EGE'NİN DEĞERLERİ EFELER 1 ( YÖRÜK ALİ EFE)

Ege toprakları her zaman değerleriyle var oldu. Öyle büyük kahramanlar yaşadı ki yüz yıllar geçse de hafızalardan hiç silinmeyecekler. Haksızlığa ve sömürüye isyan eden "Efeler" bu haftaki yazımızın konusu.

Mevcut düzene başkaldıran silahlı kişilere "Zeybek", kahramanlıkları ve yiğitlikleriyle öne çıkan bunların liderlerine de "Efe"denilmiştir. Zeybeklerden eğitim gören genç yiğitlere de "Kızan" denilmiş. Yani bir çeşit hiyerarşi var. Haksızlık ve adaletsizlik öyle bir seviye yapmış ki Osmanlı 1870 lerde vergi gelirlerinin yüzde 74'ünü köylüden alır olmuş. Devlet ayan ve eşrafının halka yaptığı zulüm,soygun yenilir yutulur cinsinden değildi. Ege'nin verimli tarım toprakları "ağa"ların elindedir. Gayrimüslimler cepheye savaşa gitmezdi.Efelerin savaşlardaki özellikle Kurtuluş savaşındaki Kuva-i Milliye güçleriyle birlikte kahramanlıkları asırlar boyu unutulmayacaktır.

Savaştan dönen köylü insanlar aç ve yoksuldur. Ağanın yanında ırgat olmaktansa dağa çıkıp eşkıya olmayı tercih ederler. Dağa çıkma geleneği 1870 lerde ll.Abdülhamit dönemiyle başlar ve 36.Padişah Vahdettin döneminde zirve yapar.

Çakırcalı Mehmet Efe, Yörük Ali Efe ve Demirci Mehmet Efe, Kamalı Zeybek efsane olmuş kahramanlardır. Ege''nin dağları onların yurdudur.

Bölgede ticaret hareketlidir. Üzüm,incir,nar,zeytin....saymakla bitmez meyveler. Halk yoksul ve ırgattır. Çareyi dağlarda arar. Devlet aman vermez ve hep peşindedir eşkıyanın.Afla dağdan inenlerin yerini başkaları doldurur.

Yörük Ali Efe ( 1895 Sultanhisar / 1951 Bursa) Kurtuluş Savaşı'nda Aydın'ı Yunanlılara karşı korur ve düşman ilerleyişini durdurur.

19 yaşında Aydın dağlarında dolaşan Alanyalı Molla Ahmet Efe'nin grubuna katılır. Kısa zamanda tüm zeybeklerin güven ve sevgisini kazanarak grupta ikinci adam konumuna yükselir. Alanyalı Molla Ahmet Efe'nin Bozdoğan Kavaklıdere baskınında ölmesi üzerine Yörük Ali Efe olarak grubun başına geçer.

Dört yıldan fazla dağlarda dolaşır. Bu süre içinde daima ezilenin, mağdur edilenin, güçsüzün yanında olur. Halk tarafından sevilir, itibar ve destek görür.

1919 yılında grubu ile birlikte dağdan iner. İzmir, Aydın ve Nazilli Yunan işgâli altındadır.

Yörük Ali Efe, bazı arkadaşları ile birlikte Aydın ilinin Çine ilçesi Yağcılar köyünde toplanarak 16 Haziran 1919 tarihinde Sultanhisar yakınlarındaki Yunan karakoluna baskın yapar. Baskın sonunda karakol tümüyle imha edilir, cephane ve erzaklar ele geçirilir.

Bu baskın Batı ve Güney Anadolu'da düzenli, bilinçli ve millî şuurla işgalcilere yapılan ilk baskın olarak kabul edilmektedir. Bu önemli başarı halka ümit ve cesaret verir, düşmanın yurttan atılabileceğine olan inancını arttırarak Yörük Ali Efe'nin liderliğini perçinlemiştir. Yunan Ordusu ise beklemediği bu baskın karşısında paniğe kapılarak Nazilli'deki kuvvetlerini Aydın istikametine yakıp yıkarak geri çeker.

Halk meclisinde Yörük Ali Efe'ye Aydın'ın kurtarılması emri verilir. Emrindeki kuvvetlerle Aydın'ı geri alır. Takviye birliklerle güçlenen Yunan ordusu ikinci defa Aydın'ı işgâl eder.

Böylece düzenli ordu kurulana kadar yirmi aylık bir süre düşman kuvvetlerinin Aydın kanadından Anadolu içlerine ilerlemesi engellenir. Düzenli ordunun kurulması üzerine Yörük Ali Efe, emrindeki savaş deneyimi çok iyi olan büyük bir grubu ile birlikte TBMM Ordusu'na katılır. Savaş sonunda başarılarından dolayı TBMM tarafından Kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası ile ödüllendirilir.

Türk Kurtuluş Savaşı'ndaki rolü ile ilgili olarak yapılan övgülere verdiği şu cevabı her zaman hatırlanacaktır:

“Bazı kimseler savaş zamanında yapılan işlerin bir çoğunu bana ve başkalarına mal ederler. Bu yanlıştır. Bir kişinin, beş kişinin böyle büyük davalarda ne ehemmiyeti olur ki? Gönlünde vatan muhabbeti taşıyan her vatansever o günlerde bizim gibi düşünmüş, bizim gibi duymuş, ondan sonra da bizimle beraber olmuştur. Millî mukavemette aslan payını kendine ayırmakta hata vardır. Bir elin sesi olur mu ki?

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.