GÜVEN - II

Aslında bizi hiç aldatmamış olduklarından tanımadığımız kişilere daha çok güvenme eğilimi gösteririz.

Ayrıca mali durumu iyi insanlara daha çok güveniriz.

Benim bildiğim ise güven konusunda birçok da negatif atasözümüz vardır… Örneğin,

Ağaca yaslanma çürür, insana güvenme ölür…

Önce kendinizi tanıyın sonra güvenmek istediklerinize güvenin… Bazı problemler olursa, güveninizi yitirmeyin, bazen yanlışı kendinizde arayın…

Unutmayın hiç kimse, sizin izniniz olmadan kendinizi değersiz hissettiremez.

Bazen de takım arkadaşlarınıza sonuna kadar güvenmelisiniz… Saniyelerin çok büyük zamanlar olduğu işlerde takım arkadaşları olarak birbirinize güvenmeniz sizin ve takım arkadaşlarınızın hayatını kurtaracaktır.

Dört ayda beşinci işini değiştiren adam bir türlü uzun süreli bir iş bulamıyormuş… Derken başvurularından biri olumlu cevaplanmış ve işe depo görevlisi olarak başlamış… Ama işi çok iyi bilmediğinden bazı malların zarar görmesine neden olmuş… Depo sahibi bu işe çok kızmış ve zarar karşılanana kadar maaşının %10`unun kesileceğini söylemiş. Adam bunu duyunca gülmüş ve sormuş,

  • Ne kadar sürer bu zararı karşılamam sizce?
  • Yaklaşık sekiz yıl…
  • Çok güzel… Der adam ve ilave eder,
  • Nihayet sürekli ve güvenli bir iş bulabildim!

Ama güven öylesine sıcacık bir duygudur ki güvendiğiniz kişi güveninizi boşa çıkartmadığı zaman muhteşem sıcaklık sizi de sarar.

                                                                               *****

Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru bir hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti,

  • Delirdin mi sen? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük bir ihtimalle ölmüştür. Artık onun için yapabileceğin bir şey yok. Boşuna kendi hayatını tehlikeye atma.

Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini siperden dışarıya attı ve arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker yaralı arkadaşını kurtaramamıştı.
Siperdeki diğer arkadaşı;

  • Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın.
  • Değdi, dedi, gözleri dolarak,
  • Değdi...
  • Nasıl değdi? Bu adam ölmüş görmüyor musun?
  • Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim içim.
    Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı,
  • Geleceğini biliyordum... Geleceğini biliyordum...

Mesela çalıştığınız personele güvenemezseniz, onlarla çalışamazsınız. Zamanla birbirinizin huylarını öğrenen iş arkadaşları ister ast üst, ister aynı statüde olsalar bile birbirlerine daha duyarlı daha hassas ve doğal olarak daha hoşgörülü (bu konuya da ileride geleceğiz) olurlar.

                                                                       Bir marketin manav bölümüne gelen adam görevli elemana,

  • Ben şuradaki lahananın yarısını almak istiyorum.  Der,
  • Efendim lahananın yarısını satamam, hem yetkim değil hem de lahanaya bıçak değerse ve hemen satamazsam lahananın diğer yarısı bozulur.
  • Senin yetkin yoksa git müdürüne sor. Ben bu lahananın yarısını almak istiyorum.
  • Efendim müdürüm bana kızar, çünkü bilir ki bu lahana böyle satılmaz.
  • Sen git bir kere sor kardeşim. Kendi kendine yorum yapma…

Manav elemanı epey kızmış ama nezaketen bir şey söyleyememiş. Doğru müdürünün odasına yönelmiş. Adam da arkasından geliyormuş ama eleman adamın geldiğinin farkına varmadan müdürüne biraz da yüksek sesle,

  • Müdürüm, manyağın biri lahananın yarısını sat bana diye tutturdu. Demiş ve arkasından gelen adamı o an fark etmiş.

Adamı işaret ederek,

  • Bu sayın müşterimiz de lahananın diğer yarısını almak istiyor, izin verirseniz bölerek satayım...

                Bazen kimselere güvenemeyiz. Hele ki başımızdan o kişi, kurum, kuruluşlarla ilgili kötü deneyimler geçmiş ise, hiç…

                                                                                       Temel’e sormuşlar,

  •  Yarın dünyaya dev bir meteor çarpacak. Okyanuslar taşacak, dünya nüfusunun yarısı o anda ölecek. Havaya yükselen tozlar dünyayı karanlığa gömecek. Buzul çağı başlayacak, kalanlarda bu çağda ortadan kalkacaklar. İnsanlığın sonu gelecek. Böyle bir felaketi önceden haber alsan ne yaparsın?

Temel hiç düşünmeden yanıtlamış,

  • Bütün paramla dolar alırım.

*****

Adam çok meraklıdır ve bir marketi vardır... Bir gün karşısına bir Çinli lokanta açar.
Bizimki çatlar meraktan… Bu Çinli ne pişiriyor diye… Çinli bir gün dükkanına gelir

  • 3 kutu köpek maması istiyorum. Der.

Bizimki şöyle düşünür içinden (yaaaa demek bu köpek maması yediriyor millete)

  • Veremem. Der.
  • Köpeklerinizi görmem lazım...

Çinli gidip köpeklerini getirir mamaları alır... 1 hafta sonra Çinli tekrar gelir…

  • 4 kutu kedi maması istiyorum. Der. 

Bizimki yine (hummm şimdi de kedi ha)

  • Veremem. Kedileri görmem lazım..
  • Çinli gider getirir kedileri alır mamaları.
  • Yine 1 hafta sonra Çinli gelir elinde 1 paket… Bizimki sorar
  • Bu ne?
  • Aç bak…

 Adam açar bir de ne görsün kutunun içinde insan dışkısı var…

  • Bu neeeeee? Der…

Çinli

  • Şimdi de 5 paket tuvalet kağıdı istiyorum.

Tehlikelerden uzak yaşamak istiyor isek, kırılganlıklar yaşamak istemiyor isek, güveneceğimiz kişilere ve olaylara dikkat etmeliyiz.

Siz, siz olun önce kendinize, sonra çok iyi tanıdıklarınıza; ki bunun ölçüsü zaman ve iletişim süresidir,  sonra da daha önce deneyimlerinize göre güvenin.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.