildi!

***

Her türlü kumpası kurarak, ahlak ve kurumsal etik kurallarını çiğneyerek verdirilen bu kararın özü, AKP’nin koltuğu kaybettiğinin ve “hesap verme korkusu yaşadığının” somut göstergesidir!

***

Bu karar siyasidir ve altında AKP’nin imzası vardır!

Çünkü, “Hukuk Katliamına” neden olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin üye hâkimlerinden Murat Bircan’ın “Samsun’da AKP’den milletvekili aday adayı ve Bafra Belediyesi’nde yönetici olduğu, iki yıl önce avukatlıktan yargıya geçtiği, ayrıca eşi Arzu Bircan’ın FETÖ’cü olarak itiraflarda bulunduğu, Hâkim Bircan’ın kuzeni Adem Bircan’ın da Bafra’da AKP yöneticisiyken yargıya geçtiği, şimdi Danıştay Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yaptığını Gazeteci İsmail Saymaz açığa çıkarılmıştır!

***

Gezi Direnişi sırasında;

Mehmet Ayvalıtaş, yaşı 20, İstanbul,

2 Haziran 2013,

Gezi Parkı’na destek için otoyol kapatıldığı sırada üzerine süren aracın çarpması sonucu öldü.

Abdullah Cömert, yaşı 22, Antakya,

3 Haziran 2013,

Eylem sırasında başına aldığı darbe sonucu öldü.

İrfan Tuna, yaşı 47, Ankara,

6 Haziran 2013,

Gezi direnişine karşı polisin kullandığı aşırı miktardaki kullandığı biber gazından etkilendi. Kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti

Ethem Sarısülük, yaşı 26, Ankara,

12 Haziran 2013,

1 Haziran’daki eylem sırasında polis tarafından başından vurularak ağır yaralandı.

12 Haziran’da beyin ölümü gerçekleşti.

Ali İsmail Korkmaz, yaşı 19, Eskişehir,

10 Temmuz 2013,

Gösterilerin ilk günlerinde sivil giyimli saldırganlar tarafından feci şekilde dövüldü, başına aldığı darbenin etkisiyle beyin kanaması geçirirken Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde görevli doktorlar tarafından ilk müdahalesi yapılmadı. Önce polise ifade vermesi istendi.

20 saat geciken müdahalenin ardından 1 ay yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetti…

Ahmet Atakan, yaşı 22, Antakya.

Ankara’da ODTÜ ve Tuzluçayır’daki protestolara destek vermek için Antakya, Armutlu’da yapılan eylemde polis tarafından kafasından gaz fişeğiyle vurulup, çatıdan düşerek öldü

Serdar Kadakal, yaşı 37, İstanbul.

Yaşadığı ve çalıştığı Kadıköy’de emniyet güçleri tarafından yoğun ve yaygın şekilde biber gazı kullanımının ardından kalp krizi geçirerek öldü…

Ve BERKİN ELVAN, yaşı 15, İstanbul.

15-16 Haziran gecesi, Okmeydanı’ndaki evinden ekmek almak için çıktı, polisin gaz fişeğiyle başından vuruldu. 269 gün komada kaldı, 15. yaşına komada girdi. 11 Mart 2014’te öldüğünde 16 kiloydu!

***

Gezi’de insanlar öldü ama HAYATINI KAYBEDEN bu yurttaşlarımızın katilleri hala SERBEST!

Gezi Davası hâkimleri ve AKP iktidarı bu durumda vicdanlarınız rahat mı?

Atılan imzalar ve verilen kararları evlatlarınıza nasıl açıklayacaksınız?

Tarihe kara bir lekeyle geçeceğiniz ve torunlarınızın dahi sizi utançla anacağının farkında mısınız?

Tabii soruları yanıtlamak zordur!

***

Şu bilinmeli ki, korkunun da ecele faydası yok!

Korkmayacağız, sinmeyeceğiz ve ilk demokratik seçimde katliam sanıklarını koltuktan kaldıracağız!

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.