Çürümüş Vicdanlar

Savaş kelimesini bile telaffuz etmek insanın yüreğini paramparça ediyor. Dünyanın kabadayılarının yıllardır çıkarları doğrultusunda yapmış oldukları çatışmaların vahim sonucunda, insan katliamı yaşanıyor.

Ölümün bu kadar kalleşçe yapıldığı ve ufacık bedenlere kıyan kansız ellerin çürümüş vicdanlarıyla yerle bir edilen hayatlara nasıl bir savunma yapılabilir inanın aklım almıyor. Tepedekiler emreder ve masum insanlar öldürülür. Tepedekiler emreder, şehirler viran olur. Kanlarla kaplanan sokakların ve yerlerde atılan cesetlerin, suçsuz, günahsız insanlara yaşatılan tüm zulümlerin hesabını kim verecek!!!!! Dünyanın acımasız tablolarını görüp, karşıdan izleyenlerin menfaat hesapları daha da can acıtıyor.

Ulu önder ATATÜRK’ÜN savaşla ilgili adaleti anlatan” Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Gerçek kanaatim şudur: Milleti savaşa götürünce vicdanımda azap duymamalıyım, öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa savaş cinayettir". İfadeleri dünyanın kabadayılarına ders olsun. Ülke yönetmenin ve İNSAN kavramının ne denli değerli olduğu doğrultusunu anlatan Atamız gibi bir lider daha bu dünyaya gelmez ; gelemez.