BİZLER BEDENE DEĞİL RUHA BAKMAYI ÖĞRENMELİYİZ

Toplumun en çok haklarında, hakları olan sosyal düzenlemeler gerektiren karaları bekleyen engeliler, yüz yıla yakındır yeterli kararları kucaklayamamış, toplumsal kabul denilen sevgiyi görememiş, iş gücüne ve eğitimde eşitlilik ilkesine kavuşamamış, bu süreçte toplumun örgütsel tepkileriyle kendilerini bir sosyal çerçevenin içinde görmeye başlayan engeliler, toplumsal başarıların bulunduğu spor dâhil tüm alanlarda azimle, istekle ve kararlılıkla yürümeye ve başarılara imza atmaya başlayınca, toplumsal bir değişim içine giren Türkiye, bugünleri ve bugünün gerçeklerini tartışmaya açmış, farklılıklar yaratmaya başlasa bile bugün bu yeterli kat edilmiş bir mesafe olarak görülmemelidir! Daha çok kararlılık, duyarlılık ve engelleri aşma gayretleri içinde olunmalıdır!

“Engelli yoktur, engelli zihinsel mucizelerin başarılarını göremeyenlere, fiziksel yönleriyle insan denilen değere sevgi yoksunluğuyla, acıma hissiyle yaklaşanlara verilen addır. Asıl sorun insana pozitif ayrımcılığı gösteremeyenlerin varlığıdır. . Beyinlerde ki güç ve kişiliklerde ki yapı ve duruş önemsendikçe, Bizler bedene değil, ruhuna bakmayı öğrenmeliyiz. Yaptıkları işe ve yeteneklerine o kadar ihtiyacımız var ki, umarım devlet bu yeteneklere daha geniş alan açar. Engeliler günü devletin sorumluluklarını, toplumun insan kavramını bilerek, insana sevgiyle yaklaşmayı bilenlerin gündür.

Beyinlerde ki güç ve kişiliklerde ki yapı ve duruş önemsendikçe engelli insan yoktur!

“ENGELİLER GÜNÜ DEVLETİN SORUMLULUKLARINI, İNSANLARIN İNSAN KAVRAMINI BİLMESİ GEREKTİĞİ GÜNDÜR”

Bizler bedene değil, ruha bakmayı öğrenmeliyiz. Yaptıkları işe ve yeteneklerine o kadar ihtiyacımız var ki, umarım devlet bu yeteneklere daha geniş alan açar. Engeliler günü devletin sorumluluklarını, insanların insan kavramını bilmesi gerektiği gündür.

Ülkem; dünyada engelli sıralamasında ki yerinin engelli insan oranının en çok olduğu yerlerde olması, ülkemin sosyal devlet olma, duygusal algı ve kültürel olgunluk kavramından uzaklığı her zaman tartışılacaktır.

Engelliyi anlama ve em pati yapma kültür ve olgunluğundan uzak bir toplum yapısı barındırıldıkça, engelliden mesut ve bahtiyar ve başarı olma olgusu asla istediğimiz düzeylerde olmayacaktır.

“ENGELLİ YOKTUR. ENGELLİYİ, ENGELLİ KAFALARIN ALGILAMA VE YAŞATMA FOBİSİ VARDIR”

Millet; bu devletten acınarak korunan engelli anlayışı yerine, engellinin yaratacağı üstün başarı ve katkılarından faydalanmayı bekliyor. Engelli yoktur. Engelliyi, engelli kafaların algılama ve yaşatma fobisi vardır” ifadelerine yer verdi.

Ayrıca bugün Türkiye’nin içinden çıkılmaz sorunu haline gelen Ekonominin yaşadığı Kaos, en çok korkulan şekliyle çok yeterli sayıda istihdam imkânı bulamayan engellilerin bir başlarına sosyal devlet ilkesinin varlığından yoksun bir şeklide mücadele vermelerinin imkânsızlığı devlet tarafından göz ardı edilemez!

Devletin en yetkin merhalelerinde ve görev yerlerinde yer alacak yetenek ve kari yel sahibi engeliler, görev alma konusunda ihmal edilmemeli, aksine içlerinde ki azim, hırs ve icra etmeye hazır başarı duygularından faydalanmayı da devlet ihmal etmeden, tolumda engellilere pozitif bir anlayışla, düzenleyeceği kalıcı kanunlarla yer açmalıdır!

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.