BDT'NİN ÇOCUKLARA ETKİSİ

 İnsanın psikolojik işlevselliği, iyilik hali, biliş, duygu ve davranışlarının bir bütünüdür. İyilik halinde olduğu gibi, psikopatolojilerin güncel modelleri içerisinde de düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki karşılıklı etkileşime vurgu yapılmaktadır. Bilişsel davranışçı terapiler içerisinde de bu üç bileşenin etkisinden söz edilmekle birlikte; üçüncü kuşak bilişsel davranışçı terapi yaklaşımlarına kadar duygu kavramının davranış ve bilişin gölgesinde kaldığından söz edebiliriz. Üçüncü kuşak yaklaşımlarla birlikte bilişsel davranışçı terapi alan yazında duygu kavramının daha görünür hale geldiğini söyleyebiliriz. 
Bilişsel terapi Aaron T. Beck tarafından, depresif bozukluklarda mevcut sorunların çözümü ve işlevsel olmayan düşünce ve davranışlarını değiştirmek üzere geliştirilmiştir. Kontrollü çalışmalarla majör depresif bozukluk tedavisindeki etkinliği gösterilmiştir. Depresyonun bilişsel tedavisi, çok değişik hastalıklar için, bu bozukluğun birtakım özel kavramsallaştırılması üzerine inşa edilmiş belirli bilişsel stratejilerin kullanımına yol açmıştır. Özünde bilişsel davranışçı tedaviler üç temel özelliği paylaşmaktadır:
1. Bilişsel aktivite davranışını etkiler. 
2. Bilişsel aktivite izlenebilir ve değiştirilebilir. 
3. İstenilen davranış değişikliği bilişsel değişim yoluyla gerçekleştirilebilir. 
Yetişkinlere mucizeler yaratan BDT yöntemini şimdilik bir kenara bırakaraktan çocuklara etkisinden bahsedeceğim. 
Çocuk ve ergenler için etkili bir yöntem olduğunun anlaşılması 1990’lı yıllardan sonra olmuştur. Anksiyete bozuklukları da çocuk ve ergen psikiyatrisinin en yaygın sorunlarından biridir. Yapılan çalışmalarda çocuk ve ergenlerde anksiyete bozukluğunun tedavisinde BDT’nin etkinliğini kanıtlanmıştır. Üstelik bu çalışmaların bazılarında etkinliğin kalıcı olduğu belirtilmektedir. Anksiyete bozukluğu ve çocuklar üzerinde müthiş etkisi olan BDT’nin öncelikli hedefi uygun olmayan öğrenme ve düşünme paternlerini değiştirmektir. Şimdi ve burada yaklaşımıyla şu anki problemlerin kökenleri anlaşılmaya çalışılır. Süreçte de semptomları devam ettiren etmenler üzerinde durulur. Tedavide baş etme becerilerini arttırarak, stres yaratan belirtiler azaltılmaya çalışılır. Bu amaç doğrultusunda seanslarda; kendini izleme, gevşeme eğitimi, sistematik duyarsızlaştırma, sosyal beceri eğitimi, bilişsel yeniden yapılandırma, maruz bırakma yöntemleri çocuğun sıkıntıları göz önünde bulundurularak uygulanır. Değerlendirme ve takip için bozukluklara özgü ölçeklerden yararlanılır. Değerlendirme araçları ve tedavi yöntemi kullanılırken çocuğun yaş ve gelişim düzeyine özellikle dikkat etmek gerekir.
 


Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.