İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KADININ ÖZGÜRCE YAŞAMININ TARİFİ VE TEMİNATIDIR

11 Mayıs 2011’de  imzalayan 45 Ülke ve  Avrupa Birliği, 1 Ağustos 2014 yürürlüğe giriş tarihi, yer İstanbul ve korunduğu yer Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği olan İstanbul Sözleşmesi; Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi  ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi ,45 ülke ve Avrupa Birliği üyeleri tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadele temel standartları, kadını fiziksel şiddet, cinsel şiddet, aile içi şiddet, toplumda eşitlilik ilkesini sağlamaya yönelik uluslararası güvenirlik ve teminatını sağlayan yani sadece kadını insanca yaşama ve güvenilir bir yaşamda başarılı kılma yolunda alınan kararlardan ibaret olan bu sözleşmeden çekilmeyi, uluslar arası arenada asla izah edemeyeceğiz! Üstelik bu sözleşmeye 2011’de her ülkenin dışişleri bakanı tarafından bizimde 60. Parti Hükümetinin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından imzalanan, ilk imzayı koyan ülke olmamıza rağmen! İmzaya açılmasından sonra onay için TBMM Genel Kurulu’na sunulan İstanbul Sözleşmesi, 14 Mart 2012 tarihinde AKP, CHP, MHP ve BDP’nin oybirliğiyle 246 kabul ve sıfır ret oyuyla meclis yani milli irade imzaladı! Milli iradenin üzerinde hangi irade bu imzanın geri çekilmesi için devreye girdi. Daha güçlü olan bir irade var mı ki! Milli İradenin karşısında varsa diye sormamak mümkün mü?

Milletin iradesinin kabulü ile imza altına alınan bir Sözleşmeyi, bir tek iradenin kararıyla, üstelik bu irade her şekliyle bu sözleşmeyi savunmuş ve sahip çıkmışken, bugün onca Ekonomik sorunlarımızın var olduğu bir süreçte, toplumsal uzlaşı ve barışı depreştirecek kararın alınmasını nasıl izah edebiliriz!

Devletin en yetkili ağzından gelen açıklamada” Uluslararası Sözleşmelerin varlığının veya yokluğunun, vatandaşın karşı karşıya kalacağı herhangi bir suç şeklini önlemeye yönelik sorumlulukları eksiltmeyeceğini veya artırmayacağını belirtti.”

Buna verilecek tek cevap” doğrudur Devletin Milletin bireylerine karşı sorumluluk duygusu yaptığı kanunlarla belirlidir. Bu kanunlar gerektiğinde müeyyideyi uygulamaya ve her hatalı şeyin önüne geçme yede yetkilidir.” Ancak burada uluslararası Sözleşmeden ve bu Sözleşmeye imza atarken bir devletin taşıdığı sorumluluktan bahsediyoruz! Devletlerin güvenirliğinden bahsediyoruz! Milli iradenin koyduğu imzadan bahsediyoruz! Zaten bugüne kadar İstanbul Sözleşmesine rağmen artan kadına şiddet ve öldürme olaylarının kendisinin halletmemişken ,bundan sonra tek bir maddeye dayalı olarak Sözleşmeden vazgeçilmesinin bundan sonraki süreçte, kadının aile içi şiddet dahil korunmasına nasıl bir katkıda bulunacağını tartışmak bile bu hatayı toparlayamaz!

 Akla gelen soru ,bu tür ama hiç üzerinde durulmaması gereken İstanbul Sözleşmesi'nden geri dönüşün sebebi ne olabilir ki?

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.