Yörük Efe Gazetesi ®️ | Aydın Haberler
2020-11-29 12:46:18

BARIŞIN DİLİ

Erdal Demir

erdaldemir_1957@hotmail.com 29 Kasım 2020, 12:46

Barış, oğul Arı’nın ismi, barış, başağın ismi, Barış toprağa düşen terin ismi, Barış yağmurun sesi, Barış güneşin sıcaklığı, barış toprağın kokusu, barış ayın ışıltısı, barış ana kucağı sıcaklığı, barış halayın ismi barış, evrensel değerlerin kendisi.
Ne ararsan insanda ara, insan evrenin hamuru, insan yaratanın mükemmeliyeti, insan değerlerin üstünü.
Barış ve kainat. Bir köprünün iki ucu. Üstünden yürüyerek geçenler insan. Başlangıç ile sonu belirleyen yaşamın varlığının mükemmeli insan.
İlmin kapısı insan, dünyası barış. Var olmanın ispatı insan, yaşam kaynağı barış.Tüm renklere sevgiyi bağ kılan barış.
Düşünenlere, bir olmayı iri olmayı diri olmayı sağlayan ilke barış.

Evrensel değerlerin üstünü Barış. Barışın olmadığı bir dünyada adalet en önemli terimdir deriz ya, işte burada aramamız gereken asıl temel ilke , barışın tahsisi edilmesini sağlayacak hukuk ve o coğrafyada yaşayan insanların huzurunu, adaletini ve beraberliğinde ki sevgiyi teşkil ve temsil etmeyi sağlayacak barışı tahsis etmek.

Barış dinlerin ve inançların farklılığını gözetmeksizin, renklerin ve ırkların farklılığını gözetmeksizin, gönülden akan sevgi pınarının kaynağına koymamız gereken değer barış.

Dünya sadece barışa ihtiyaç duyularak yönetilmelidir felsefesi bugün en çok değer verdiğimiz ve ihtiyaç duyduğumuz değer haline gelmiştir.
Bugünün dünyasını okumamız gerekiyor, Barışı bozan egemen güçleri tanımamız gerekiyor, emperyalizmin sömürüsünde ki ihtiras ve sömürü siteminin giderek büyüdüğünü, “neoliberalizim” denilen canavarın dişlilerinin çoğaldığını görmemiz gerekiyor. Emperyalist güçlerin dünya liderliğine soyunduğu bir dünyada, insan denilen üstünlerin üstünü varlığın, sınıflara ayrılarak ne denli zalimce sömürüldüğünü anlamamız gerekiyor.

Gönülden çıkan sevgi selinin, çıkar çevrelerince yozlaştırılarak, barışa nasıl bomba yerleştirildiğini bilmemiz ve anlatmamız gerekiyor.
Dünyamızı sömürü üzerine kuran, son yüz yılı neoliberalizim ile dizayn eden emperyalistler, barışı yok edecek tüm unsurları çıkarları ve inanılmaz ölçüde büyüyen önüne kendilerinin de geçemediği sömürü sistemi ile darman dağın ettiğini tüm dünya çaresizlik içinde izlemektedir. Kıtalar arasında ki mesafeleri iş birlikçi güçler ile kısaltan, kendi milletinin burnunu kanatmadan, orada yaşayan milletin insanını kendi kanı ile sulayan, kıran, katleden bir sistemin hakim kılındığı bir dünyada barışı anlatmak, aramak ve yeniden tahsisi etmek ne yazık ki, bu egemen güçlerin elinde olduğunu görmek barışa özlemi umutsuzluğa sürüklemektedir.

Çok değil sadece insanın ve insanlığın kendisi için yaratılan bu kâinatın paylaşımından huzur ve eşitlilik ilkesine içinde yaşamayı benimsemek barışı yeniden yaşama sürmek demektir. Bir lokma ekmeğe itikat eden insan karşısında, evrenin tüm kaynaklarını ele geçirmek isteyen güçler, önüne geçilmez birlik ve güç oluşturdular. Bu gücü üçüncü dünya ülkelerini parçalamak, yok etmek ve yeniden bu dünyanın coğrafyasını ve haritasını belirlemek içinde olan emperyalist güçler, toplu katliamları ve ölümleri sıradan bir yaşamın bir parçası haline getirecek bir algıyı oluşturmakta gecikmediler.

İnsanlık, inançların, mezheplerin ve kardeş kavgalarının arasında yok olup giderken yeni bir dünya ve o dünyanın egemen güçleri ortaya çıkmakta.
Bu güçler kendi ülkesini ve insanını yüceltip birinci sınıf haline getirirlerken, yok etmeye çalıştığı üçüncü dünya ülkelerinin insanları arasında inanç ve mezhep farklılıkları ile sınıf derinliğini dip vuracak hale getirdiler. Bundan en fazla zarar gören çocuklar ve kadınlar, evrensel değerlerden faydalanmak için barışın kaçınılmaz bir adalet olduğunu görüyorlar ve olağan üstü bir mücadeleyi veriyorlar.

Sonuçta sosyal devlet ilkesi ile özgür ve hür devlet ilkesi bir bütün içinde emperyalist güçlere direnecek, her şeyin bu kadar kolay olmadığını gösterecek bir dünyaya barışı getirmek artık bir insanlık görevidir anlayışı hakim olması gerekmektedir.

Demokrasi bloğu; sivil toplum örgütlerinin, sendikaların, meslek odalarının ve geniş halk katmanlarının içinde olduğu bir boyutu kazandırarak, önce Türkiye de sonra tüm dünyada bu neoliberalist düzenin çözülmesini sağlamak, insan sevgisini pekiştirecek toplum yapısını oluşturacak, barışın hakim kılınacağı bir dünyayı yaratacak ümidi ve direnciyle;
yaşanacak yeni bir dünyanın sayfasını, geleceği teslim edeceğimiz yeni nesli sevgi duygularıyla besleyerek açalım. Kuşak devrimi gerçekleşirken temel ilkenin barış ve insana, doğaya sevgi diliyle ve dünyaya örnek bir eğitim sistemiyle gerçeklestirmek zorunluluğunu yaratamazsak, yok etmeye yakın bir eșiğe getirdiğimiz dünyayı, kurtarma imkanı tükenecektir!
Sınıf farklılıklarının, bir olma, iri olma ve diri olma üstünlüğüne yenildiği yarınları inşa etmek barış diliyle mümkündür...



Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.