Vicdanlar ağlıyor, yüreklerden bir şeyler kopuyor geriye acısını bırakarak!
Duygular yoğun, anaların gözleri yaş yerine kan akıtıyor adeta! Belki bu son olur derken kaynağı bilinen meseleler daha da büyüyerek, acıların ve gözyaşlarının, yürek yanmalarının yenilerini getiriyor!
Kuşlar bile yuvada büyüyüp, özgürlüklerini uçarak kanatlarının üstünde yaşıyorlar! Akıllardan çıkmayacak geriye bırakılan bir video! Özgürlüğü çok uzaklarda görme şansına bile sahiplenemeyecek bir kapana sıkışmış gencecik bir delikanlının dramatik kısacık ve genç hayatı! Bir velet diyen dillerin zalimliği ve vicdansızlığı yürekleri derin izlerle bir kez daha dağladı! Bizlere neler oluyor! Nasıl bu kadar Anadolu insanının insan sevgisinden koptuk, asimile olduk, nasıl başardılar bunu içimizde ki hainler!
Birileri çıkıp eldeki video ’ya ben bu konuşulanların dışında hukuksal bazı ilkelerden yola çıkarak; ruhsal durumunu, arkadaşlıklarını ve okuduğu kitapları araştırıp nedenlerin boyutlarını genişleterek araştırıp asıl nedenin belki de başka nedenlerde bulabileceklerini söyleyecek kadar gerçekten uzaklaştırmanın yollarını da denemeye çalışıyor olabilirler! Ancak bilinmesi gerekir ki sosyal devlet anlayışın kendisini unutup, devlet desteği ile varlıklarını, halkın inancı üzerinden yardımlarıyla vakıfların, cemaatlerin kontrolünde olan yurtlarda barınıp okumak zorunda kalan fakir fukara yâda inanç gereği ailelerin tercihi üzerinden okumak zorunda kalan genç dimağlar; arkalarına bu tür yaşadıkları gerçekleri canlı konuşarak bırakıp bazen de hiç haberimizin bile olmadığı nedenlerden dolayı yaşamlarından vazgeçip, genç yaşta yaşamlarına son vermenin nedenlerini araştırmak yerine, görünen nedenlerin kökünü kazıyarak, devletin güvencesinde, desteğinde ve yurtlarında bilimsel imkânların bolca olduğu şartlarda, ülke geleceğine imza atacak okuyan gençlerimizin geleceğe tutunmasını sağlamaktır!
Sosyal devlet, gücünü devlet kavramı üzerinden almalıdır! Yoksa aksi olan şey; devletin imkânlarıyla varlıklarını ve güçlerini, devlet otoritesine siyasi gelecek uğruna kabul ettirenler, kendi güçlerini devletin gölgesinde geliştirenler, her türlü kendi gelecek ve düzenlerinin projelerini kendi çıkarları için gerektiğinde genç ve zeki öğrenciler üzerinden yürütmeye çalışanlar, ellerini devletin içinden çekmedikçe, devlet sivil yapısıyla demokrasinin ışığında özgürleşmedikçe, Laiklik kavramı milletçe sindirilmedikçe, içimizi yakanlar, duygu duvarlarımızı parçalayanlar, dramatik, ancak çağın kabul etmediği koşulların neden olduğu ölümleri bizlere yaşatacak sebeplerin ne yazık ki devamına neden olacaklardır!
“Bütün ümidim gençliktedir diyen Atanın mesajı unutulmuş, gençliği, bu projeleri gençlik üzerinden tahsis ve temin edenlerin ellerine düşürenler, bugünden tezi yok geleceği yeniden aydınlatmanın kapısını sonuna dek açmalıdır!
Türkiye Cumhuriyeti tarikatlar, şeyhler ve müritler ülkesi olmamalıdır siyasi gelecek uğruna!
Gençler kendini güvende hissetmeli, ilmin ve bilimin ulaştığı tüm alanlarda eğitim imkânlarını devletin öncülüğünde ve güvencesinde yaşamalı, çağdaş ve bilimsel eğitimi tüm karanlık düşüncelerin uzağında almalı, eğitim hakları alabildiğince genişletilmeli, devlet geleceğini yeniden çağdaş eğitim üzerinden yetişmiş gençler üzerinden tahsis etmeli.
Milletçe ve bu milletin okumak ve eğitim için yola çıkmış eğitim ordusu gençler ve onların bilimsel eğitimini vermekle görevli eğitmenler; geleceğimizin kararacağı umutsuzluğundan devlet güvencesiyle uzaklaşmaları sağlanmalı, tarikat ve cemaat yurtları kapatılmalı, sosyal devlet anlayışının hüküm sürdüğü bir anlayışın hâkim olduğu çağdaş ve parasız yurtlar yapılmalı, çoğaltılmalıdır!
Cumhuriyetin aydınlıkçı, özgürlükçü ve eşitlikçi yüzünden rahatsız olanlar, korkanlar, Cumhuriyetin değerlerini yok sayan, çağdaş, laik ve demokratik toplum düzenini yok etmeye çalışan tarikat ve cemaat gençlerimizi ve sonradan geleceğimiz olan neslin yok edilmesine adeta çalışıyorlar!
KADINLARIMIZ DEVLETİN GELECEĞİDİR DEVLETİN GÜVENCESİNDE YAŞAMALIDIR
Devletin ışığını daim kılacak kadın elinin, devlet yönetimi içerisinde sayısının çoğalmasının lüzumu görülmelidir! Kadının yönetimde olması, ülkenin çağdaş ve demokratik yapısının gelişmesidir! Ne yazık ki her gün gelen bir acı haberle, ağlıyor, üzülüyoruz! Korunamayan, kin ve nefret söylemlerinin hedefi olan kadınlar, ya nişanlıları ya da kocaları tarafından yaşamlarından koparılarak, ülkenin geleceğine ve yaşam haklarına kast ediyorlar! Türkiye bir Arap ülkesi değildir! Kadının özlük hakları iki dudak arasında erkek egemenliğine bırakmamalıdır! Fiziksel zayıflıkları, hukuksal haklarından aldıkları gücün kendisinden büyük olmamalıdır! Doğan kız çocuklarımız bu vahşeti yaşayarak büyümemelidir! Demokrasini var olduğu bir ülkede, kadın karanlık zihniyetlerin emellerine teslim edilmemelidir! Ülke kadın düşmanı değil, Anadolu kültüründen ve terbiyesinden aldığı anaerkil yapının, kültürünün sahibidir!
