Kadın Ve Emeğin Gücü

2021 Dünya Emekçi kadınlar gününde ülkemizde kadınların uğradığı; cinsiyet ayrımcılığı, kadına şiddet, kadı ölümleri bu yolda 8 Martta kutlanan Dünya kadınlar gününde daha çok tartışılarak gündeme gelecek, böylede olmalı!  Mart Dünya kadınlar gününde; 8 Mart 1857 tarihinde New York kentinde 40.000 dokuma işçi kadının daha iyi şartlarda çalışma koşulları istemesi üzerine tekstil fabrikasında başlattıkları grev, 129 çoğu çalışan kadın işçinin polis bariyerinin bulunmasından dolayı yangından kurtulamayarak yandıkları eylem sonucunun, dünyaya bugünün yayılmasına neden olmuştur! Bu grevde polisin kadınlara uyguladığı şiddet ve yangında bir kapalı yerde kilitlenmesinin (Çalıştıkları Fabrikaya) ayrıca işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 kişinin ölümüne neden olmuştur!

26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında, Alman Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihinde ki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Martın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması önerisini getirdi ve öneri kabul edildi!

İlk yıllarda tarihin saptanmasından dolayı genellikle ilkbahar aylarında kutlanan sonra 1921 tarihinde Moskova’da gerçekleştirilen 3.Uluslararası Kadınlar konferansında 8 Mart olarak saptanışı, 1921 de gerçekleşti!1. ve 2. Dünya savaşları arasında bazı devletlerde bu kutlamalar yasaklanmış olmasına karşın, 1960 yıllarında Amerika’ da kutlanmasıyla daha güçlü bir duruma geldi.

16 Aralık 1977 tarihinde 8 Martın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edildi! Bu kabul Birleşmiş Milletler sitesi günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York’ta ölen işçilerin anısına olduğu yazılmıştır!

Ülkemizde 1921 tarihinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü olarak kutlanırken, 1980 darbesi döneminde yapılmayan dört yıllık kutlamalar, 1984’ten bu yanı geniş kitlelerce kutlamaya devam etmektedir!

Bu kutlamalar özellikle Ülkemizde hala devam eden kadın cinayetleri, kadına şiddet ve kadına taciz üzerine dikkatlerin çekilmesi ve gündem de kalmasına neden olmaktadır!

Oysa Atatürk ile başlayan çağdaşlaşma ve kadının önemi, demokrasiyle birlikte geliştirile bilinir, bugün Kadının seçme ve seçilme hakkının ülkemizde Fransa’dan bile önce alınmasının yankılarının yanında, Ülkemiz ve demokrasi adına büyük işler olarak kayır görecekti tarihte!

Oysa gericiliğin ve Türk İslam sentezinin emperyalist olgular üzerinde sömürünün geliştirildiği, kadının sosyal hayatın bugün bile bir parçası olmasının engellenmesi için alına antidemokratik uygulamalar sayesinde ne yazık ki üçüncü dünya ülkelerinin arasında yer almasına neden olmuştur!

Eğitimde kadının yeri ne yazık ki 4+4+4 modeliyle nerdeyse kızlarımızın 13 yaşında evlenmelerinin önünün açılması, verilen hutbelerle kız çocuğunun sosyal hayatına biçilen mahkûm kıyafetlerinin provalarının demokrasinin dışında değerlendirilmesi, bugün içler acısı bir görünüş ve yaşamın sosyal yapısının temellerini oluşturma yoluna girmiştir!

Bir kadının başının açık olması ve olmaması konusunun hala siyasetin malzemesi olduğu bugünleri görmek insanı ve toplumu düşünceler salmaktadır! Kadının evinde doğurgan olmasını, eşine hizmet etmesinin beklentisini savunan yoz düşüncelerden kurtulup, çağdaş topumlar seviyesine çekmek bu toplumun, ülken insanının ve devletin asli görevi olarak gördüğümüz önceliklerimizdir!

Bu şartlarda bulunduğumuz, felaketin içinde yokların giderilmesi için deprem bölgesinde bile asıl yoksulluğu, acıyı ve kimsesizliği yaşayan emekçi kadınlarımızın gününü kutluyorum!

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.