Çağdaşlaşma Yolunda Yönetme Erki Ve Ömer Günel

Giderek yeterli olmayan ve yanlı yönetim anlayışı ile beton yığını haline ve getirim merkezi haline gelen bir yerele başkan olma talebi oldukça düşündürücüdür ve zordur. Önemli olanda zoru başarmaktır!

Neden mi; çünkü kökleşmeye yüz tutmuş yerelleşme anlayışı, çıkar çevrelerin güçler merkezinde tepe noktası haline gelme istemi, makyavelist bir tavrın kişilerde olgunlaşma arzusunun yerelden beklenen destek yapısında gelişmeler ve en önemlisi de BARONLARIN en başından başlatacağı sebepsiz karalamalar ve manipülasyonlara açık bir zihniyetin varlığı!

Mesleğiniz Avukatlık olsa da her şeyin merkezden bitirildiği bir sitemde, her an koltuk omuzda anlayışına karşı duruş, vaziyet alma ve yanına da hizmet anlayışını ekleme, insanda sabır, cesaret ve metanet ister!

Ömer Günel’in bir basın açıklamasında sebepsiz muhalefetin savunucularından birinin olduğu basın temsilcisinin sorduğu soruya verdiği cevap yazdıklarımın tamamına karşılık atılmış bir kocaman tokattı; “BİZ MAFYA YA DİZ ÇÖKMEDİK, DİZ ÇÖKENLERİ AYAĞA KALDIRDIK” işte cesaret dediğim şey kaba kuvvet değil, inanç ve yüreğinizdeki göreve olan saygıdır!

Kuşadası’nı beton yığınından çıkarıp bir tatil beldesine çevirmek zor işti ama belki de yapılacak çok şeyler vardı diyerek kararlılıktan vazgeçmeden, yaza bileceğimiz onlarca cesaretle alınmış kararlarla, hiç olmazsa kalan sağlar bizimdir anlayışını bu kente kazandırmak işte zorlardan birini başlatmaktı!

Kuşadası’nda çağdaş çağdaş yapılanma yani kentleşme oldukça yanlışlara neşter atmayı gerektiriyordu; buda kararlılıkla yapılmalıydı ve olacak tüm muhalefete karşı koymaktı! Büyük şehir belediyesiyle uyum içerisinde çalışması kentin, Kent Meydanı dâhil birçok eksiğini çağdaş yaşama kazandırılması konusunda sabırla alınan bir yoldu, bunu başarmak geleceğe sosyal ve kültürel değerler bırakmak açısından önemliydi! Bu kararları alırken işin ucunda meşgale ve hukuk yollarının görünmesi de vardı. Ama hizmet engel tanımaz anlayışı bu tüm bunları omuzlamaya değerdi!

Hizmeti anlatmak değil göstermek ve yaşatmak önemlidir! Halk görünce gerisi teferruattır derler ya işte bu seviye anlayışı kazanılmıştır! Bunun için bir masraf ve gayrete gerek yoktur. Bu hizmeti yapmak için Aydın’dan adaya adres aramaya, yaptığı programlarla reklam yaratmaya  gelen uyanıklara fırsat vermemek gerekir. Aynasıdır kişinin yaptığı iş derler ya, Kuşadası’nda yaşamanın bir şans olduğu anlayışı ve söylemini, Ankara’da görevde bulunduğum çevremde sıkça duyduğum söylem haline gelmiştir! Ömer başkan sana Kuşadası’nda elindeki değerlerle ve yaptığın işlerle yürümek yakışıyor! Herkes kendi ilinde ve ilçesinde, mecrasında bulunsun ve işinin ekmeğini yesin!

Kente girince bir farklılık görmemek ve o havayı yaşamamak mümkün değil! Geçekten sosyolojik ve kültürel değişimler, çokla şan küme hizmetler ve görseller insanın içini açıyor!

Yakında Kuşadası’nda geciken Kent Meydanı , hızlı bir şekilde yapılanmaya doğru ilerlerken sormayı ihmal etmeyi hiç düşünmediğim bir soru; kendi çıkarlarınız için bu kente geciktirdiğiniz her hizmetin bedelini bu kentte yaşayanlar çekmemelidir, sizde artık bu hizmetleri engellemeyi değil, birer kazma kürekte sallamayı ihmal etmeyin!

Ayrıca kaç kuruş alıp, haber yapmayı ihmal etmeyen basın diye var olduklarını iddia edenler; unutmayın bu kenti insanca yaşamak için görev alacaklar kim olacaksa olsun, gerçek anlamda gazetecilik yapanlar görevlerini ifa ederek, o hizmeti yapacakların yanında yer almayı ve Kuşadası için görev yapmayı ihmal etmeyecekler ve  basın görevini  yerine getireceklerdir!

Koca bir coğrafya ve bu coğrafyada yer alan Kuşadası ve mahalleri; hizmetin geleceğine sadece inanmak ve sabır etmek gerekiyor; inanıyoruz ki muasır medeniyetlere yakın yaşayanlar, çağdaşlaşmanın eşiğine en yakın olanlardır!

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.