Büyük önder, eşsiz komutan, saygıdeğer başöğretmen , büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk; Lozan’ı Türk milletine yaşatmanın onuru, Cumhuriyetin ilanıyla tüm dünyaya varlığımızı ve egemenliğimizi ilan etmenin gururunu, küllerinden devlet nasıl olunurun üstün örneğini yaşattığın için minnettarız ve diyoruz ki;
-Zamansız ölmüş olabilirsin!
-Hatta ideallerini yerine getirmediğini de düşünüle bilinir!
-Çanakkale ve kurtuluş savaşıyla yedi düvele isim yazdırmayı da az göre bilirsin!
-Son yüzyılın lideri olmakta yetmeye bilir!
-Önünde eğilen emperyalist uşakları ve dize getirdiğin Sevr antlaşmasında ki sözde liderler için, bu ne ki diye bilirsin!
-Analı babalı ve isimli doğmamıza neden oldun "zaten zafer inancı içimizde vardı diye de bilirsin"!
AMA... ERİŞİLMEZ LİDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK!
AT üstünde ki asil ve ihtişamlı duruşunla,
Senin gibi olamamanın ıstırabı ve ihanetin hırsıyla “Heykellerine saldırganlara; heybetli, dik duruş ve aydınlığa, ufka bakışınla korkuttuğun yobazlara " kendini unutturamaman, her uyandıklarında korkulu rüya yaşattığın meczuplara öylesine korku veriyorsun ki, bunun keyfini bu ulusa hala varlığınla yaşatıyorsun ya!
Sana minnettardır bu ulus ve ulusun insanları.
Bugünler algı yapmanın hız kazandığı siyaset kokan günler. Yakında erken seçim var mı? Eğer Devlet Bahçeli seçim zamanında yapılacak diyorsa, bilin ki yakında seçim var! Türkiye bu ekonomik bunalımın tam ortasında otururken erken seçim mali bir yıkım olur diyenler; Türkiye düşünülseydi, bunca yıldır yanlış ekonomik politikalarla uçurumum dibine itilir miydi diyeceksiniz!
Muhalefet ben hazırım diyor… Sormazlar mı biz hazır değiliz diye! Neden mi? İki yıl oldu yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli iş başında olalı. Şimdi bakın konu nerelere uzanıyor! Biz bu modeli getiremezsek Türkiye asla kendine gelemez diyen bu sistem, sonucu toplum algısına göre açıklarsak; sistem iş yapamaz duruma mı düşmüştür, sistem yetmez durum damıdır, bitmişimidir? İş yapamaz ve yürütemez durumu damıdır? Gri bulutlar arasında yok mu olmuştur? Neden bu gün erken seçim sesleriyle bu sorular ötelenemiyor?
Bu seçim zamanında yapılmalı! Yazboz tahtası olmamalı milletin aklı, olmamalı da! Hesap verme ve alma günü 2023’de ise bu sistem görevinin başında olmalıdır! Millet vereceği kararın gerekçelerini yerine koymalı ve Türkiye bir daha algı politikalarıyla ve din eksenli siyaset söylemleriyle daha dibe itilmemelidir! Muhalefet ve iktidar milletin ve ulusun selameti için birlikte çözüme gitmelidir! Hatta adına milli mutabakat da denile bilinir! Ama bugün gelinen nokta, tüm mutabakat yolarının tıkalı olmasıdır. Hatta imkanlarının ortadan kalkmış olmasıdır! Nedeni tüm ayrıştırılan noktaların moleküllerine ayrılmış olmasıdır! İktidar dümeni kaybetmiş, nereye çarpacağı belli olmayan arabanın menzili şaşmıştır! Küçük ortak, bu gerçekleri yok saymanın faydasının olmadığını görmüş müdür yoksa suskunluk yada adam sendecilik mi bacayı sarmıştır!
Türkiye, muhalefetin, dördüncü güç olan basının ve düşünen, fikir beyan eden herkesin varlığını kabul etmelidir. Korkmamalıdır konuşan toplumdan hiçbir kavram. Bu toplumun ahlak ve inancıyla oynayanlar, bugünü korku politikalarıyla yönetip toplumdan uzaklaşmamalıdır. Unutulmasın ki bu millet milli irade denilen bir güce dayalı iradeyle görev vermiş, yapılan görevi sorgulama yetkisine sahip olduğu gerçeği kabul görmelidir! Tüm mesele Cumhuriyetin yüceliğinin erişilmez gücünü anlamak ve tanımak, topluma yayılımcı söylemlerle yeniden bir doğuşu hazırlamak olmalıdır!
Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir, olmayacaktır da! Dünyada durum buyken, hazırlıksız yakalandığımız bugünün sorununa çare yaratmakta zorluk çekiyoruz! Daha da kötüleşirse şartlar, alışık olduğumuz her normal şeyin yerine, gelecek kavramları kabul etmek durumundayız! Çareler arayan dünya, ekonomik yapıyı toparlayamıyor. Üretim ve üretime katılan iş gücü yokları oynuyor! Turizmin durumu ortada hak getire… Türkiye’nin kayıpları büyüktür ve dahası da olacaktır! Bu durumda bir arada çözümler aranmalıdır, ayrıştırıcı diller yerine! Toplum huzur ve barışı en yetkili elden sağlanmalıdır. Desek de bu mümkün değildir artık! Dedik ya menzilden çıkan araba nereye gidiyor bilmekte zorluk çekiyoruz. Her kötü gidişe bir örtü çekemiyoruz artık. Millet aç ve çaresiz durumdadır! Bu millete ekmek eve götüremiyoruz lafına verilen cevap” Bunu anlamakta zorluk çekiyorum” lafı milletin şaşkınlığının sınırıdır artık!
Açlık, mertliği bozmak üzere birde üstüne üstlük toplumsal uzlaşı ve barış dili tüketilmemeli dedik! Diyoruz ve Cumhuriyet Türkiye’dir diyoruz. Türkiye parlamenter sisteme dönmelidir tezeneden diyoruz! Türkiye tek çare olan ve bunu yüz yıla yakın bir süre önce deha liderin getirdiği Cumhuriyetin ilkelerine sahip çıkmalıdır, milli iradeyle sarılmalıdır Cumhuriyet değerlerine!
29 Ekim 1923 Cumhuriyetle gelen, demokrasi ve laiklik ilkesi teminatıyla yükselen “Aklı hür, Vicdanı hür, İrfanı hür “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” diyerek Anayasa ile teminat altına alınmış bir ülkenin milli bayramı milletimize kutlu olsun.
