Akkuyu patlamasının düşündürdükleri

Önceki gün Mersin Akkuyu Nükleer Santralı inşaatında müthiş bir patlama oldu.
Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır hemen olay yerine gitti.
Büyükeceli sakinlerinden aldığı bilgi ve görüntüleri paylaştı.
Başarır’la konuştum. “Beldede 86 evin hasar gördüğünü, biri gözünden olmak üzere cam kırıkları nedeniyle çok sayıda yurttaşın yaralanmış olduğunu” söyledi.
Valiyle konuştuğunu “planlı bir patlama yapıldı” dediğini de ekledi.
Görüntülerin dehşeti ve çevreye verdiği zarar anlaşılınca pek de planlı bir patlama olmadığı görünüyor...
Mersin Valisi kamuyu ikna edecek doğru bilgiyi ivedilikle vermeli…
Akkuyu Nükleer Santralı’nın öyküsü benim yaşamımda çok etkin yer tutar.
Üniversite bitirme tezim “Nükleer Santrallerin insan ve çevreye olan zararları” idi. “Nükleere Hayır” afişlerini asarken karakola düştüm.
Türkiye’nin her yanında yapılan eylemlere katıldım. İmza topladım.
Milletvekili Cüneyt Canver’le Büyükeceli’de toplantılar düzenledim.
Bakanlığım sırasında nükleer santrallara karşı durarak ihaleleri ertelettim.
Milliyet gazetesindeki köşemde tüm yazar ve çizerler gibi Akkuyu Nükleer Santralı’na karşı yazılar yazdım!
Böylece dönemin Başbakanı Ecevit’in santral ihalelerini iptal etmesine katkı sundum.
Hatta Meclis’te yaptığım konuşma ve verdiğim önergeler nedeniyle basın savcılığında açılan soruşturmaya bile muhatap olmuştum…
Yani kararlı ve zorlu bir süreçte nükleere karşı savaştım!
Nükleer santrallar çevreyi yok ediyor. Üstelik atıklarının doğadan temizlenmesi için yüz yılların geçmesi gerekiyor.
“Yenilenebilir enerji kaynaklarında gelinen” son teknolojik gelişmeler düşünülürse, bu eski enerji kaynağına hâlâ kurtarıcı gözüyle bakmak, en hafif deyimle yaşama ihanettir!
AKP iktidarıyla halkın istemediği ve gelişmiş ülkelerin vazgeçtiği nükleer santralların yapımına yeniden başlandı.
Para ve nükleer teknolojiyi elinde tutan ülkeler 3. ülkelere, insanlık ve doğayı korumayan geri kalmış bu tesisleri kurmak için çaba gösteriyor…

Hatta krediler vererek teşvik ediyor.
Bir zamanlar Türkiye’ye iştahla bakan Kanada Candu Firması, Türkiye’de nükleer santral kurmak adına yaptığı finansal girişimlerinden dolayı Kanadalı çevrecilerin şikâyetiyle yargılandı ve ceza aldı!
Birleşmiş Milletler Nükleer Santrallarla ilgili raporunda: ”Santralların kurumunda gelişmiş ülkelerin, hedef ülkelerin siyasetçi ve bürokratlarına doğru bilgi vermedikleri gibi kuruluşlarını sağlamak için özendirici tekliflerde bulunmaktadırlar” diyor.
Nitekim; benzeri davranışlarda bulunmak isteyen firmaların “İşe alacağız” tekliflerine Büyükeceli’li kadınların yürekli ve kararlı bir biçimde “Akkuyu’da işe giren benim odama giremez!” diye eylem yaptıklarını gün gibi hatırlıyorum.
Akkuyu; nükleer santral kurulan Silifke/ Büyükeceli Beldesi’ne ait bir koyun adıdır.
Burası masmavi denizin, dağların zümrüt yeşiliyle sarmaş dolaş olduğu yerdir.
Doğal bir akvaryumdur! İçinde çeşitli balıkların kaynaştığı, ahtapotundan ıstakoza, karidesinden lagosuna kadar denizdeki tüm canlıların salınarak dolaştığı bir doğa harikasıdır!
Koyun hemen doğusunda girişi kapatan Beşparmak Adası’nda ise soyları tükenmekte olan, Türkiye’de yalnızca 49’u yaşayan Akdeniz foklarının yuvaları bulunmaktaydı.
Şimdi bu yuvalar yok edildi… Foklar nerede bilinmiyor!
Ayrıca, el değmemiş kumsalına deniz kaplumbağaları yani, ‘caretta caretta’lar yumurtluyordu. Artık kumsalda kalmadı!
Bugün etrafı tellerle çevrilmiş 55 bin dönümlük arazi Rus toprakları olarak kabul ediliyor. Kapılardan girmek çok zor. Sadece santralın üniteleri değil, yaklaşık 10 bin kişinin yaşayacağı bir belde kuruluyor.
İnşaata, ilk Akkuyu Nükleer Limanı’nın inşasından başlanıldı.
Limanın ihalesiz, bilinen 5’li firmadan birine, verildiği iddia edildi.
Neden önce limandan başlandı?
İddia odur ki; Suriye’de düşürülen uçak sonrası Rusya ile yapılan ve gizli tutulan ek maddede; “T.C. Rus asker ve gemilerine Akkuyu Nükleer Santral Limanı’nda lojistik ikmal yapma izni verecektir.”
İddia doğruysa, Ruslar düşürülen uçak karşılığında Türkiye’den bir deniz üssü almış oluyor!
Son 40 yılda dünyada iki nükleer santral kazası oldu. Rusya ve Japonya!
İktidar; Sinop’ta Japon, Akkuyu’da da Rus teknolojisini yani 2 sabıkalı santral modelini uygulamaya çalışıyor!
Türkiye bu insafsızlığı hak etmiyor…
 


Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.