EĞİTİM ve SİYASETTE AHLAKSIZLIĞA GÖZ YUMMAK

Evde tv ekranlarından, reklamlar ve dizilerdeki yüzlerden öğrendikleri ile kişisel gelişimini sağladığımız çocuklarımızı, çizgi filimler ile oyalayarak, bilgisayar oyunlarıyla kandırarak başımızdan sağarken  yeterince mutlu olamıyoruz. Okulda da, yazma alışkanlığı, kütüphaneler ve kitaplardan öğrenme alışkanlığını yok ettiğimiz yetmezmiş gibi, spor, müzik, resim gibi etkinlikler içinde bulunma alışkanlıklarını, folklor, izcilik, kooperatifçilik vb. alışkanlıklarını da  azaltıp, kimi zaman yok ederek, bilgisayar ürünleri ve telefona boğarak iyi halt ediyoruz.
Dünyanın ultra zengin adamlarının ve E-Bay, Google, Apple, Yahoo ve Hewlett-Packard gibi teknoloji devlerinin çocuklarını okuttuğu "Waldorf School of thePeninsula" da eğitimin nasıl yapıldığını düşünüyorsunuz? Okulla ilgili bilgi vermek istiyorum; Okulda bilgisayar, laptop, yada tablet gibi hiçbir teknolojik alet bulunmuyor. Eski kara tahtalar, tebeşirler,kağıt, kalem gibi tamamen çocuğun tüm becerilerini ortaya koyacak malzemeler kullanılıyor. Örgü ve dikiş iğneleri ve bazen de çamurla aktivitelerin yapılıyor. Tamamen çocuğun el becerilerini geliştiren, bir çok derslerin yanı sıra, bolca oyun odaklı öğrenme ve hikaye anlatımı ile çocukların psikolojik ve fizyolojik gelişimi en üst seviyede sağlanıyor. Bu okulun öğrencileri  yemek yapmaktan tutun, dikiş dikmek, bahçede çalışmak, heykel yapamaya kadar bir çok konuda eğitilerek, kendine yeten birey olarak yetişiyor.
Oğlum, kızım şu sınavı geç, ne istersen yaparım diyen veliyemi, ders çalışma rüşvetiyle çocukların  bir bardağı doldururken ki beceriksizliğine mi yanalım.  Kolay yoldan para kazan diye üniversite sınavına hazırlarken, aileler ve öğretmenler, garanti meslekler telkininde bulunurken, hayatı sadece paraya odaklayan,  çıkarcı ve bencil nesil yetiştirdiğimize mi yanalım?
Memleket aşkı içinyaşayan , ekmeğinizi taştan çıkaran, üretmek ve keşfetmek için riske girme cesareti olan, icat eden, yeni kaynaklar ve fikirler bulan çocuklar yetiştirmeyi ne zaman akıl edeceğiz? Tek başına çarşıya çıkmaya korkan ergenler mi çok ülkede , doğada hayatta kalmayı, dersler çıkarmayı, gözlem yapmayı ve mücadele etmeyi bilen gençler mi? Marangoz, otomobil tamircisi, demirci, tesisatçı vs. olmak aşağılık, masa başında beleş ve garanti para alacak meslekler onurlu. Bu ülkenin zihniyetinden, eylemine kadar baştan evrilmesi gerekiyor. Nerede çıplak ayaklarıyla ülke adına şehit olanların torunları, nerede Atatürk devrimlerinin mirasçıları. Ayıp be, ayıp! Eğitimcisinden, ailesine bu ülke genetiğindeki, eşitlikçi, anaerkil, dürüst, namuslu, çalışkan kimliğine tekrar kavuşmak zorundadır.
Bilgisayarın başından eğitim verecek öğretmenlere birkaç sözüm olacak. Adresi önceden belli kırtasiye ve kitap alışverişini öğrencilere direk yada dolaylı yoldan satışı mecburi kıldığınız bu sistemde, sayfa numaralarına göre ödevi yaptınız mı demekten ibaret eğitimizin size kolay gelmesine itirazım yok. Öğrenciler  konuları kitaptan tek başına öğrenebiliyorlarsa galiba size ihtiyaçta kalmadı. Ayrıca umarım size aldığınız maaşı birileri nasıl harcayacağınıza dair itiraz edemeyeceğiniz  telkinler verir ve iradenizin dışında hareket edersiniz. Eminim hepiniz şimdi internetten kitaplar araştırıyorsunuz, kitapçıları dolaşarak farklı bilgiler öğretebilmek için kitap satın alıp içerisinden notlar oluşturarak derse hazırlanıyor ve çocuklara en iyi eğitim savaşındasınız. Tabi belki de içinizden bazıları tüm sınıfa satmanız karşılığında verilen bedava kitaplarla yetinmiyorsa. Sanırım milli eğitim kırtasiye ve kitap alışverişi için size maaşınızdan ayrı ödenekte veriyordu!  Kitapçılar tarafından bedavaya bırakılmış kitapların her hangi sayfasını açıp o haftaki konuya göre sayfa ismini dillendirip, borsa oynamaya, araba, kıyafet ,ev dekorasyonu bakmaya devam edenlere de bir şey söylenebilir mi?  Köy enstitüleri ve öğretmen okullarının kıymetli büyükleri keşke bu gün olanları görse.
Tüm çocuklar hayatı öğrenirken, yemek yapmaktan, temizliğinden, basit dikiş işleri, ütü işler dahil öğrenseler nasıl olurdu. Mesleğini yapan kız ve erkek çocuklar büyüdüklerinde, bir birlerine bağımlı olmak yerine uyumu  veortak noktaları gözeterek aile oluştursalar, daha sağlıklı olmaz mı? Meslek tek başına anlam ifade etmez, kendine yetecek beceri, dürüst ve ahlaklı yaşayacak öz güven çocuklarımıza aşılanmalıdır.
Bu hafta bir konuya daha değinmek istiyorum. Taraftar mantığıyla hareket etmenin, çıkarcı ve bazen mide bulandırıcı yanlarıda olabiliyor. Düşünün tüm toplum tecavüz konusunda, şiddet konusunda bir araya gelip itirazda bulunabiliyor, hatta kızabiliyor. Bazı istisna durumlar hariç, herhangi  tarafa ait  bireylerin, tecavüz dahil, hırsızlık dahil, şiddet dahil eylemlerine  bizden o, ( oooooo)  yapmamıştır diyebiliyoruz yada çıkar ortaklığı adına görmezden gelebiliyoruz. Hatta bazen önemli isimler, gerçekten hiçbir şey olmamış gibi yüzsüzleşerek hatta çirkinleşerek destek açıklamaları yapabiliyor. Kendi çöplüğünü temizlemeden başkasının çöpüne dil uzatanlar ahlaksızdır. Demokratik ve adil yöntemler uygulamak peşinde olan kitle ve oluşum sayısı azalıyor. Bu konulardaki söylevlerin ne yazık ki inandırıcılığı yok. Bir zahmet toparlanın, hiçbir sıfat doğrulardan kıymetli değildir, korkaklarla işim olamaz!


Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.