Cumhuriyet tarihinin  son 20 yılında  tek başına  iktidar olan  AKP, Türkiye’yi ve toplumu, ekonomik, siyasi ve  toplumsal yönden tam bir bunalıma  ve krize  soktu., AKP iktidarı, ABD nin ılımlı İslam projesi olarak iktidara getirildiği günden  beri,  cumhuriyet ve  laiklik karşıtı dinci  ideolojisi gereği, Cumhuriyet Türkiye’sini, Ortadoğu’nun şeriatçı despot bir rejimine  dönüştürmeye çalıştı. Gelinen  noktada, başarı da sağladı.Çünkü;  Anayasada  yazan, Laik, Demokratik, Sosyal  ve Hukuk düzeni yerine, her alanda,  hayatımızı çekilmez hale getiren, tek adama dayanan  dinci bir  istibdat düzeni kurdular..

        AKP iktidarı, son 20 yılda, kendisinden  önceki hükümetlerin yaptığı borçların  dört katı döviz borçlanması   yaptı. Bütün Cumhuriyet  hükümetlerinin yaptırdığı ekonomik  ve sanayi kuruluşlarını sattı, özelleştirdi. Milyarlarca  lira iç borçlanma yaptı., Yıllardır, zam, vergi ve  cezalarla trilyonlarca  para topladılar. Her doğal felakette  İBAN numarası verip  toplanan paralar, hazinenin  kaynakları, merkez bankasının  128 milyar  doları dahil,başka milyarlarca dolarları, bu  devasa kaynağı, yatırıma  ve istihdama kullanmadı.  Kaynakları, kendini iktidara getiren uluslararası  emperyalist sermayeye, beşli çeteye, yerli işbirlikçi sermaye gruplarına  ve  iktidar çevrelerine   peşkeş çektiler. Yap-işlet vurgun modeliyle, garanti ödemeli alanlara aktardılar. Yoksuluz diye geldiler, yedi sülalelerine fazlasıyla yetecek  zenginliğe ulaştılar Milyonlarca emekli,asgari ücretli,kamu çalışanları, esnaf ve  çiftçi-köylüler yoksulluğun da ötesinde  açlık ve  sefalete  mahkum edildiler.Her hukuksuzluğu, soygun ve  talanı din maskesiyle  sundular.

       AKP Saray iktidarı,ülkeye istihdam yaratan yatırımlar yapmadığından,  tarımdan hayvancılığa,  sanayiden  ticarete,enerji  ve petrol dahil, her alanda dış ülkelere bağımlılığı artırdı.Ülke kaynakları,  kendi işçisine, köylüsüne, tarım ve hayvancılık yapanlara destek yerine , ithalat- ihracat düzenlemesiyle, yandaş  şirket ve  sermaye gruplarınca  dışarıya   akıtıldı. Dış alımlar dövize bağlı olduğundan dövizdeki  her artış, fiyatların  armasına, halkın perişan olmasına  yol açıyor. Uygulanan   yanlış ve yandaş  dış politika yüzünden, Türkiye’nin  saygınlığı zedelendi, dikkate alınmayan ülke  durumuna düşürdü.

      Şimdi  Rusya – Ukrayna savaşı var. Türkiye, iktidarın  izlediği yanlış politikası sonucu, her iki ülkeye de, tarımdan hayvancılığa, enerjiden  petrol ve sanayi ürünlerine kadar  çeşitli alanlarda bağımlı durumunda. Savaş, bu ticaret  bağımlılığını  son derece pahalı hale getirecek , Bütçede, hazinede  para kalmadığı için,  yük  yine halkın sırtına yüklenecek.  iktidar, doğalgaz, elektrik, petrol ürünleri ve gıdaya,  her gün  vicdansız oranlarda  zam  yapmaya başladı.  Yarın yeni vergiler ve  zamlar devam edecek. Enflasyon artacak, döviz yükselecek, hayat daha da pahalılaşacak.  Milyonlar daha perişan olacak.. AKP başkanı ve  yandaşları, zamları, vergileri, cezaları,  savaş koşullarına  bağlayacaklar. İktidar,  beceriksizliğini, vahşi sömürü, talan ve baskı düzenini, hak gasplarını, hep,  doğal felaketlere, kadere , hatta Allah  söylediği için yaptıklarını söyleyip halkı din  sömürüsüyle   aldatıyorlar.

       Ülkemizin  ekonomik ,sosyal ve  siyasal açıdan,bunalıma sürüklenmesinin, ülkemizin dışarıya bağımlı hale gelmesinin, milyonlarca işsizin yaratılmasının, ülkedeki  soygun ve  talanın, bağımlılığın, demokratik  hak ve özgürlüklerin  gasp edilmesinin tek  sorumlusu   AKP iktidarı ve yöneticileridir..İktidarın bu olumsuzlukları, dün  başka olaylara, bugün  savaşa  bağlayarak devam ettirmek istemesine fırsat verilmemelidir. İktidar doğruları söylemiyor. Gerçekleri  çarpıtıyor ve halkımızı  kandırıyor.  Vatanını, laik demokrasiyi, hak ve özgürlükleri savunan  bütün kesimler, birleşerek, kararlı demokratik mücadelelerini sürdürmelidirler. İktidarın , ülkemizi  dinci/ şeriatçı yobazlığa  mahkum etmesine, ülkemizi ve halkımızı savaşa sürüklemesine asla izin verilmemelidir.