İŞ Mİ YAPTIĞINIZI SANIYORSUNUZ?

Siyaset kirlenmesin derken, temiz toplum yapısının, dokusunu koruma amacıyla yazdık, çizdik. Bu anlayışa katkı koyacak en büyük güç şüphesiz basın ve basındaki kalemlerdir. Bu gücü yok sayanların önüne millet adına set çekmek bizlerin boynunun borcudur. Buraya kadar güzel, hoş ama; toplumun basından ve basının kalemlerinden alacağı doğru bilgilerin ve aydınlanmanın toplumsal direnci yansıyacağını da asla unutmamalıyız. Millet adına soru sormak ne kadar hakkımızsa, basının millete ulaştıracağı her haber ve bilgi de bir o kadar doğru olmak zorundadır ve  bu anlamda da büyük sorumluluğu vardır.  
Basın onurludur, gururludur, güçlüdür, doğrular konusunda tek yürektir. Bu saydıklarımın dışında kalanlar basının sırtında kamburdur, toplum karşısında değer olarak bir hiçtir. Basının damarına millet adına basmayacaksınız; yanarsınız. Milletin menfaatlerine zeval vermeyeceksiniz, manşetten düşmezsiniz. Kadına, çocuğa, güçsüze dokunmayacaksınız, basından köşe bucak kaçmak zorunda kalırsınız. Kendinize yapacağınız en büyük kötülük millet adına yaşatacağınız haksızlıklarla basınla yüz yüze kalmaktır. Basın bu ahlak ve anlayışla dördüncü güçtür.  
Basın, üç kuruş adına bir yere yandaş olmaz, hiçbir doğruyu menfaat uğruna karartmaz. Sözde kendilerine basın kimliği yakıştıranlar, yerel yönetimin koridorlarında, gazete adına görev verip  öne  sürdüğü kişileri bağırtıp çağırtıp çığırtkanlık yaptırırlar bunu da basın adına hak arama derler ya.... Kendilerini basının bir parçası ya da önderi sanan zavallılar, kendi ödevlerini (devlete olan vergi borçlarını, elektrik kullanma ahlakını, hakkıyla suyu tüketme terbiyesini) unutarak birde ayıp ve eksikliklerini sokak kabadayılığı yaparak kapatamazlar mı? 
Gelelim ve olanlara göz atarak biraz yerelde neler olduğuna; sözde basın diye geçinenler ve profilleri sürekli değişen kalemler; bu bölgenin büyük bölümünü oy çoğunluğuyla kazanıp iktidar olanlar arasına sözde problem varmış gibi nifak yaratmaları, sonuçta olmayan kimliklerini yere batırmaktan başka işe yaramadığını anlamazlar. Yıllardır basında olduklarını savunurlar ama çevirdikleri dolap ve fırıldakları ya çabuk unuturlar ya da biz mi yaptık ya diyerek yüzsüzlükleriyle hiçbir şey olmamış gibi davranırlar! Onlar ancak bu bölgede soludukları zehirli havadan dolayı neredeyse imdat diye bağıran halkın önüne dikilen rantçı ve çıkarcı patronaların tarafında yer alıp üçe beşe görev yapma sevdasından gurur duyarlar.  
Üç dönem milletvekilliği yapmış yerelde halkın takdirini toplayıp oyunu almış, sonuçta da yine halkın takdiri ve oylarıyla başkanlığa gelmiş bir siyasetçiye, nemalanmaları kesildi diye havadan sudan üfürüp, alttan üstten kılıç sallamakla iş yaptıklarını sanıp, leke sürmeye çalışanlara sözüm şudur;  
Eğer gerçekten basınsanız gerekçelerinizi çamur atmadan millete sunacaksınız. Milletin yapılan varsa hırsızlıklardan, yolsuzluklardan ve adaletsizliklerden haberi olsun. Bu ülkede üç dört noktada maaş alıp yetenekleriyle ülkeye faydalı olduklarını söyleyenler varsa yerelde de okuyarak kariyer yapmış kişileri ağabey ve babaları olan başkanla birlikte faydalı işler yapmaya çalışmalarının usulsüzlükle ne alakası olabilir?  
Aile şirketi olmuş dediğiniz belediyede küçük kardeş kaç trilyon maaş alıyor, kaç ihaleye başkanlık yapmış, kaç kişiyi horlamış, ötelemiş, usulsüz menfaatler sağlamış? 
Babasıyla aynı meslekten olan oğul babadan ne kadar çok yetenekli ki yereli babasının adına yönetiyormuş, hangi menfaat ve çıkarlara aracılık yapmış? Gerçekten basınsanız kaleminize inanıyorsanız, basının ahlaki durumuna sahipseniz, yazın, açıklayın, dökün ortaya hepimiz el ele basın olarak halk adına onların oylarının değerlerine sahip çıkalım.  
Milletin aklıyla oynayıp iki önemli belediye arasında büyük problemler varmış gibi nifak yaratmaya çalışmak, siyaseti yıllardır birlikte yapan başkanları birbirine düşürmeye yetmez! Onlar el ele tutarak kol kola girerek iktidar olduysalar, menfaat peşinde koşan sözde kalemlerinizden çıkan kin ve nefret söylemlerine kulak asacak kadar seviyenize düşmeyeceklerdir! Öyle de davranıyorlar zaten. 
 Yazdıklarınıza, attığınız çamurlara ve iddialara kaile alınıp cevap verilmemesi bile sizleri rahatsız etmiyor! İnanın istedikleriniz evvelden olduğu gibi bir bire yerine getirilse “Padişahım sen çok yaşa” deme sırasını kimseye kaptırmazsınız! Bakın size bir şey söyleyeyim; hiç dışarıdan nasıl göründüğünüze baktınız mı? Yoksa hala dev aynasında mı kendinizi seyir ediyorsunuz? Hiç olmuşsunuz farkında bile değilsiniz. Verilen cezalar, cemiyetten uzaklaştırmalar, ne yapılsa siz biz basınız demeye devam ediyorsunuz değil mi! Değilsiniz ve bu duruşla da asla o kimliğin gömleği üzerinize oturmayacak! 
 
Daha dün gibi yapılan millet ittifakı koordinasyon toplantısında yereldeki halkın adına görev yapan il ve ilçe başkanları yöneten başkanlardan, millet vekillerinden Aydın adına görev beklediklerini yüksek sesle belirttiler. Aydın’ın bunca sorunları varken, yereldeki güçlü iktidarın gerek kendi aralarında gerekse millet ittifakı bileşenlerinde sorun varmış gibi yazmanız çizmeniz hiç kimsenin umurunda değil, olmayacakta.  
Şimdi size söyleyeceklerim belki basının ne olduğunu ve bu bölgede neleri yazılması gerektiği hakkında bir şeyleri kulağınıza küpe edecektir. Neredeyse ay oldu ve daha fazlası var. Yazılanları çizilenleri basın adına sabır ve esefle kimsenin tarafı olmadan izliyoruz. Örnek mi istiyorsunuz; 
Kurulduğumuzdan bugüne her türlü yazdıklarınızı kaile almadan cevap bile vermedik. Ama konu Aydın ve yereli söz konusuysa her türlü doğru anlamda direnci göstermeye hazırız. Bakınız; gazetemizle tam 8 ay çalışmayan Didim Belediyesi ve Başkanını asla karşımıza almadık. Haberlerini yapmaya devam ettik. Çünkü görevimiz gazeteciliktir. Aydın halkını büyükşehir gazetesi olarak tüm bölgede doğru bilgilendirmektir. 
Önümüze gelen birçok değer vermediğimiz dosyaları elimizin tersiyle itip halkın takdirine bırakarak yerel yönetimlerin faaliyetlerini değerlendirdik ve yazdık. Bizimle çalışılmıyor diye halkın oyuyla gelen hiçbir başkana dil uzatmadık. Gün gelecek bu halkın önüne sandıkla birlikte yine çıkacaklar. İşte o zaman yazdıklarımızın halka bilgi olarak ne kadar doğru ulaştığını ölçeğiyle yüz yüze kalacağız. Ak ve karalar kendilerini belki de o zaman doğru biçimde değerlendireceklerdir.  
Basının sayfasında ve kaleminde halkı adına verdiği bilgiler ve yazdığı gerçekler kendi gururları olacaktır. Sağa da çekseniz sola da çekseniz, allasanız da pullasanız da, çamur atıp kirletmeye çalışsanız da öyle bir döneme girdik ki bu halk her şeyi eğrisiyle doğrusuyla görüyor. Yapanlar edenler karalamaya çalışanlar kendileriyle baş başa kalmaktan başka bir sona ulaşamayacaklardır. Ha şunu da belirtmekte fayda var. Karalamaya çalıştıklarınız, birbirine düşürmeye çalıştıklarınız, size bir kelam iki satır cevap verdiler mi acaba? Sözde basın olduğunuzu düşünüp izledikleri doğrudan bir adım geriye attılar mı? Şantaja karınları tok bugünün yerel yönetim iktidarının, Ciddiye alındınız mı gerçekten? 
Ama biz görüyoruz ki tüm zorluklara rağmen piyar araştırmalarında bayrak elde önde koşuyorlar! Bu da sözde yazanlara çizenlere ders olsun. 
Aydın da gazeteciliğine ve icraatlarına inandığımız, saygı duyduğumuz onlarca meslektaşımızdan asla yüz göremeyeceğiniz inancıyla şunu söylemek istiyoruz; “Varsın geriye kalan bir iki sayı da sizin olsun” 
Basın; yörenin, toplumun, halkın, milletin ve ülkenin her türlü olumsuz şartlara rağmen dördüncü gücüdür. Öyle de devam edecektir.  
 
 
 


Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.