Gazetemde; köşe yazarken hep bir köşe yazarı sıfatıyla yazmaya dikkat ettim. Ama bazen de siyasi kimliğimi öne çıkararak yazmanın gereğini de duyabilirim! Yazdıklarım gazetemi değil şahsımı bağlar!

Yani Perşembe’nin gelişini Çarşamba’dan okuyan biri için bugünleri görmek çok kolay oldu! 28 dönem Milletvekilliği seçimlerine girmeyeceğim dedim! Ekip olarak çalıştığım arkadaşlarım bu çıkışımı önce manasız gördüler sonra da birlikte değerlendirince haklısın dediler!

Ankara’da görev aldığım ilk zamanlara denk gelen CHP İl gecesine katılmıştım! Kürsüde Kemal Kılıçtaroğlu konuşuyordu! Örgüt ve Genel Merkez olgusuna, gerçeğine ve yaşananlara öylesine sahip bilgilerle konuşuyordu ki, bugünü o konuşmaların ışığında görüyordum! Siyasette birlikte davrandığım ekip arkadaşlarıma ben bu seçimde yokum dedim! Tamamı şaşırmıştı! Düşüncelerimi söyledim, haklısın denildi ve biz bu dönem adaylık olayını kapattık! Ama “Geliyor gelmekte olan o yiğit insan için” hiç bir çalışmanın kapısını kapatmayız! Bir yerine on fazla çalışacağız! Örgüt işin mutfağı olarak görülmüyorsa,ağır topların, isimlerin hakim olduğu bir örgüt yapısı içerisinden emeği geçmemiş, değişimi sindiremeyen, benim adamım, benim vekilim anlayışı ile ortaya çıkan tablolar örgütün seçimlere karşı duyduğu duyarlılığı azaltacağı gibi, gerçek anlamda örgütlülük yapısınıda zayıflatırsınız!

Yanılmak isterdim. Ama neden yanılayım. Hem Ankara da sıcak izliyorum siyaseti. Siyaset bilimciyim, yıllardır sülale boyu siyasetin en temiz sayfasında biat sız hizmet veriyoruz. Aile eğitim konusunda sonsuz destek olmuş payımı almışım. Mütevazı olamayacağım siyasetteki altyapım ile aslanlar gibi ayaktayım. Ayakta olmayan ne biliyor musunuz, Bülent Tezcan’ının sayesinde Aydın da diz üstüne çöken siyaset.

Sayın Bülent Tezcan 20 Yıllık AKP iktidarı ile onun arasında ne farkın var?

Onlar Ekonomiyi, Tezcan ise Aydın'a siyaseti yerlerde sürünen bir durum yaratan baş Mimar Bülent Tezcan!

CHP'nın "Genç kuşak adayları ve gelecekte siyaset yapmak isteyenler, kadın adaylar" şimdi gözler sizde, vereceğiniz tepki de! Bu şahsı Aydın sınırlarının dışında siyaset yapmak için elimizin tersi ile  bırakmazsak, bunun için mücadele etmezseniz, işte böyle askıda ekmek durumuna düşersiniz! Bir daha ki döneme örgütlü olun, bu kemikleşmiş kadro anlayışını, şimdiden birlikte değişime uğratmanın zamanı! Kimse elimizden siyaset yapma özgürlüğünü alamayacak, kimse bu Şehrin siyasi anahtarını babasının tapusu olarak göremeyecek!

Sadece "GELİYOR GELMEKTE OLAN" meselemizdir. Bülent Tezcan ile hesaplaşma günüdür. Bir ayıbı bir hatayı bir ambargoyu yok etme zamanıdır!

Aday açıklanmadan kalemi kullanmak pek doğru bir şey değil demiştim! Belki yanılırım dedim, keşke yanılsaydım ama bir tek cümle kullanmak istiyorum. 

Sayın Bülent Tezcan neden hep seçimlere senin yüzünden bir genç ya da bir kadın adayın seçilmesinden yoksun giriyoruz. 

Genel başkanlık yardımcılığına kadar taşındın, artık başka il olması gerekiyordu senin için! İstanbul var, Ankara var, mesela Samsun Havza var(Ağabeyin bir zamanlar orada yılların partisinin birinden ilçe başkanlığı da yaptı), düş Aydın'ın yakasın dan denilmesi mi gerekiyor! 27 dönem de seninle ilgili yazılarım vardı. Belli ki bir kulağından girip diğer kulağından çıkıyor! Ayıptır artık... Aydın hiçbir Milletvekili için emeklilik yeri, adresi değildir.  İstersen şehrin siyasi anahtarını ve tapusunu da sana teslim edelim olsun bitsin. Kuşadası Stajer Avukatlık döneminden bilirim senin öykünü! Eline bir fırsat düşmeye görsün, elinden alabilene aşk olsun, her türlü hikaye yazar sakız olur yapışır elinde ki” hiç farklı düşünmedim, hiç yanılmadım senin hakkında!

Kemal Kılıçtaroğlu gibi bir liderin yanında hala siyasetin ilkelerini öğrenmediyseniz bunun adı nedir biliyor musunuz; dar kadro ile süreklilik sağlamaya çalıştığınız kendi adınıza koltuk ve karayel anlayışı! Koca Türkiye’de CHP’de siyasette değişim ile farklılıklar yaratan Kemal Kılıçtaroğlu’dan hiçbir siyasetin değişim  ve gelişim yüzü belli ki sana intikal etmemiş! Sende ki koltuk hırsı ancak kendine ışık saçar!

 Bu seçim sonuçları açıklandığında ilk üç bu bölgede CHP’ye nasıl bir fatura çıkaracağına bakacağız! Sonucu örgüt koyacak! Biz geldik oyunuzu tıpış, tıpış atın diyorsanız, bekleyin görün! Vekil Süleyman için bir kredi vereceklerdir, onun sırtından gidersen yine dört ayağının üstüne düşersin! Vekil Süleyman heyecanlı ve hareketli bir süreci sergiledi! Kapısını çaldığında kapıyı açtı, mütevazı davrandı, elinden geldiğince iyi niyetli oldu, onu bir kenara koyuyorum!

Vekil Hüseyin’e gelince, Aleviler onun için çantada oy deposu, öylemi! Nasılsa kimsede yok ortada,meydan boş, oylar Hüseyin’e! Alevi kesimi ahtevefayı bilir ama mecburiyeti hiç sevmez! Bu sefer senin üzerinden oy taşımak olmayacak bunu bilesin! Ben olsaydım teşekkür eder aday olmaz, Evrim Karagöz’ün önünü açardım! Evrim üzerinden belki üçüncü sıra gidersin!

Diğer sıralara girmeyeceğim, iyi niyetli arkadaşlar çalışacaklar, koşacaklar ama...

Bu arada arkadaşımız Nebahat Oskay Ürün’e de final yaptırmışlar! 

Dikkat ediyor musunuz değerli seçmenler; tabanın tercihini umursamaktan ziyade, kendi koltuklarını sırtlarında taşıyanlar nasılda tabanın oylarını çantada keklik görüyorlar!

Bu liste Kemal Kılıçtaroğlu’nun siyasette değişim anlayışına ayak uyduran bir liste olsaydı; Kurtlar sofrasından Üç çıkarma şansı banko olurdu İl için! Ha gayret kardeşim Evrim! Sen oy taşımazsan üç sayısını elde kaç ile yakalarız!