Bize verilen en büyük nimet olan zaman ile hesaplaşıyorum; insan an adından ne büyük dersler/sorular çıkarılabiliyormuş öğreniyorum. Öğreniyorum ve uzanabildiğim herkese öğretiyorum.
Bir saatten duyuyorum “dün” diye bir şey yok. Bir saatten duyuyorum “yarın” diye bir şey yok. Yalnız şimdi var ve yalnız şimdinin türevleriyle yaşamak mümkün anlar boyu.
Öyle, şimdi, şuan, an, her şey ve hiçbir şey; benim dâhil olduğum ve benim ben olmadığım bir iç düş bu. Bir öğlen uykusunda üzerine uzandığım saatlerin her yanına yayılmış olmakla suçluyorum ve kutluyorum kendimi. Dün yoktum. Yarın olmayacağım. Oysa yarın da düşlerimde dün de düşlerimde bugün de düşlerimde olacak. Zihnimiz ile oluşturduğunuz zamanın etkileri korku, umutsuzluk umut veya mutluluktan başka nedir? Nedir bu zamanın türevleriyle kendimizi boğuşturmak halbuki sadece an yaşamak mümkün iken.
Hem zamanın, hayatın neresinde yolun hangi son çeyreğinde olduğumuzu bilmemek korkusu işi zorlaştırmıyor mu ? Zamanın hangi evresinde olduğun sır resmen. İnsanı huzursuzluk çarşaflarına saran kendi dünyasında kendine bir yer edinememesi değil midir? Neden yarı yollarda kalmak, hiç yola çıkmamış olmakla sarılıp barışmaz? Neden bitirilmeyi hak eden yollar bir çıkmaz sokağa uzanır? Neden bu dönemin insanlarına anlaşılmamaklatan başka hiçbir işe yaramaz kelimeler?
Bu bedene bürünüşüm ve bu dünyaya yolcu edilişim, bu özü yaşamamın onu zamanın içinde, kendini yarın ve dün ile boğuşturmak nedir?
Bedenin içindeki özünü sana verilen en güzel nimetin yani zamanın içinde kaybetmek nedir ?
Kimisi için an yalnızlığın çatısıdır, kimisi için çıkmaz sokağı. Kimisine pranga gibi gelir an, kimisineyse özgürce uçmak, kanat takmak gibi… Çünkü an pek tabii anlatabilir bize yalnızlığın ne demek olduğunu ve tıpkı an gibi yalnızlık da bize anlatır an’ın ne demek olduğunu. Ama yalnızlık bir adım öndedir hep andan. Belki de insandan. Hep bir nefes önde gider.
Sen nefes alırsın zamandan eksilir.
Zaman, nefes kadar yakındır bize ve zaman bir nefes kadar da uzak iken nedir geçmiş ve gelecek ile bu kavgamız ?