HALKIN VERGİLERİ VE MEMLEKETİN KAYNAKLARI SADECE AKP’ YE HARCANIYOR. BU ADALET Mİ?

        AKP iktidarının muktedirleri, 20 yıllık  kesintisiz iktidarlarında, Anayasasında ‘Laik,, Demokratik, Sosyal bir  Hukuk devletidir’ diye  yazan ’Türkiye  Cumhuriyeti devletini ve rejimini, resmi olmasa bile,  fiilen değiştirip dönüştürerek, tek parti - tek kişi temelli bir istibdat rejim kurdular. Adına da ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ dediler. Bu garabet sistemde, normal bir devleti oluşturan,  yasama, yürütme, yargı ve  bütün bürokrasi, istihbarat ve emniyet,tek elde toplanarak,AKP başkanına teslim edildi.Devlet şahıs devleti oldu. Binlerce  yıllık, devlet ve  demokratik kurallar, kazanımlar ortadan kaldırıldı. Memleket, ‘laiklik  karşıtı hareketlerin odak noktası olduğu’ Anayasa mahkemesince tescillenen, AKP ve  başkanının,  özel  mülkü, çiftliği ve şirketi haline  dönüştürüldü. Memleketin ve milyonlarca  Türkiye halkının kaderi, AKP başkanının, iki dudağı arasından  çıkacak kararlara kaldı. Anayasal demokratik  hak ve özgürlükler, ayaklar  altında. Hukuk, tek adamın tercihlerine göre şekilleniyor. İktidar ve yandaşlarının dışında kimsenin  mal ve  can güvenliği yok. Sarayın tek adamı ‘ben devletim, beni eleştiren, devleti ve Türkiye’yi eleştirir’ diyebilecek noktaya  geldi. Devletin  her alanında,  dinci uygulamalar  dayatılıyor. Cemaat ve tarikatlar, dinci örgütler, devletin her kademesini paylaşmış durumdalar,  Milyarlık devasa bütçenin, hesapsız kitapsız ve usulsüz ihalelerle, yandaşlara peşkeş çekildiği, hesap verilmediği ceberut bir rejim kuruldu. TBMM,  milli egemenliğin temsil edildiği yer olmaktan çıkıp, AKP başkanının,  saray ekibince hazırlanan yasaların , virgülünü bile değiştirmeden,onaylayan  işlevsiz bir kuruma  dönüştürüldü. Evrensel hukukun olmadığı, bir Ortadoğu ülkesine  döndük. Tam bir saltanat rejimi kuruldu.

    Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denen  bu  ceberut sistemde, iktidar partisi AKPnin başkanı, aynı zamanda Cumhurbaşkanı oldu. Devletin bütün kurumlarının  yetkilerini kendisinde toplayan partili cumhurbaşkanı,  Türkiye  Cumhuriyetini,  fiili olarak parti devletine  dönüştürdü. Devletin adına yapılacak her iş, içte-dışta, alınacak her karar, devletin ve milletin yararı ve geleceği için değil, AKP ve başkanının faydası için  yapılıyor. Bu  sistem,  bütçe yapma yetkisi  partili  cumhurbaşkanına veriyor. Hazırlanan devasa bütçenin, örtülü – örtüsüz her türlü harcama yetkisi de partili Cumhurbaşkanında oluyor.  Halkın vergilerinden ve  memleketin kaynaklarından  oluşan devasa bütçeler, tamamen, tek partinin ve  tek başkanın yetkisinde, hesap verilmeden  harcanıyor. Denge denetim  sistemi yok. 84 milyonluk bir  tolumun,  bütün kaynakları, tek partinin ve tek adamın  yetkisinde. Böyle olunca,  yatırımlardan ve harcamalara, sadece bu iktidar muktedirleri ve yandaşları yararlanıyor. Ama iktidarın yaptığı, yüz milyarlarca  dolarlık borç , halkımızın, hepimizin  sırtına yükleniyor. Torunlarımızın,çocuklarımızın geleceği ipotek altında.

         Şimdi seçim dönemine girildi. Sarayın  çıkarttığı yeni yasaya göre,  seçim yasakları, her parti, STK, meslek odalar vb. kapsıyor, ama  cumhurbaşkanı  sıfatı nedeniyle  AKP başkanını kapsamıyor. Akıl ve  vicdan dışı bir uygulama. Bütün partiler ve  adaylar, kısıtlı imkanlar, yasaklar ve hukuksuzluk içinde çalışacaklar. AKP başkanı ise,  Cumhurbaşkanı sıfatıyla,devletin  her imkan ve gücünü kullanarak, bir yılda çıkarttığı iki  devasa  bütçe imkanlarını, devlet adına partisi için kullanılacak. Düzenlenen, şatafatlı miting, yürüyüş, afiş, pankart, bildiri, dağıtılan yardımlar,araç-gereç,TV- medya reklamları vb.  devasa  giderleri, cumhurbaşkanlığı bahanesiyle, bizim  vergilerimizden karşılanacak.  Bu durum eşitlikten, adaletten, vicdan ve hukuktan uzak, ahlaki ve vicdani olmayan bir uygulamadır.  Borçlar halka, lüks yaşam ve rant iktidara ve yandaşlara anlayışı, zalim  bir anlayıştır. Görülüyor ki, ‘tek parti tek adam sistemi’, demokratik ve hukuksal değildir.Anayasal hak ve özgürlükleri yok eden, baskıcı bir  rejimdir. 20 yıldır, ekonomik, siyasal ve sosyal  alanda yapılanların ülkemizi ve halkımızı getirdiği  karanlık tablo ortadır. Öyleyse yapılacak  tek iş, Cumhuriyet ve laiklikten yana  vatanseverlerin, birleşerek, seçimde  AKP –saray iktidarına son vermektir 23.07.2022

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.