Ne demiş ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK “Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin devlet halinde varlığı kabul olunamaz” Yıllar öncesinde böyle bir eşsiz zekanın sarf ettiği cümlede yüzlerce mesaj gizli aslında. Döneme nazaran yorumladığımızda adalet sisteminin ne denli bağımsız işlediğini ayrıca eşitlik ve adil olma kavramlarının ülke üzerinde ne kadar doğru uygulandığının yorumunu sizlere bırakıyorum.

Adalet bir medeniyetin en önemli yapı taşını oluşturur. Toplumda doğru  işleyen adalet sistemi toplumu oluşturan milletin ne kadar huzur ve refah içinde yaşadığının kanıtıdır. Adil olmak öncelikle insani bir görevdir. Bireyde başlar ve toplumda tıkır tıkır sekmeden sistem yerini bulur. Adaletin olmadığı ve adalet kavramının tam anlamıyla işlemediği toplumlarda hem milletin hem de insan yaşamının devlete güveni azalır ve bireylerin yaşam kalite standartları dibe vurur. Bir ülkede toplumun mutluluğunun belirlenmesindeki asıl ölçek, devletin uyguladığı eşitlik, adalet ve hukukun gerektirdiği Prensipleri yerine getirmekteki tavrıdır. Adalet, bir devletin onurunu temsil eder. Halkın haklarının ve özgürlüklerinin her türlü korunması, savunulması ve adaletin yerini bulunmasının sağlanması adaleti yerinde uygulayan devletin ve adalet sisteminin amaç ve görevini oluşturur.

Şimdi niye bu temadan makalemi yazdım bu hafta merak edebilirsiniz? Günümüze bakıldığında bazı çatlaklıkların mevcut olduğunu görüyoruz. Adil olmanın ötelendiği ve hukuk devleti anlayışının ayrıca eşitlik, adalet sisteminin olması gereken şartlar ve kurallar içerisinde eşit olarak uygulanmadığının kanaatinde olduğum için adalet kavramının tanımı üzerinde durdum. İşlev ve amaçtan sapma her zaman tehlike yaratır. Hukukun üstünlüğüne zarar verecek bütün karar ve yaptırımlar karanlığa sürüklenmeye sebep olacaktır.